Batı Korkudan Set Örüyor

Batı Korkudan Set Örüyor

Fransa'da yaşanan olayın ardından tüm dünya günlerdir bu olayı konuşuyor. Afganistan, Irak ve Suriye'de belki de her gün bu sayıda insan hayatı yok edilirken sesi çıkmayan Batı ve batının vicdanına sığınan Türkiye'deki yazar ve düşünürler, günlerdir bu sa

DOĞRUHABER / Mustafa Karakaş/Muhsin Şenol

Fransa'da yaşanan olayın ardından tüm dünya günlerdir bu olayı konuşuyor. Afganistan, Irak ve Suriye'de belki de her gün bu sayıda insan hayatı yok edilirken sesi çıkmayan Batı ve batının vicdanına sığınan Türkiye'deki yazar ve düşünürler, günlerdir bu saldırıyı dillerinden düşürmediler. Paris'te öldürülen bir insanın hayatı Suriye ve Irak'ta öldürülen binlerce hayattan daha mı değerli? Batı dünyası yüzyıllardan bu yana Ortadoğu'yu kan gölüne çevirmişken, Fransa Cezayir'de, Suriye'de insanları kıyımdan geçirirken sesleri çıkmayanlar, neden bugün bu kadar bağırıyor? Batının içinde bulunduğu krizi ve İslâm'a karşı yürüttüğü savaşı konuştuğumuz Araştırmacı Yazar Yusuf Kaplan gazetemize önemli değerlendirmelerde bulundu. Batı dünyasının kendisine uymayanları ya asimile ettiğini ya da yok ettiğini vurgulayan Kaplan, Batının İslâm ile olan savaşının İslâm'ın küresel düzene karşı durmasından kaynaklandığını ifade etti. 

AVRUPA 300-400 YILDIR BÜTÜN MEDENİYETLERİN KÖKÜNÜ KAZIDI
Avrupalıların 300-400 sene içerisinde bütün medeniyetlerin kökünü kazıdıklarını ifade eden Araştırmacı Yazar Yusuf Kaplan, “Bütün dinleri fosilleştirdiler. Yani dolayısıyla bütün insanlığa saldırı var. Hintliyi, Japon'u, Çinliyi fosilleştirdiler. Kendilerine benzeterek, kapitalistleştirerek uyutuyorlar ve yutuyorlar. Dolayısıyla bunu atlarsak hiçbir şeyi anlayamayız Batının geliştirdiği saldırı şeklinde tezahür eden bütün farklı kültürlere, medeniyetlere, dinlere, tabiata, tanrıya, insana saldırı şeklinde tezahür eden bu meydan okumanın başka bütün kültürlerin, medeniyetlerin, dinlerin hayat hakkını ortadan kaldırmaya yönelik saldırıları göz ardı edersek hiçbir şey anlayamayız. Bugün yaşanan hiçbir şeyi anlayamayız” şeklinde konuştu.

KÜRESEL DÜZEN İSLÂMA KARŞI KONUMLANDI
Özellikle 1989'dan sonra yeni bir düzen kurulduğuna ve küresel düzenin kendisini İslâm'a karşı konumlandırdığının altını çizen Kaplan, “Yani bütün diğer kültürlerin, dinlerin direnme biçimlerini yok etti. Direniş noktalarını yok etti. Sadece İslâm'ın direniş noktalarını Müslümanların direnme biçimlerini yok edemedi. İslâm'ı dize getiremedi. Çin'i kapitalistleştirip bitirdi. Çin bir medeniyet kültürü geliştiremedi. Bir hakikat tasavvuru, bir insan tasavvuru, bir tanrı tasavvuru yok yani. Yeni bir medeniyet kültürü yok Çin'in. Çin kapitalistleşiyor, yutuluyor ve yok olacak. Bu saldırı 300-400 senelik bir saldırı. Biz bunu unutuyoruz. Dolayısıyla Batının farklı kültürlerle, farklı dinlerle, medeniyetlerle bir arada yaşama kültürü yok” ifadelerini kullandı.

