M. Şerif DURMAZ

M. Şerif DURMAZ

Bugün duaya çok ihtiyaç var

Hayat, imtihandan ibarettir. İmtihan sürecinde bazen çok çetin zamanlar yaşanılmaktadır. Belalar, kazalar, musibetler, hastalıklar, afetler, felaketler… Bunların tümü imtihanın bir parçasıdır. Sanırım böyle bir dönemdeyiz. Her güne yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Aldığımız ölümlü haberler yüreğimizi sızlatıyor, beyaz felaketlerden sonra ortaya çıkan acı manzaralar bizleri derinden üzüyor. Depremde hayatını kaybeden insanlarımızın acısı taptazeyken, beton yığınlarının altında yaşanan hayatta kalma mücadelesi hala aklımızdan çıkmamışken, içimizi acıtan, yüreğimizi sızlatan yeni acılarla karşılaşıyoruz. Yaşanan acıların hangi şehirde meydana geldiğinin hiçbir ehemmiyeti yok! Neticede, meydana gelen olaylarda hayatlarını mazlumca kaybedenler insanlar oluyor. Depremden sonra yıkılan evlerin enkazından çıkarılan cesetler, meydana gelen çığla birlikte metrelerce karın altında donarak vefat edenler… Bu afetler, bu olaylar üzüyor insanı, acıtıyor yürekleri. Üzülmez mi insan, acımaz mı yürek! Musibetler arttıysa, doğal afetler çoğaldıysa düşünmeli insan; yaşananlardan dersler çıkarmalı, hayatına çeki düzen vermeli, tefekkür etmeli, Rabbine yönelmeli, ellerini açıp duaya sarılmalı, halini Rahman’a arz etmeli. Bugün duaya çok ihtiyacın olduğu bir demdeyiz, Rabbimizin yardımına çok muhtaç olduğumuz bir dönemdeyiz. Gelin hep birlikte ellerimizi açalım Rabbimize, merhamet sahibi yüce Allah’tan içinde bulunduğumuz sıkıntı ve zorluklardan kurtulmak için yardım dileyelim:

Ey merhametlilerin en merhametlisi, ey şefkatlilerin en şefkatlisi! Ey yerlerin ve göklerin sahibi! Yerlerde ve göklerde bulunan canlılar adedince hamd sanadır. Başımıza gelen iyilikler de, duçar kaldığımız musibetler de senin bilgin dâhilindedir. Senin ilmin dışında bir yaprak bile düşmez. Sen, güç, kuvvet ve kudret sahibisin. Her şeyden haberdar olan, gizli ve aşikâr olan her şeyi bilen El-Habir’sin. Biz insanları muhtelif musibetlerle imtihana tabi tutarsın. Bazen bir deprem, bazen bir çığ felaketi, bazen bir uçak kazası, bazen ölümcül bir virüs… Yaşanan her felakette, meydana gelen her olayda nice ibretler, nice dersler vardır. Ancak ne acı ki biz bu ibretleri idrak etmeyiz, yaşananlardan dersler çıkarmayız. Ey Rabbimiz! Biz dünyevileşme hastalığına yakalandık. Mal, makam ve dünya sevgisi her yanımızı sardı. Tek hedefimiz, dünya hayatında biraz daha rahat etmek, kazancımıza biraz daha kazanç katmak oldu.

Ey iman edenleri kardeş yapan Rabbimiz! Kardeşler olduğumuzu unuttuk, birbirimize düşman olduk. “Aranızda selamı yayın” ilahi emrine muhalif davrandık. Komşu ve akrabalarımızı sormaz olduk. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışıyla hareket etmeye başladık. Havadan nem kapanlarımızın sayısı çok oldu. Birbirimize tahammülümüz kalmadı, alınganlaştık. Her şeyden yanlış anlamaya başladık. Sadece kendimizi düşünür olduk, “O beni sormuyorsa ben niye onu sorayım” düşüncesiyle içten hesaplı olmaya başladık. Böyle olunca değerlerimiz köreldi, güven duygumuz sarsıldı, birbirimize karşı saygı ve sevgimiz azaldı. İtiraf ediyoruz ey Rabbimiz! Senin emrinden uzaklaştık, sevgili Resulünün sünnetine uymaz olduk. Birliğimiz bozuldu, gücümüz dağıldı. İslam düşmanları, zenginliklerimizi sömürmeye başladı. Mukaddes mekânlarımızı işgal etti, ezanlarımızı susturdu, bizi yurtlarımızdan sürgün etti. Kudüsümüzü, Aksamızı kirli postallarıyla kirletti, o faziletli yerlerde ibadet etmemizi yasakladı. Suskun kaldık, egemen güçlerin şeytanî planlarını bozmak için bir güç oluşturamadık; bu hale düştük.

Ey çaresizlere çare olan, yolunu bulmak isteyenlere nur olan Rabbimiz! Acizliğimiz, dağınıklığımız, çaresizliğimiz, yaşanan afet ve felaketlere karşı güçsüzlüğümüz ortadadır. Senin yardımına muhtacız. Her şeyden evvel senden basiret, feraset ve şuurumuzu artırmanı istiyoruz. Bugüne kadar yaptıklarımızdan, işlediğimiz cürümlerden dolayı pişmanlığımızı dile getiriyor ve tövbe ediyoruz; tövbemizi kabul et, günahlarımızı bağışla, bizi affet. Bize dünya ve ahiret hayatında iyilik ve güzellikler ihsan eyle, bizi cehennem azabından koru! Bizi afetlerden muhafaza et, tüm felaketlerden koru, içimizdeki günahkârlar yüzünden bizi cezalandırma. Sen bizim mevlamızsın, sen bizim mabudumuzsun. Senin kapından başka çalacak kapımız yok, dergâh-ı izzetinden bizi boş çevirme! Ey Rabbimiz! İslam âleminin dağınıklığını gider, İslam ülkelerinin idarecilerine bilinç ver. Müslüman âlemi olarak aramızdaki ihtilafları gider, bizi birbirimize sevdir. Emperyalist ve siyonistlerin işgal planlarını boşa çıkar. Kâfirler topluluğuna karşı bizlerden yardımını esirgeme ve daima ayaklarımızı hak yolda sabit kıl!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.