Büyüklerimiz yük değil bereket vesilesidir

Mardin İl Müftü Yardımcısı Zübeyde Zengin, büyüklere ve yaşlılara sevgi ve ilgi göstermenin Müslümanların en büyük görevlerinden bir tanesi olduğunu ve onların dualarını almaya gayret gösterilmesi gerektiğini belirti.

Zengin, Peygamber Efendimizin, yaşlılara karşı merhametli davranmasının bize örnek olduğunu, onlara karşı görevlerimiz, yapmamız gerekenler arasında huzurlu ve sağlıklı bir ömür sürdürmelerine yardımcı olmamız gerektiğine dikkat çekti.

Büyüklerin hayır duasından kaçınılması durumunda büyük bir ihsandan mahrum kalınacağını vurgulayan Zengin, "3 kişinin duası reddedilmez’ buyuruyor Peygamberimiz. Bunları da 'yolcunun duası, misafirin duası, bir de anne babanın duası’ olarak sıralıyor. Bu dualar reddedilmez dualar olduğuna göre ve bu hadisi hepimizin duymasına rağmen bu dualardan kaçınacak olursak o zaman büyük bir ihsandan büyük bir lütuftan da mahrum kalırız. Onun için o duaları almaya çalışmak hepimiz için bir nimet olacaktır." dedi.

“Peygamberimiz bir yaşlının, zahmet verilerek kendisi ayağına getirilmesinden rahatsız olmuştur”

Peygamber Efendimizin ve Sahabe-i Kiram Efendilerimizin yaşlı insanlara karşı gösterdiği şefkat ve merhameti kendilerimize örnek tutan Zengin, "Mekke fethedildiği gün Hazreti Ebubekir, yaşlı babası Ebu Kuhafe'yi Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) yanına getirir. Ebu Kuhafe hem yaşlıdır hem de gözleri görmemektedir. Peygamber Efendimiz, (Sallallahu Aleyhi Vesellem) yaşlı bir kimsenin kendisinin huzuruna getirildiğini görünce, 'ey Ebu Bekir keşke babanı getirmeseydin de biz onun ayağına gitseydik' diye yaşlıya hürmet edilmesi gerektiğini bizlere göstermektedir. Hazreti Ebubekir, babasını Müslüman olması için Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) yanına getirmiştir. Ama buna rağmen Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir yaşlının, zahmet verilerek kendisi ayağına getirilmesinden rahatsız olduğunu ifade etmiş, yaşlılara hürmet gösterilmesini bizzat hayatında göstermiştir. Yine sahabe-i kiram Efendilerimiz bir hanım teyzeyi her cuma ziyaret eder, o hanım teyze de kendilerine ikramda bulunur, bu ziyaretten hem teyze hem de sahabe-i kiram memnun olurlardı. Bu iki örnek bizlere İslam tarihinde yaşlılara hürmetin ne kadar önemli olduğunu gösterir." ifadelerini kullandı.


“Zamanımızdaki gençler bunak, bunamış kelimelerini kullanmakta”

Zengin, yaşlı kelimesinin maneviyatına değinerek, "Yaşlı kelimesi ‘ihtiyar’ kelime ile de tabir edilir. Bu iki kelime arasında fark vardır. İhtiyar demek seçilmiş, seçkin, tecrübeli demektir. Yaşlı ise yaşını almış artık yaşı ilerlemiş demektir. Zamanımızdaki gençler yaşlılar için bunak, bunamış kelimelerini kullanmakta. Yalnız ‘bunak’ kelimesi tamamen farklı bir kavramdır. Çünkü bunamış hiçbir şeyden haberi olmayan, bilgisiz, işe yaramayan anlamlara gelir. Bizim yaşlı kavramımız tamamen özel bir kavramdır. Üzerinde konuşulması, düşünülmesi gereken bir kavramdır. İnsan yaşlansa da birçok işi yapabilecek güçtedir." şeklinde belirtti.