BATI YA ASİMİLE EDİYOR  YA DA YOK EDİYOR
Batı dünyasının iki strateji üzerine kurulduğunu ve kendisinden olmayanı yok ettiğini belirten Kaplan, “Batı'nın diğer medeniyetlerle ilişkisinin birinci adımı asimilasyon. Kendine benzetmeye çalışıyor. ‘Ben sana benzemek istemiyorum' dediğin an ikinci strateji devreye giriyor bu da eliminasyon stratejisi. ‘Yok etme' stratejini kullanıyorlar. Bunu Büyük İskender denen haydut yaptı Bush da Afganistan işgali sırasında yaptı. Ya bizden olacaksınız ya da bunların sonuçlarına katlanacaksınız. Kendisi dışında herkesi haydut olarak görüyor. Ama en büyük haydut kendisi. Terör diyorlar, terörist diyorlar en büyük terörist kendileri. İstedikleri yeri işgal ediyorlar, istedikleri adamı deviriyorlar. Demokrasi insan hakları diyorlar ama öbür taraftan diktatörlerle işbirliği yapıyorlar. Diktatörlerle İslâm dünyasını kontrol etmeye çalışıyorlar” dedi.

BATI SADECE KORKULAR ÜZERİNE KURULDU VE VAR OLDU
Avrupa'nın ciddi bir kriz ile karşı karşıya kaldığını söyleyen kaplan, “Bunun altını çiziyorum. Bu şimdi ekonomik kriz şeklinde tezahür ediyor. 10-12 senedir bu böyle. 2008'den itibaren bu zirveye çıktı. Dolayısıyla ekonomik krizin daha gerisinde daha başka şeyler var. Felsefi olarak, ahlâki olarak, sosyolojik olarak aile ve toplum olarak Batı kötü bir durumdadır. Bu Türkiye'ye ve İslâm dünyasına da geliyor. Seküler kültür insan türünü yok edecek. Avrupa'daki bu kriz politik krize dönüşecek. Faşist hareketler ana merkez hareketlere dönüşmeye başladı. Dolayısıyla burada şöyle bir şey görüyorum, bu çok önemli. İslâm'ın neden terörle özdeşleştirildiğini, Avrupa'nın neden vurulduğunu, bu örgütlerin neden bir anda Avrupa'yı vurduğunu ancak buradan anlayabiliriz. Batılılar hiçbir zaman umutlar üzerine kurulmadı. Sadece korkular üzerine kuruldu, korkular üzerine var oldu” diye konuştu.

BATIYI KURTARACAK ŞEY AİLEYİ KORUYAN İSLÂM'DIR
Batılıların İslâm'ı bir canavar olarak göstererek Avrupa'yı yeniden var etmeye çalıştığına dikkat çeken Kaplan, “Batının kirli oyunları bırakması durumunda İslâm çok hızlı bir şekilde yayılacak. Adamlar 7 Şubatta Charlie Hebdo saldırısının olduğu gün bir roman yayınlıyor. Romanın başlığı ‘İtaat, teslimiyet' ve İslâm'ı anlatıyor. Romanda diyor ki 21. Yüzyılda Fransız devrimi olacak, bu Fransız devrimi İslâm devrimi olacak. Şöyle bir hikâye anlatıyor; Huzuru arayan bir adam bu adam huzurun önündeki engeli kaldırmak için İslâm'ı araştırıyor ve Müslüman oluyor. Belli bir süre sonra İhvan-ı Müslim'in denen bir hareket seçimlere giriyor ve tek başına iktidara geliyor. Ve Fransa'yı kökten dönüştürüyor. Bu roman çıktıktan 10 ay sonra İngilizceye çevrilmiş. Büyük bir şekilde Avrupa'nın Müslümanlaşmasının önüne geçmek istiyorlar. Çünkü Avrupa'da din bitti. Artık insanların ruhları bomboş… Bu ruhları dolduracak tek şey Aileyi koruyan İslâm'dır. Orada hayat şartları ne kadar zor olsa da kendi dinlerini, inançlarını koruyorlar. Dolayısıyla, Müslümanca bir hayat yaşıyorlar. İnsanlarla dertlerini, üzüntülerini paylaşan, başkasına yardımdan hiçbir zaman çekinmeyen, kendisinden önce komşunu düşünen bir insan tipi… Bunu görüyorlar ve 3-4 ay komşuluk ilişkisi kurulduğunda Müslüman oluyorlar” şeklinde konuştu.

