Abdulhakim SONKAYA

Abdulhakim SONKAYA

Ayarı bozuk olan şakul, duvarı enkaza dönüştürür

Allah (cc), “Herkes şakulüne göre amel eder.”(İsra:84) buyurur. Şakul,  duvarın düzgün ve dengeli inşa edildiğini gösteren, ucu sivri demirden bir alettir. İpe bağlı olan bu alet yukarıdan aşağıya sarkıtılarak inşa edilen duvarın düzgün ve dengeli olduğunu gösterir.

 

Şakul bir standarttır. Burada sorun, haddi zatında şakulün ayarının düzgün olmasıdır. Eğer bizatihi şakulün ayarı bozuksa duvarı düzgün gösterir ama aslında o duvar eğri ve dengesizdir. Ayet-i kerime her insanın bir şakulü olduğunu ama asıl ve mutlak şakulün hakkın olduğunu buyurmaktadır.

Şakulsuz duvar yapan kimse yoktur ama herkesin şakulü kendisine göredir. Aşk ve özgürlük standardı kendisine göredir. Herkesin kriteri görecelidir. Bakış açısına göre duvarı düzgündür. İşte bu göreceli ve nisbi durumu ortadan kaldıran vahiydir. Onun mutlak değerleridir. Ancak onun şakulü ile yapılan duvar sağlam, dengeli ve düzgündür.

Hz. Musa ile Allah’ın dostu o zat(Hızır)“Nihayet bir köy halkına varıp onlardan yemek istediler. Ancak köy halkı onları misafir etmekten kaçındı. Derken orada enkaza dönüşme tehlikesi olan bir duvar(cidar) buldular. Hızır hemen onu doğrulttu. Musa: “İsteseydin elbet buna karşı bir ücret alırdın.” dedi(Kehf:77)

Burada ilginç bir durum söz konusudur. Oranın halkının namertliğine rağmen o zat duvarı onardı. Enkaza dönüşmesine engel oldu. Salih zat köylülerden ekmek ve ilgi istedi, bunu alamayınca bu sefer hikmetli bir işe koyuldu. İhlaslı bir iş yaptı. Islah faaliyetine girişti. Burada inşa ve imarın şakulünün kriterleri ortaya konulmaktadır. Bir inşaatın, bir imarın bir duvarın düzgün, sağlam ve dengeli olması sahibinin halis ve hekim olmasına bağlıdır. Bir işin enkaza dönüşmemesi amel ile niyet, gayret ile maharet arasında bir tenakuzun olmamasına bağlıdır.

Enkaza dönüşmekte olan duvarı ören zatın şakulünde bir tenakuz yoktur. Niyeti halis becerisi tamdır. İşin hikmetine vakıf, himmetine sahiptir. Demek ki şakul sağlam ve dengeli bir standarda sahip olursa duvarı enkaza dönüşmekten kurtarır. Aksi takdirde duvar enkaza dönüşür.

Hz. Musa henüz o zatın elindeki şakulün standardının farkına varmamıştı. Daha emek-ücret dengesinin oradaydı. Aslında cidar(duvar)-maklup olduğunda-dereceden, şakul da aynı zamanda müşkülden ve şekilden geliyor. Sağlam standardı olan bir şakul; duvara, yapıya çok güzel bir şekil verirken ayarı bozuk bir şakul yapıyı müşkül(sorunlu) hale getirir. Bu hayatta ayarı sağlam bir şakule sahip olmak büyük bir ödül ve fazıldır. Bu nedenle elinde bu şakul olan kimse insanları müşkülattan kurtararak enkaza dönüşme tehlikesi olan cidarı onararak yüksek bir derce ve güzel bir eşkal sahibi olur. Herkes onu masum eşkalinden tanır.

Şakulü sağlam olan kimse inşa ve imar yapmaya hak ve ehliyet sahibidir. O nerede ve neyi yaparsa güzel yapar. Halka küsmez, onlara karşı sabırlı olur. Onlar kendisine karşı ne kadar hata yaparlarsa yapsınlar o yine de elindeki sağlam şakulün hakkını vermeye devam ederek bina ve inşa, imar ve ıslah faaliyetlerine devam eder. Çünkü tenakuzu olmayan şakul onun elindedir ve onun eli ve gayreti olmazsa toplumun hazineleri enkazın altında kalır.

O zat(Hızır) bu ilme sahipti. En sonunda Hz. Musa’ya dedi ki, “Duvar, o şehirde iki yetim oğlana ait idi. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı. Babaları da iyi bir kimse idi. Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çağlarına ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar…” (Kehf:82) buna göre ihlaslı her amelin altında bir hazine saklıdır. Sağlam şakulle yapılan her işin altında bir hazine bulunur.

Tenakuzu olan, şekli bozuk şakul sahiplerinin suçlu eşkâlini ortaya çıkarır. Onların yapılarını enkaza dönüştürür. Çünkü onların şakulleri, dereceyi(yukarıyı) değil, derekeyi(aşağıyı) işaret eder. Onların şakulleri hazineleri ehline saklamak için değil, yağmalarını örtbas etmek için duvar örer. Bu da onların suçlu eşkallerini deşifre eder.

Ayarı sağlam tenakuzdan ari şakul Müslümanların elindedir. Birey ve toplum olarak Müslümanların işleri güzel ve sağlamdır. Yaptıkları her işin altında bir hazine saklıdır. Onlar olmazsa toplumun yapısı enkaza uğrar, hazineleri talan edilir. Bu ruh ve bilinçle Müslümanlar imar ve inşaata talip olsunlar. Mühendis de işçi de işveren de kendileridir.

Sağlam şakul, güzel şekil, temiz eşkal sahibi olan Müslümanlara selam olsun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.