Ankara katliamında gözden kaçanlar

Adı Muharrem, henüz 14 yaşında.

Bir sıfır yenik başladığı yaşama tırnaklarıyla tutunma çabasında…

Ankara saldırısında sessiz sedasız öldü, ismini duyanımız yok…

Otuz yedi ölüden sadece bir ölü.

Adı anılmaya değmeyecek kadar önemsiz.

Ve Muharrem'in ölümüyle özgürleşeceğine inandırılmış bir beyinsiz…

Nüfus müdürlüğü kayıtlarından düşen sıradan bir kayıt.

ODTÜ'lü iki genç konuşuldu ilkin. Sonra Umut Bulut'un babası Kemal Bulut konuşuldu. Sonra genç kız Destina konuşuldu. Sonra… Ama Muharrem'e yer kalmadı medyada.

Muharrem yer bulmadı.

Yeri olmamalıydı zaten.

Yer kaplayacak kadar değer arz etmiyordu zira.

Güçlülerin tarihi yazıldığı gibi, güçlü ve etkili olanların hayatlarına yer verilmeliydi medyada.

Muharrem, kâğıt toplamakla ailesini geçindirmeye çalışan 14 yaşındaki bir çocuk.

Dünyanın yükü cılız omuzlarında; feryadını işitmedi 20Hz-20kHz arasındaki frekansları işitmeye muktedir insancıklar.

Ve Muharrem Sur, Derik, Silopi, Dargeçit ve Nusaybin'in…

Patlamaya hazır öfke ve kinin…

Yani hainin intikamı oldu.

Terör örgütünün başarı(!) hanesinde, Muharrem sadece bir çentik kadar yer kapladı.

Muharrem, gariban bir ailenin garip çocuğu…

Garabet bir örgütün garip bir eylemiyle ve garip bir ölümle hayata veda etti.

FETÖ medyası hükümete çattı, HDP de her zamanki gibi ilk etapta kınadı.

Sonra taziyede boy gösterme seremonisi.

Ya Muharrem'in taziyesi?

Sahi ismi okunmayan, bir hikâyesi bile olmayan bu Mustaz'af çocuğun taziyesi mi olur?

Diyarbakır'da çorbacıda çalışan Şehmus'un talihi ve ölümü ne kadar da örtüşüyor Muharremle?

İkisinde de katil, aynı zehri kusan akrep.

Hedef, suçlu suçsuz gözetmeden ölüm kusmak…

Namlu veya bombanın ucunda ailesini alın teriyle geçindirmeye çalışan, ömrünün baharında gencecik bir fidan.

Sonuç.

Bütün trajik filmler gibi kimselerin okumaya zaman ayıramayacakları kadar sıradan bir hikâye.

Yürek burkmaya devam ediyor hain.

Ama etkisini yıllar sonra gösterecek kadar derin.

Hainin azığı öfke ve kin…

Zira ne iman barındırır yüreğinde ne din…

DAĞLA SAHNE ARASI: ARAF

Oyuncu Füsun Demirel, geçen pazar günü Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda "Dağa çıkacaktım, babam engel oldu" ve "Ben bir gerillayı ya da gerilla annesini oynamayı çok istiyorum" gibi açıklamalar yapınca oldukça tepki topladı.

Fusün Hanım'ın bu açık yürekliliğinden dolayı kendisini tebrik etmek gerekir, zira bunları söylemeyip ‘aile içi'nde iş çevirebilirdi.

Çevirmedi.

Gençliğinde dağa çıkmayı düşündüğünü, babasının buna engel olduğunu da ekliyor, Füsun hanım.

Ancak gelinen noktada Füsun Hanım'ın dağa çıkmasına engel olacak bir babası yoktur, fakat ATV'de rol aldığı “Aile İşi” adlı dizi dağa çıkmasında tek engel görünüyordu.

Dizi ekibi, Füsun Hanım'ın işini kolaylaştırma adına dizideki işine son verdi.

Yani dağa çıkmakta hiçbir engel kalmadı.

Ha bu arada “Aile İşi” gibi bir dizide ne işler çevrilebileceğini fark ettik herhalde?

MASUM EYLEME KAN BULAŞTI

Cumhuriyet gazetesi, Ankara'daki eylemi tam kendisine yakışan bir üslupla anlatmış.

“Amaç Çevik Kuvvetmiş, ancak otobüs şoförü bir anda çıkmışmış.”

Hay aksi, bu şoför de olmasaydı, ne kadar başarılı bir eylem olacaktı?

Belki de ölü sayısı yüzleri bulur, eylem daha da uzun süre konuşulurdu.

Ancak her şey o otobüs şoförünün zamansız çıkışıyla oldu.

Şoför,  bir çuval inciri berbat etti.

Bir gün sonra da Mustafa Karasu, Özgür Gündem'de aynı ifadeleri kullandı.

Cumhuriyet gazetesi, Mustafa Karasu'ya da konuşacağı metni hazırlamış oluyordu bir bakıma.

Ne de olsa birkaç gün önce sol bileşenli ona yakın örgüt ortak eylem kararı almışlardı. Ortak metin kararı neden olmasın?

