Bir Kıyamet Tablosu

Kısa süre içerisinde depremler yaşadık. Kimimiz gerçekten yaşadı kimimiz de içinde hissetti o sarsıntıyı. Soğuk, enkaz ve kayıplar… İnsani erdemler de kendini gösterdi o zor durumda, esfel tipler de kendinden beklenen tavrı sergileyip şaşırtmadı.

"De ki: Her insan kendi seciye ve karakterine göre davranır. Kimin daha isabetli olduğunu ise Rabbiniz bilir." (İsra/84)

Herkes yaptığıyla karşılaşacak ve o gün ya mutlu ya da zorlu bir gün olacaktır. “…Herkes kendi yapıp ettiğinin hesabı karşılığında bir rehindir.” (Tur/21)

Unutur gibi olduk; ama hayır! Ardı ardına birbirini takip etti sarsıntılar.

Dileyen uyarı olarak alıp kendine çeki düzen vermeye çalıştı, dileyen de siyasi hesapları için malzeme yapmak istedi.

Sonra ölümcül etkisi fazla olan ve hızla yayılan bir virüsten söz edildi.

Virüsten önce korkusu sardı dünyayı. Önlemlerden ve hastalığa çare aramak için çalışanlar ve konuşanlar olduğu gibi ekonomik etkilerini tartışanlar, ortaya çok sayıda komplo teorileri atanlar ve hastalıktan rant elde etmenin yollarını araştıranlar da oldu.

Başta daha önce yaşanmış birçok hastalıktan biri gibi göründü; ama artan ölümler ve yayılma, ürpertici görüntülerin ortaya çıkmasına neden oldu.

Herkes birbirinden kaçıyor, kimse bir diğeri ile temasa geçmek istemiyor.

Hastalık bölgesinden gelenler/getirilenler tecrit ediliyor, bazı yerlerde otobüsleri taşlanıyor, hastalık getirmiş olma ihtimalinden dolayı şiddetle yüz yüze geliyorlar.

Sanki kıyamet tablolarından biri yaşanıyor.

Abese Suresinde dehşet verici bir kıyamet tarifi vardır.

“Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,

İşte o gün kişi kardeşinden, kaçar.

Annesinden, babasından,

Eşinden ve çocuklarından.

O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır.” (Abese/33-37)

İlahi takdire inanıyoruz; ama ölüm taşıdığına inandığımız bir hastalık yine de ürpertiyor bizi.

Eceli, sayılı nefeslerimizin sonuncusunu bilmiyoruz, o yüzden de her an karşılaşma ihtimalimiz olan ölümden sonrası için kaygılanmalı değil miyiz?

Abese Suresinde kaldığımız yerden devam edelim:

“O gün bir takım yüzler parıl parıl,

Güler ve sevinir.

Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş,

Hüzünden kapkara kesilmiştir.” (Abese/38-41)

Her ölüm bir uyarıdır ve kaçınılmaz son adım adım yaklaşmaktadır.

1.Mahbelbaf’ın “Başkasının ölümü” tiyatrosunda somut bir varlık olarak gösterilen “ölüm”ün ağzından dökülen şu ifadeler ne kadar da anlamlıdır: “Başkasının ölümüyle ölümün bir gün size de geleceğini kesin olarak göstereceğim.”
Rabbim kötü eylemleriyle karşılaştığından dolayı yüzü kararanlardan değil, ak-pak ve sevinen bir yüzle imtihanını tamamlayanlardan eylesin.

Mübarek üç aylar vesilesiyle,

Rabbim hepimizi kendisine ihlasla kulluk edenlerden eylesin!

Zalimleri kahr u perişan etsin, hile ve desise peşinde koşanların hilelerini başlarına geçirsin.

Recep ve Şaban’ı mübarek kılsın ve bizi Ramazan’a kavuştursun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.