Amerikan'ın kucağında büyüyen çocuk; PYD

Amerika'nın başına Trump'un gelmesinin üzerinden yaklaşık altı ay geçti. Türkiye cenahından Suriye ve PYD politikaları için bazı iyimser beklentiler oluşmuştu. Ama geçen süre zarfında bu beklentilerin boş bir hayalden ibaret olduğu görüldü. Aylar da yıllar da geçse değişen bir şey olmadı ve olmayacak. Kim gelirse gelsin sonuçta Pentagon ve CIA'nın politikalarını yürütmekten başka bir seçeneği yoktur.  Onu başkan seçtirenler kendi politikalarını yürütmek için o koltuğa oturtmuşlar. Amerikan başkanlarının maksimum yapabilecekleri, önüne getirilen seçeneği değil de kendisine sunulan seçeneklerden birini tercih etmesidir.  Sonuçta hangi seçenek ve alternatif olursa olsun Amerikan emperyalist politikalarının devamını sağlayacaktır. Bu da bizler için işgal, kan ve ölümdür.

Amerikan sistemi, Suriye'yi bölmeyi, yürüttüğü politikalarıyla uyumlu, kirli emellerinin devamı için bölgeyi savaş alanına çevirecek bir taşeron istedi.   Bu taşeronun ırkı, dili ve rengi önemli değildi. Önemli olan çıkar ve menfaatlerinin devamıdır Bir dönem, ÖSO denendi. Ama ÖSO'nun bunu yapabilecek kapasite ve homojenlikte olmadığı görüldü. Buna en elverişli yapının PYD olduğunun keşfedilmesine gerek dahi yoktu. Sonuçta yıllardır PKK ile her türlü şeytani plan yürürlüğe konuyordu. 

PYD'ye verilen her türlü destek ve güvenlik şemsiyesi, Türkiye'yi oyalama taktikleri, Rusya ile yürütülen denge politikalarıyla PYD günden güne büyütüldü. Hâlihazırda Suriye'de tek başına ülkenin 5'te birini yanı 38 bin km2'lik toprağı kontrol eder duruma geldi. Suriye-Türkiye sınırının yüzde 65'ine hâkim.

Türkiye'nin ısrarla Rakka'yı birlikte IŞİD'den temizleyelim tekliflerini elinin tersiyle çeviren Amerika, tercihini PYD'den yana kullandı. Bu bahaneyle müttefiki olduğu Türkiye'ye parayla vermediği gelişmiş silahları PYD'ye vermekten çekinmedi. Bunu gizli saklı da değil, aleni ve açıktan yapmakta.  Rakka operasyonu başladı, kapılarına dayanıldı, alınması an meselesi gibi haberlerin ardından PYD ile IŞİD'in anlaştığı haberleri yayıldı. IŞİD, Rakka'yı PYD'ye bırakacak, bunun karşılığında da IŞİD'in Rakka'dan çekilmesine izin verilecekti. Ama oyun tutmadı.  Oyunu Rusya'nın adımı bozdu.  IŞİD'in tahliye konvoylarını Esad uçakları vurmaya başladı. Bu duruma engel olmak için Amerika, Esed'in uçağını düşürdü. Uçağın düşürülmesiyle Amerika ve Rusya arasındaki iletişimin yerini karşılıklı restleşmeler aldı.

Türkiye, PYD'nin büyütülmesiyle ilgili rahatsızlıklarını ilk günden itibaren dile getirmekte. İki ay önce Türkiye, PYD'yi vurmasın diye askerleriyle tampon bölge oluşturan Rusya, bu defa farklı davranmaya başladı. Tel Rıfat ve Afrin'deki askerlerini bölgeden çekmeye başladı. Bu adım, Türkiye'nin olası operasyonuna yeşil ışık olarak algılandı.

Türkiye, Tel Rıfat ve Afrin'e girer mi?

Amerika daha ne kadar oyalama taktiğine devam edebilecek, PYD için Türkiye ile bir çatışmaya girer mi, Türkiye-Rusya, İran ile birlikte Amerikan politikalarını akim bırakır mı? Bu sorular en çok merak edilen önemli konular. Bunu önümüzdeki süreçte göreceğiz.

Esas önemli ve tüm emperyalist planları akim bırakacak olan; bölge ülkelerinin bir araya gelerek her türlü işgal, zulüm ve adaletsizliğe karşı koymalarıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.