Şoföre gelince;

O şoför, Doğu veya güneydoğuda olsaydı, birkaç gün sonra evinin patlatılması işten bile değildi.

Hani hak etmiyor da değil. Akrabalarına kadar çevresinde kim varsa cezalandırılıp herkese güzel bir ders verilebilirdi.

Adamın yüzünden ses getirecek masum eyleme kan bulaştı.

HAFTANIN İNCİLERİ

“Terörizm başka milletler arasında da var. Hristiyan dünyasında da var, Yahudi dünyasında da var. Bazen böyle işte IŞİD gibi, El-Kaide gibi terör örgütleri oluyor. Bazen de terör devletleri oluyor”. İslam dünyasına bakıldığı zaman bugün terör devletlerinin bulunduğunu öne süren Gülen, “Bilmem yani kendi ülkem için aynı şeyi söylemekten hicap duyuyorum, belki mülahaza dairesini açık bırakmak lazım orada da” (Fethullah Gülen - Moskovski Komsomolets gazetesi)

“Erdoğan bizi yenerse, Türkiye'de demokrasi isteyen herkesi mağlup edebilir. Onun rüyalarının gerçeğe dönüşmesinin önündeki en büyük engel biziz. Eğer Erdoğan bizi saf dışı bırakırsa, kazanır. Erdoğan'ı ve AKP'yi devirmek istiyoruz. Erdoğan ve AKP devrilmedikçe, Türkiye asla demokratik bir ülke olamaz” ( Cemil Bayık – The Times gazetesi)

"Ankara'da Çevik Kuvvet Polislerini hedefleyen eylemden sonra AKP iktidarının 'ezeceğiz, yok edeceğiz' söylemleri, kirli savaşın daha da şiddetleneceğini ve sivil katliamların Cizre, Silopi, İdil ve Sur'da olduğu gibi pervasızca gerçekleştirileceğini ortaya koymaktadır. Bu gerçeklik bile faşist AKP iktidarına karşı oluşmuş HBDH'nin ne kadar doğru zamanda ilan edildiğini ortaya koymaktadır." (Mustafa Karasu - Özgür Gündem gazetesi- Hüseyin Ali müstear isimle)

‘'Ankara'daki saldırıyı lanetliyorum, Erdoğan'la savaş da olmaz, barış da.''(Hasan Cemal)

HER ŞEY KÜRTLER İÇİN

Şırnak'ta valilik tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasağının zırhlı polis araçları ve camilerden duyurulmasının ardından halkın çoğu şehri terk ederken PKK'liler, aracıyla barikatı aşmak isteyen bir sivile silahla ateş açarak yaralayıp aracını yaktı.

Öte yandan Gazi Paşa Mahallesi Ömer Kabak Meydanına inen PKK'liler yolu keserek,  gelen 3 araca el koydu. Cemal Demir (43) adlı vatandaş  barikatı aşmak isterken,  PKK'lilerin aracına ateş etmesi sonucu yaralandı.

Özgürleşmeye ramak kalmış bir anda Cemal Demir adlı bir vatandaş aracının yakılmasına müsaade etmiyor, pes doğrusu.

Bir de yurtsever olacak. Hain, işbirlikçi, cahş…

Bundan daha büyük işbirlikçi, hain, satılık insan olur mu?

İnsanların örgütün eylemlerine karşı çıkmasına göz yumulur mu hevaller?

Bir Kürt özgürleşmek istemiyorsa en azından bunun cezasını canıyla ödemek zorunda.

Doğru ya PKK'nın sözünü dinlemeyen en iyi Kürt ölü Kürt'tür.

Yoksa siz hâlâ özgürleştiremediklerimizden misiniz?

KÜRT ÖZGÜRLÜK HAREKETİ Mİ DEMİŞTİNİZ?

Kürdün arabasını yak…
Kürdün evini başına yık…
Kürdün sokağına tonlarca bomba ve mayın döşe…
Kürtlerin tamamını namlunun ucuna sürüp rant devşirme hesabı yap…
Kürdü yerinden yurdundan et…
Bağımsızlığa doğru ilerleyen Irak Kürtlerine takoz ol…
“Ulus devlet istemek, ilkelliktir” dedikten sonra bağımsız Kürdistan'dan dem vur…
Sonra “Kürt Hareketi” diye isimlendirsin seni Cengiz Çandar'ların, Ruşen Çakır'ların, Hasan Cemal'lerin, Baskın Oran'ların ve sayıları binleri geçen akademisyen bozuntuların.
Sevsinler, senin özgürlük anlayışını!

LANETLEMEK YETMEZ!

IŞİD, pazaryerine, camiye canlı bombayla saldırıp yüzlerce insanın ölümüne neden olduğu için lanetlenmeli.
Tamam lanetleyelim.
Ya aynı eylem tarzını devam ettiren sol örgütlere ne demeli?...

PKK, DHKP-C, TİKKO, MLKP… gibi bileşenler?...

Otobüs durağında otobüs bekleyen insanların arasına patlayıcı yüklü araçla dalan ihanet çeteleri?