BİZİM İÇİN ŞER GİBİ GÖRÜNEN ŞEY HAYRA NAİL OLACAK İNŞALLAH
Fransa'da yaşanan olayın tesadüfi bir olay olmadığını belirten Kaplan, “Çünkü mülteci meselesi Avrupa'yı acayip derecede perişan edecek bir mesele. 2-3 milyon mültecinin Avrupa'ya gitmesi sosyal ve siyasi krize sebep olur. Zaten şu an ekonomik kriz var. Irkçılık alır başını gider, kontrol edilemez hal alır. Mülteci akımının durması gerekirdi. Bu olaydan sonra durdu. Orta ve uzun vadede asıl önemli mesele şu; birincisi Avrupa'nın 25-50 yıl içerisinde İslâmlaşmasının önüne geçecek büyük bir darbe vuruldu. İkincisi Avrupa'daki Müslümanlar acayip bir şekilde köşeye sıkıştırıldı. Tabi bu Müslümanları iyice bilinçlendiriyor, Avrupalılara karşı… Avrupalıların ne kadar ırkçı faşist olduklarını ispatlamış oluyor. Bu da Müslümanların İslâm'a daha çok sarılmasına vesile olacak. Bizim için şer gibi görünen şey hayra nail olacak İnşallah” diyerek batının sergilediği oyunlara dikkat çekti.

İSLÂM DÜNYASININ BİR AN ÖNCE TOPARLANMASI GEREKİYOR
Önümüzdeki 25-50 yıl içinde Müslümanlar bir araya toplanabilirse önemli gelişmeler olabileceğini savunan Kaplan, “Türkiye bu yönde adım atıp İslâm dünyasını toparlayabilirse, nefes aldırabilirse, Müslümanlar kaynaklarını, güçlerini birleştirebilirse, kaynaklarının sömürülmesine engel olabilirse bütün Müslümanların gelecekte kendine müthiş bir güveni gelecektir. Müslümanlar bunu yapabilirse bu Avrupa'daki bütün dengeleri sarsacak bir İslâm gücü harekete geçecektir” ifadelerini kullandı.

BATININ İSLÂM'A KARŞI SAVAŞI, İSLÂM'IN KÜRESEL SİSTEMİN ÖNÜNDE DURUYOR OLMASINDAN KAYNAKLANIYOR
Fransa hükümetinin panikten, korkudan düzen çıkarmaya çalıştığına dikkat çeken Kaplan, “Müthiş bir korkuya kapıldılar ve bu korku üzerinden kendilerini korumaya çalışıyorlar. Bunu da bilinçli bir şekilde yapıyorlar. Çünkü bu korku havası Avrupalıları birleştirdi. Nitekim İngiltere ve Fransa arasında oynanan maçta İngilizler tarafından Fransa marşı okundu. Tarihten bu yana birbirine düşman bu iki ülke bile bunu yapabildi. Fransız düşünür Jean Baudrillard şunu söylüyor; ‘Bugün küresel sisteme direnen sadece İslâm var. İslâm'ın ötekileştirilmesinin, İslâm'ın terörle özdeşleştiriliyor olmasının tek nedeni küresel sisteme direniyor olmasıdır.' 1989'dan itibaren soğuk savaş bitirildi ve postmodern bir dünyaya geçiş yapıldı. O dönemin NATO Genel Sekreteri açıkça ‘Küresel sistemin önündeki en büyük tehdit İslâm'dır' dedi. Ve bunu da terörle savaş adı altında İslâm'la savaşı NATO doktrini haline getirdi. Modern dönemde Avrupalılar doğrudan İslâm'la savaştılar. Müslüman beldelerini doğrudan işgal ettiler, sömürdüler. Ama bunu yaparken de doğrudan saldırmıyorlar. Bunu son 20-25 yıldır terör örgütlerini kullanarak İslâm'la savaşıyorlar” dedi.

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.