Bölgede Neler Oluyor?

Bölgede Neler Oluyor?

Kürt meselesinin kalıcı çözümü için 2005 yılında devlet tarafından atılan adımı ve geldiğimiz süreçte PKK’nin misyonunu ele alacağız.

Serhad Yıldırım / Doğruhaber / Analiz

2005 yılındaki ilk adım başarısız oldu.

Ardından 4 yıl sonra 2009 da tekrardan bir çözüm arayışına girildi. Ancak bu da akim kaldı.

Tabi bu zaman zarfında İmralı-Devlet görüşmeleri devam etti.

Ardından 28 aralık 2012’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuk olduğu bir TV kanalında İmralı ile görüşmelerin devam ettiğini söyledi.

Ve nihayet çözüm süreci olarak bilinen en son adım “3 Ocak 2013” te başladı.

BDP milletvekili Ayla Akat Ata ile BDP bağımsız milletvekili Ahmet Türk, Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı’ya gittiler.

Daha sonra İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan arasında yapılan görüşmelerle süreç yeni bir boyut kazandı.

Heyetler İmralı’ya gidip gelmeye başladı…

Ara ara sular durulduysa da zaman zaman gerginlikler yaşandı. Hatta sürecin akamete uğrayacağı yönünde açıklamalar da yapıldı.

Ardından 21 Mart 2013 tarihinde Murat Karayılan KCK, PKK ve HPG olarak açık bir şekilde ateşkes ilan ettiklerini açıkladı.

3 Nisan 2013’te “Akil İnsanlar Heyeti” kuruldu… Heyet ciddi tepkiler alsa da çalışmalarına devam etti.

9 Nisan 2013’te “Çözüm Süreci Komisyonu” kuruldu.

Ardından 8 Mayıs 2013’te PKK’nin Türkiye sınırlarının dışına çıkacağı haberleri yayılmaya başladı.

Tam da bu sırada 29 Haziran 2013’te Diyarbakır’ın Lice İlçesi Kayacık Köyü’nde jandarma karakolunun yapımı süren ek inşaatını engellemek isteyen grupla güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Gruptakilerin, molotof kokteyli atarak inşaat alanına girmek istemesi üzerine, güvenlik güçlerinin müdahale etmesi sonucu bir kişinin hayatını kaybetmesi, 9 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Lice Olayı patlak verdi…

28 Temmuz 2013’te KCK’nın yürütme konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, çözüm sürecinde hükümetin adım atması gerektiğini söyleyerek “1 Eylül son tarihtir. 1 Eylül’e kadar adım atılmazsa amacın çözüm değil, tasfiye ve katliam olduğu anlaşılacaktır. Elbette o zaman özgürlük hareketi ve Kürt halkı bu tasfiyeye karşı kendini savunacaktır. Bunu herkes böyle bilmeli.” açıklaması yaptı.

Ardından 9 Eylül 2013’te Hükümeti demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümünde adım atmamakla suçlayan KCK, PKK, Türkiye topraklarından çekilmeyi durdurduğunu açıkladı.

Bu arada çözüm sürecini sabote etmeye yönelik olduğu iddia edilen birçok olay gerçekleşti. Bunlardan en bariz olanı İşçi Partisi’ne yakınlığıyla bilinen Aydınlık gazetesinin internet sitesinde Abdullah Öcalan`ın 1999 yılında İmralı’da çekilmiş sorgu görüntüleri yayınlanması gösterildi…

Söz konusu video görüntülerinde Apo, PKK ile ilgili hayati önem taşıyan bilgileri devlete veriyor ve devlete PKK’yi nasıl bitirecekleri ile ilgili yöntem gösteriyordu.

Daha sonra “olumlu”diye nitelendirilen bazı adımlar devlet tarafından atılmaya başladı.

Akabinde PKK de adımlar atmaya başladı.

Süreç böyle devam ederken PKK’nin yaşları 18’in altında olan çocukları kaçırarak veya kandırarak dağa çıkarmaya başladığı haberleri gelmeye başladı.