Küçük çocukların ölümünden rant devşirmeye çalışan sözüm ona özgürlük savunucusu, vejetaryen, ekolojik, hümanist, yerdeki izmariti görünce yüreğindeki yağı eriyen cici çocuklar.

Yumurtaya yatmış kekliğin korkmaması için silah sıkmayıp çatışmaya girmekten imtina eden(!) barış havarileri?

Ya Ortadoğu'nun barış güvercini PKK'ya ne demeli?

Olayı kınamak, lanetlemek yetmez beyler!

Arkasındaki saikleri isimlendirelim.

Bir ay önceki eylemde PKK ile konTAK kurmaya çalıştı kimileri.

Fatura, bir amaca hizmet için kurulmuş olan TAK'a havale edilip günah çıkarıldı bir süreliğine.

TAK'ın eylemine HDP'li milletvekilleri taziye ziyaretinde bulundu.

Medya bu taziyeyi günlerce işledi.

Taziyeye giden vekiller savunmaya geçmeden Karayılan, taziyeye gitmenin erdemlerini uzun uzadıya sıralamaya çalıştı.

Kürtlerin hiçbir değerine tahammülü olmayan yapının taziye üzerinden Kürtlerin değerlerini hatırlamaya çalışması da trajik olayın içindeki komik efektler mesabesindeydi.

Geveliyordu örgüt.

Ağzındakini yutmaya çalışıyordu.

Ancak ağzındaki yenilir yutulur cinsten değildi.

Üstelik yutulsa bile bunun hazmı ve çıkışı da cabası.

Bu geveleme devam ederken örgütün dağ kadrosundan Sabri Ok, “Zinar yoldaşın eylemi askeri sonuçları itibarıyla büyük bir eylemdir. Bu eylemi TAK ya da başka bir güç üstlenmiş olabilir. Fakat Zinar yoldaşın eylemi her açıdan sahiplenilecek ve onur duyulacak tarihsel bir eylemdir" diyerek derin bir oh çekti.

Rahatlamıştı örgüt.

Ankara'da eylem yapacak gücümüz var, biz hala güçlüyüz demeye getirdi.

Fonda “yıkılmadım, ayaktayım” parçası.

Birkaç gün önceki kanlı, gözyaşılı, dehşetü'l-vahşet görüntüler unutulmaya yüz tutmuştu hâlbuki.  Örgütün morale ihtiyacı vardı ve yavru örgütten rol çalıyordu bu sefer. Siz buna dar alanda kısa paslaşmalar da diyebilirsiniz.

Sonuçtan nemalanacaktı, başka çaresi yoktu.

Ölenlerin yaşları, masumiyetleri hiç mi hiç ilgilendirmiyordu örgütü, çünkü geçmişi bu tür eylemlerle dolu, tarihi katliamlarla yazılmıştı örgütün.

Peçenek, Pınarcık, Başbağlar, Susa… Ve daha niceleri…


TERS AÇI

KATLİAMI AMUDA KALKARAK GÖRMEK

Ölümleri kıyaslamak ne denli büyük pervasızlıksa, Azrail'e ideoloji atfetmek de bir o kadar kahpece.

Şeytan'ın SÖZCÜ'lüğüne soyunmuş, tuvalet kâğıdı olarak kullanılmaya bile imtina edinen bir müsvedde, Ankara eyleminden sonra kendince rahatlayabilecekleri bir sonuca ulaşmış.

Manşette tesellileri açık ve net:

'Tesellimiz ölenlerden birinin başörtülü olması' diyecek kadar sefih.

Bir başörtülünün ölümüne bayram eden bu ecnebi artıkları gösteriyor ki Anadolu asla bağımsızlaşmadı ve Kurtuluş Savaşı bir safsatadan ibaret..

Batılıların gelişinde onları alkış ve zılgıtlarla karşılayanlar, gidişlerinde misyonlarını üstlendi.

Batı'yı çiçeklerle karşılayanların evlatları doksan yıl sonra dedelerinin görev bilinciyle hareket etmekte.

Gazi Üniversitesi İngilizce öğretmenliği 4. sınıf öğrencisi Feyza Acısu, yaşanan terör saldırısında hayatını kaybetti, iki terörist ve otuz iki masum insanla beraber.

KPSS için dershaneye gidiyordu Feyza. Çıkışta evine gitmek üzere Güvenpark'taki durakta yaşama veda etti.

Durakta alçakların  pusuya yattığını kim düşünebilirdi ki?

Medyada sanal silahşorların de tesellisi oldu Feyza.

Ölüme zılgıt çalan kancıkları daha önce Amed'de görmüştük, Yasin'in ölümünde.

Mekândan münezzehti ihanet. Zaman en alçak anına gebe…

Ölen iki terörist tesellisi olmuyordu çukurlaşan insanların.

'Seneye öğretmen olacaktı' başlığıyla yayınlanan haberde Feyza Acısu'nun başörtülü olduğunu gören Somnium adlı bir sanal medya kahramanı da SÖZCÜ'nün tetikçiliğine soyunmuş olacak ki kusmakla kalmadı, bağırsaklarına kadar bütün ifrazatını dışarı saldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.