Değerler eğitiminde eğitimcilerin rolü

Hepimizin şunu net olarak bilmesi gerekiyor: “Değerlerimizi kaybettiğimizde, her şeyimizi kaybederiz.” Malımızı kaybettiğimizde bunun telafisini yapabiliriz, sağlığımızın da kısmen telafisini yapabiliriz, ama karakterimizi ve değerlerimizi kaybedince her şeyimizi kaybeder, telafisi zor bir sürece girmiş oluruz. Değerlerimizi diriltmenin en önemli tarafı şüphesiz ki eğitimdir. Eğitim, toplumu sağlıklı yönlendirmenin en etkin ve en ucuz çözüm alanıdır. Bu alanı iyi kullanmak; kısa sürede sorunlara çözüm ve yüksek meblağlardan kurtulmanın da adresidir.

Değerler eğitiminde; MEB’in, yerel devlet kurumlarının, okul idarecilerinin, öğretmenlerin ve öğrencilerin farklı görevleri bulunmaktadır. Bu görevler, memleketine hizmet etmek için yapılmalıdır. Okul idarecileri, öğretmenler ve öğrenciler memleketleri için ciddiyetle çalışma sergilemelidirler. Yani bu işi yapmak için değil, memleketini sevmek ve hizmet etmek için yapmalıdırlar.

Bunu iyi bir şekilde anlamamız gerekiyor: “Bir öğrencinin Rabbini tanıması, ibadetlerini yapması için ortam hazırlanması sadece diyanetin görevi değildir. Bu görev, aynı zamanda öğretmenlerin ve idarecilerin de görevidir. Okulda mescitler kurulmalı, mescitler iyi bir şekilde kullanılmalı, öğrencilerin öğretmenlerle vakit geçirmekten lezzet alacağı ve okumanın yaygınlaşması için ortamlar oluşturulmalıdır.”

Her okulun ihtiyaçları farklıdır. Düzenli aralıklarla idareciler öğretmenleri toplamalı, sorunlar ve ihtiyaçlar konuşulmalı, çözümler üretmeli ve uygulamaya konulmalıdır. Öğrencilerin ihtiyacına göre uygulamalar geliştirilmelidir. Bu şekilde ortak ihtiyaçların karşılık bulması gerçekleşecektir.

Evet, toplumu sağlıklı ve etkin yönlendirmenin en alt basamağı okumaktan geçiyor. İyi bir şekilde; kültürümüzle, medeniyetimizle ve değerlerimizle örtüşecek kitaplar seçilmeli, hep beraber kitap okuma seferberliği başlatılmalıdır. Bu amaçlar doğrultusunda halk kütüphanelerinin sayısı artırılmalı, seyyar kütüphaneler oluşturulmalıdır. Seyyar kütüphanelerle mahalle ve köylerimizde sürekli kitap dağıtıp, okuduktan sonra toplatılacak sistem oluşturulmalıdır. İdareciler bu kararı alacak, öğretmen çocuklara anlatıp uygulamasını anlatacak, çocuklar da ebeveynlerini bu kampanyaya teşvik edeceklerdir. Bu sistem sürekli denetlenmeli, halkın okuma bilincini geliştirmesi için yazarlar ve akademisyenleri;  halka yönelik mahalle aralarında küçük etkinlikler düzenlenmelidir.

Bilgi olmadan, bilgiyi sevdirmeden öğrenme gerçekleşmez. Öğrenme gerçekleşmeden bilimselliğin ortamı oluşmaz. Okumak, okumayla beraber öğrenmek halkı bilinçlendirmenin en kestirme yoludur. Masrafı ve enerjisi az olan bir uygulamadır.

Değerler eğitiminde, öğretmenin öğrencileriyle birebir ilgilenmesi kadar verimli bir uygulama yoktur. Birebir ilgilenmede samimi bir ortam oluşuyor. Samimi ortamlarda şeffaflık ön planda olduğu için geliştirilen çözümler daha verimli olur. Sınıf mevcudu yüksek de olsa kazanımı erken öğrenciler seçilmeli, ihtiyaca göre uygulamalar geliştirilmelidir.

Neslimizin değerlerini yaşaması dileğiyle… Allah’a emanet olun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.