"İnsanların en hayırlısı ömrü uzun ameli çok olandır"

Zengin, "İnsanoğlu, yaşlanmayı çok fazla istemez. Allah’u Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de, ‘güçsüz iken Allah güç vermiştir, çocuk iken genç haline getirmiştir, güçlülükten sonra da tekrar güçsüz hale getirdik’ buyuruyor. O güçsüzlük hali de yaşlılık halidir. Yaşlılıkla ilgili olarak Peygamber Efendimizin sığındığı bir durum vardır. Bu yaşlılığın en düşkün hali olan artık kötüleşmiş, tamamen akli dengesini fiziki özelliklerini yitirmiş bir halden Peygamberimiz Allah'a sığınmıştır. Yaşlılıkla ilgili Peygamber Efendimiz, 'insanların en hayırlısı ömrü uzun ameli çok olandır' buyurarak aslında yaşlılığın da bir ikram olduğunu gösterir." ifadelerini aktardı.

“Öf çok basit bir kelime olmasına rağmen, bu ayeti kerime anne babaya öf bile demenin haram olduğunu gösteriyor”

Yaşlılara büyüklere karşı olan görevlere de değinen Zengin, "Yaşlılara karşı büyüklerimize karşı sevgi ve ilgiyi eksik etmemek en büyük görevlerimizden bir tanesidir. İsra suresi, 23 ve 24'üncü ayeti kerimelerde Allah Teâlâ bizlere bu konuda dikkat çeken uyarılarda bulunmaktadır. Allah Teâlâ, ‘yalnızca kendisine ibadet etmenizi ve anne babaya da iyilikte, ihsanda bulunmanızı, onlardan biri ya da her ikisi senin yanında yaşlanırsa, yaşlandıklarını görürsen onlara öf bile deme.' buyurmaktadır. Öf çok basit bir kelime olmasına rağmen, bu ayeti kerime anne babaya öf bile demenin haram olduğunu gösteriyor." ifadelerine yer verdi.

"Bizim hayat düsturumuz merhamet olmalı"


Büyüklerimize karşı merhametli ve yardımcı olmanın ve yapılacak vazife sonuncunda alınacak mükafata değinen Zengin, "Yaşlılara karşı yapmamız gerekenler arasında huzurlu ve sağlıklı yaşamalarına yardımcı olmamız gerekiyor. Bir kişi yaşlı ve yanında bakacak kimsesi yoksa bu komşumuz olabilir, kendi akrabamız olabilir. Onların sağlık noktasındaki sorunlarına yardımcı olmak ilacı yazılacaksa ilacını almak, doktora götürmek gibi. Bunlar insan nefsine çok ağır gelen şeyler olsa da biz yaptığımız yardımla onların hayır duasını alacağız inşallah. Ömrümüze bereket eklenmiş olacak. Rabbimizin merhametini hak etmiş olacağız inşallah. Bizim hayat düsturumuz ‘merhamet’ olmalı. ‘Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir’ buyuran Peygamberimiz, Ebu Kuhafe örneğinde o merhametini göstermiştir ve bizler de yaşlılarımıza merhamet kanatlarımızı gereceğiz. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktaydı, ‘anne babana merhamet kanatlarını indir.’ Yani maddi manevi, duygusal ihtiyaçlarını karşılayıp onlara merhamet kanadını indirmektir." şeklinde ifade etti.

“Yaşlıları yük olarak değil bilakis bereket vesilesi olarak görmeliyiz”

Büyüklerimizin yük olmadığını bilakis bereket vesilesi olduğunu ifade eden Zengin, "Yaşlıları yük olarak görmemek gerekiyor. Onları yük olarak değil bilakis bereket vesilesi olarak görmeliyiz. Bununla ilgili de Peygamberimizin müjdesi var, 'beli bükülmüş ihtiyarlar, süt emen bebekler, otlayan hayvanlar olmasa idi üzerinize azap yağardı’ buyuruyor. Belki evimizdeki bir yaşlının hürmetine Rabbimiz bizi kötülüklerden, kazalardan koyuyordur, nimetlerini bol bol veriyordur. ‘İnsan yaşlandığı zaman kendisine hürmet edecek bir gencin var olmasını istiyorsa kendisi gençken yaşlıya bakacak ki Allah ta ona yaşlandığında kendisine hürmet edecek bir genci var etsin’ diyor Peygamberimiz. Hem anne babalarımıza hem de büyüklerimize Kur'an’da, 'Allah'ım anne babam beni nasıl küçükken büyütüp terbiye ettilerse sen de onlara öylece merhamet eyle’ diyor. Rabbim yaşlılara hürmet edebilmeyi, onların dualarını alabilmeyi hepimize nasip eylesin." şeklinde kaydetti. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler