BDP, Aynı Taktik, Aynı Yöntem

BDP, Aynı Taktik, Aynı Yöntem

Gündem çok hızlı gelişiyor. Çağımız iletişim çağı. Hal böyle olunca seçimlerin hatta sıcak ve soğuk savaşların sonuçlarını silahlardan daha çok iletişim araçları vasıtasıyla sosyal medya üzerinden yapılan bombardımanlar belirliyor.

Gündem çok hızlı gelişiyor. Çağımız iletişim çağı. Hal böyle olunca seçimlerin hatta sıcak ve soğuk savaşların sonuçlarını silahlardan daha çok iletişim araçları vasıtasıyla sosyal medya üzerinden yapılan bombardımanlar belirliyor. Taraflar bunu çok iyi bildiğinden sosyal medyadaki algı operasyonlarına çok büyük önem veriyorlar.
 
Bu durum kimilerine göre kaosun artmasına ve kamuoyunun çok taraflı algı operasyonları yüzünden serseme dönmesine, netice itibarıyla da kafasının iyice karışarak hiçbir şey anlamaz bir hale gelmesine sebep oluyorsa da ben kesinlikle bu görüşe katılmıyorum. Çünkü bu görüş vatandaşın algı dünyasını küçümseyen entel solcu bir yaklaşımdır.

Seçimlere sayılı günler kala, bir taraftan siyasi partilerin propaganda çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor diğer taraftan da liderlerin Mitingleri ard arda geliyor. Buraya kadar her şey normal, olması gereken de bu belki. Ama maalesef özelikle doğu ve güneydoğuda yer yer seçim çalışmalarında istenmeyen görüntüler de çıkıyor ortaya. Kuşkusuz bu çirkin görüntülerin yaşanmasında partilerin ve yöneticilerinin hal hareket ve tavırları da son derece etkindir.
 
Kimi partiler maalesef kendilerinden başkasına yaşam hakkı tanımak istemiyor veya en azından korku ve baskıyla rakiplerini ve onlara oy verebilecek seçmenlerini sindirmek istiyor. Güvendikleri şey ise, her şeye rağmen ellerinde bulundurdukları medya gücü. Bdp cenahı yıllardır bölgedeki tek güçlü medya ağını ellerinde bulundurmanın rahatlığı içinde her kese istediği saldırı ve iftirayı yapıyor, sonra da elindeki medya gücüyle olayı halka istediği gibi yansıtıyor. Kimisini hain, kimisini ajan ilan ediyor, hedefe oturttuğu kişi ve gurupları rahatlıkla linç ediyordu.

Bu gün de bu taktik aynen devam ediyor. Pkk ve Bdp bölgede başta Hüda Par olmak üzere tüm partilere ilk önce saldırıyor sonra da elinde bulundurduğu güçlü medya ağı ile sanki kendilerine saldırılmış gibi bir algı oluşturuyorlar.

Ama artık bölgede Bdp’nin bu oyununu bozan ve olayları gerçek yüzüyle insanlara aktaran Rehber Tv, Doğru haber gazetesi ve İlke Haber ajansı gibi medya organları da var. Hal böyle olunca Bdp’liler olayları artık istedikleri gibi manipüle edemiyorlar. Ama her şeye rağmen bir kere tadını aldıkları bu oyunu da bırakmak istemiyorlar. Taktik hep aynı, önce saldır sonra karala.
 
Onlar her şeye rağmen vatandaşa ne söylerlerse söylesinler halkı inandıracaklarını zan ediyorlar. Nitekim Van’da tesettürlü bayanlara dayak atarken de, bölgede hemen hemen her il ve ilçede Hüda Parlılara saldırılar yaparken de aynı taktiği uygulayarak vatandaşın algı dünyasını ipotek altına alacaklarını, nasıl isterlerse Kürt halkının öyle düşüneceğini var sayıyorlardı.
 
Ama gerçekler onların zan ettiklerinin tam tersiydi. Son olaylara ve sosyal medyadaki yoğun bombardımanlı algı operasyonlarının sonucuna baktığımız zaman toplumun geniş kesimlerinin aslında olayları çok iyi okuduğunu, sezgilerinin çok sağlam olduğunu ve bunca bilgi kirliliği ve dezenformasyon çabaları hatta sosyal mühendislik girişimlerine rağmen doğru tespitlerle doğru sonuçlara çok rahat bir şekilde ulaştığını kolayca ifade edebiliriz. Her geçen gün biraz daha bakış açıları netleşiyor; zihinler açılıyor ve sezgiler sağlam kanaatlere dönüşüyor.
 
Kürt Halkı, yapılan her saldırıyı, operasyonu, ortaya atılan her yeni bilgiyi, sağduyularıyla süzgeçten geçiriyor; kimini önemsiyor, kimini eliyor, farklı gibi gözüken bazı olayları vicdan terazisinde tartıp, ince bir zihin yürütmeyle birleştirip köşe yazarlarına taş çıkartacak bir ustalıkla sonuca bağlıyor.
 
İşte Kürt halkını asla anlamayan ve halktan kopuk bir siyaset yapan, halkın algı dünyasını küçümseyen, onları hiçbir şey anlamayan, her türlü yönlendirmeye açık robotlar gibi gören Bdp’li solcu entellerin asla nasıl oluştuğunu anlayamadıkları kamuoyu bu şekilde sağlam oluşuyor.

Halktan oy almak isteyen her partinin ve halkı etkilemek isteyen her kesimin her şeyden önce halkın bu güçlü sezgilerine inanması ve halkın pirim vermediği her türlü görüş ve davranıştan uzak kalması gerekmektedir. Aksi takdir de ne yaparlarsa yapsınlar, hangi algı operasyonlarına başvururlarsa başvursunlar asla umdukları teveccühü haktan göremeyeceklerdir.
 
Adil seçimlerin temel koşulu çok seslilik ve halkın özgürce tercih yapabilmesidir. Tv ekranlarının veya halkın karşısına çıkınca övüne övüne demokrasiden bahseden, parti adlarında bile barış ve demokrasi vurgularını yapanlar her nedense iş uygulamaya gelince helvadan bir put gibi barış ve demokrasiyi gözlerini kırpmadan yiyebilmektedirler.

Seçimlerin barışçı bir ortamda geçmesi, seçim yarışının adil şekilde cereyan etmesi, halkın tercihinin sandığa doğru biçimde yansıması için zorunludur. Aksi takdirde birileri seçimi kazansa bile ancak hile ve kuraldışı bir şekilde kazanmış olur. Oturdukları koltuklar da şaibeli olmuş olur.

Buradan son olarak şunu açıkça ilan edelim; Seçimlerde şiddete başvurmak kendisine ve halka güvenmemektir. Normal şartlarda halkın kendisini seçmeyeceğini anlayan veya bundan korkan partiler, sürekli bir korku ve baskı ortamı oluşturmak suretiyle rakiplerini yarış dışı bırakmanın hesabını yaparlar. Bunu da ancak kitlelerin doğruları öğrenmesinden korkanlar yapar. İşte kürt halkı Hüda Para Yapılan son saldırıları bu şekilde algılıyor ve elbette 30 Mart’ta onlara gereken dersi verecektir.
Selam ve dua ile, Allaha emanet olun.
 
M. Müfit YARAY/Doğruhaber

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.