2013’te 600, 2014‘ün ilk çeyreğinde ise 100’ün üstünde çocuğun dağa kaldırıldığı tahmin ediliyor…

Daha sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu ve HDP kendi adayı Selahattin Demirtaş’ı gösterdi. Demirtaş yaklaşık 3,5 milyon oy alarak yüzde 9,2 ye dayandı.

Seçimden sonra ise PKK’nin zafer sarhoşluğuyla bölgedeki dindar/İslamî hassasiyete sahip  Kürtlere yönelik saldırıları hız kazandı.

16 Ağustos 2014’te PKK’nin Lice’de Mahsum Korkmaz’ın heykelini dikmesi ve heykelin asker tarafından indirilmesi ile başlayan yeni bir kaotik süreç başlamış durumda…

PKK/HDP her ne kadar polisle çatıştığını söylese de hemen hemen her yürüyüş ve eyleminin ardından mutlaka dindar Kürt Müslümanlara saldırıda bulunuyor…

Özellikle de HÜDA PAR ve çevresine sık sık ses bombalı ve molotoflu saldırılarda bulunması bölge halkının dikkatinden kaçmıyor…

Ayrıca dindar Kürtlere PKK/HDP tarafından yapılan yüzlerce saldırının hiç birinin failinin polis tarafından bulunmaması, hatta bir iki olay dışında hiç biri hakkında soruşturma bile açılmamış olması PKK’nin azgınlaşmasına neden oluyor.

Bölge halkı ise Devlet/Hükumetin bu tutumundan dolayı PKK’nin cesaret aldığını ve olası çatışmanın sorumlu ortağının Devlet/Hükümet olacağını biliyor…

Son günlerde Karlıova’da, Dicle’de ve D.Bakır merkezdeki birçok İslami STK ve HÜDA PAR bürolarına yapılan saldırılar, PKK’nin çözüm sürecini bitirmek istemesi; bunu da HÜDA PAR’ı çatışmanın içine çekerek kendisini mağdur durumda gösterip aklanmayı istediği şeklindeki yorumlarına neden oldu…

2014 yerel seçimlerinde HÜDA PAR’a oy veren birçok ailenin PKK tarafından tehdit edildiği bilindiği halde HÜDA PAR yöneticileri, sık sık sağduyu açıklamaları yaparak hiç kimsenin kendilerini kirli bir savaşın içine çekemeyeceklerini deklare ettiği bilinmekte…

Ancak yapılan bu sağduyu açıklamalarına PKK tarafından olumlu karşılık gelmemesi neticesinde HÜDA PAR’ın, tabanını nereye kadar durdurabileceği yönündeki tartışmalar da aralıksız devam ediyor…

HÜDA PAR tabanının nefs-i müdafaa anlamında PKK’ye olası bir karşılık vermesi bölgede neleri doğuracağı da tahmin edilebiliyor…

PKK’nin her platformda kendilerinin Kürt halkının temsilcileri ve savunucuları olduklarını deklare etmesine rağmen Kürtler arasında vahim neticeler doğuracak bir çatışmanın çıkması için elinden geleni yapması,” PKK kime hizmet ediyor?” yorumlarına yol açıyor…

HÜDA PAR’ın, IŞİD ve benzeri oluşumlarla hiçbir alakalarının olmadığını, tam aksine bu tür oluşumların HÜDA PAR’ı tekfir edip düşman bellediklerini kamuoyuna açıklamasına rağmen, PKK’nin HÜDA PAR`r’ıözellikle Rojava ve Şengal üzerinden IŞİD’le ilişkilendirmeye çalışması “PKK Kürt halkını ahmak yerine mi koyuyor?” yorumlarını da beraberinde getiriyor.

Akl-ı selim sahibi Kürt aydınları PKK’nin kendi dışındakilere hayat hakkı tanımaması geleneğinin bir ürünü olan bu gidişatını durdurmaya yönelik çaba sarfetmesi gerektiği konuşuluyor…

Ancak böyle bir adım atılmaması halinde ve PKK’nin de Kürtler arasında çatışma çıkarmak istemesi politikasına devam etmesi halinde bölgede büyük bir felaketin meydana geleceğini tüm herkes bilmelidir…

Kurunun yanında yaşında yanacağını hiç kimse unutmamalıdır…

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.