Daha güzel bir gelecek adına yapılması gerek en önemli şey, bir ahlak inşasıdır

Daha güzel bir gelecek adına yapılması gerek en önemli şey, bir ahlak inşasıdır

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Hepimiz ve bütün insanlık için daha güzel bir gelecek adına yapılması gerek en önemli şey; bireysel, toplumsal ve küresel boyutta bir ahlak inşasıdır.” dedi.

Başkan Erbaş, Müslümanlık bilincinin ve kardeşliğin daha da güçlenmesi temennisinde bulunarak şunları kaydetti,  “Modern yaşayış biçimlerinin hayatımızı bütün yönleriyle etkisi altına aldığı, gerek bireysel gerekse sosyal bağlarımızın giderek anlamını yitirdiği bu çağda bayramlar, bizleri fıtratımızla buluşturan, sevgi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendiren, birlik-beraberlik, paylaşma, dayanışma rahmet, merhamet ve kaynaşma günleridir.”

Yaşadığımız çağda, yaşanan en büyük problemin ahlak krizi olduğuna vurgu yapan Erbaş, “Hepimiz ve bütün insanlık için daha güzel bir gelecek adına yapılması gerek en önemli şey; bireysel, toplumsal ve küresel boyutta bir ahlak inşasıdır.  Nitekim İslam inancının ve ibadetlerin birey ve toplumdaki en somut tezahürü de güzel ahlakın yaşanması değil midir? Dolayısıyla insanın istikameti iman ve tevhide, değeri de güzel ahlaka sahip olmasına bağlıdır. Bu açıdan yüce dinimiz İslam, bize tevhit ile Allah’a kullukta, güzel ahlak ile insani değerlerde buluşmayı öğretir. Yani Kur’an’ın temel hedefi, en özlü ve açık ifadesiyle, güzel ahlaka sahip bir insan, bir toplum ve bir dünya inşa etmektir.” dedi.

“Ahlak, hayatın tamamını içine alan bir davranış biçimidir”

“ Mekke döneminin en büyük özelliği, iman, tevhit, sabır ve fedakârlık ile bir ahlak ve karakter inşasının varlığıdır.” diyen Erbaş,

“Mekke’de Kur’an ile inşa edilen o ahlak kısa sürede bir medeniyete dönüşmüştür. Bu meyanda, Yüce Allah, Peygamber efendimize; “Şüphesiz sen en güzel ahlak üzeresin” hitabıyla onun ahlakını bize örnek göstermektedir. Resul-i Ekrem; “En hayırlınız, ahlaken en üstün olanınızdır” ve “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” hadisleriyle varlık gayesini ve mücadelesini güzel ahlakın ikamesi olarak özetlemektedir.

Bugün, güzel ahlaka dönüşmeyen bir inanışın en bariz menfi yansıması, tamamen şekle ve söyleme indirgenen bir dindarlık anlayışıdır. Dolayısıyla, öncelikle her birimiz, ibadetlerimizin ahlaka, sözlerimizin davranışa yansıyıp yansımadığını tefekkür ve muhasebe etmek zorundayız. Daha açık bir ifadeyle, varlık sebebi din hizmeti sunmak olan bir teşkilatta, milletimizin dini hayatına rehberlik eden kimseler olarak bütün davranışlarımızı güzel ahlak ekseninde her daim gözden geçirmeye mecburuz. Zira ahlak sadece belli alanlara mahsus bir durum değil, hayatın tamamını içine alan bir davranış biçimidir.” açıklamasını yaptı.

Niyet ve samimiyetin önemine vurgu yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Eğer bizim her alanda güzel ahlaka sahip olma adına bir niyetimiz ve gayretimiz varsa, elbette Allah onu destekleyecek, güzel ahlak sahibi kulunu asla mahcup etmeyecek, onun hayatını ve kazancını bereketli eyleyecek ve sözünü de tesirli kılacaktır. Diğer yandan tersi bir tutum ve davranışın da bize huzur ve bereket getirmeyeceği apaçık ortadadır.” ifadelerini kullandı.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.