Derin Türk Solunun PKK İçindeki Adamı Kalkan'dan HÜDA PAR'a Komik Yafta
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan'ın, Batman'da Hür Dava Partisi'ne (HÜDA PAR) karşı Kasım ayı başında tezgahlanan komplo ile ilgili skandal değerlendirmelerde bulunduğu ortaya çıktı. Özcan Temel olayıyla ilgili HÜDA PAR'ı, Erdoğan'ı ve Ruhaniyi soru
Batman’da geçtiğimiz ay bir düğünde gerçekleştirilen silahlı saldırı neticesinde Özcan Temel isimli genç hayatını kaybetmişti. PKK çevresi olayın üzerinden dakikalar geçmeden saldırıdan HÜDA PAR camiasını sorumlu tutmuştu. Buna karşın HÜDA PAR ise, olayla ilgilerinin olmadığını defaatle kamuoyu ile paylaşmış, saldırıyı gerçekleştirenlerin bulunması için BDP'ye ortak komisyon kurulması teklifinde bulunmuştu.
Olayla ilgili ilk günden itibaren kışkırtıcı bir dil kullanan PKK'lilere, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan da katıldı.
Olayla ilgili 8 Kasım'da STERK TV'nin sorularını yanıtladığı öğrenilen Kalkan'ın, sözlerine Özcan Temel'i "Demokrasi Şehidi" ilan ederek başladığı görüldü. Saldırının HÜDA PAR tarafından gerçekleştirildiğine dair ellerinde kanıt olduğunu öne süren Kalkan, tüm Batmanlıların saldırıyı HÜDA PAR'ın yaptığı konusunda hemfikir olduğu iddiasında bulundu. PKK'lilerin bilindik suçlayıcı dilini kullanarak konuşmasını sürdüren Kalkan, "HÜDA PAR'ın geçmiş değil. Bu grup baştan beri Batman çevresinde PKK'ye karşı bir yara gibi varlık gösteriyor" ithamında bulundu. HÜDA PAR'ın parti olabilmesinin mümkün olmadığını ileri süren Duran Kalkan, kuruluşunun üzerinden bir yıl bile geçmeyen HÜDA PAR'ı "özeleştiri" vermeye çağırdı.
Hizbullah Cemaati, İran ve Hükümete Yönelik Komik Yafta
Hür Dava Partisi Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve beraberindeki heyetin Başbakan Erdoğan’la görüşmesinden sonra Batman’da Özcan Temel’in öldürüldüğünü söyleyen Kalkan, Batman'da yaşanan olaylardan Başbakan Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi sorumlu tuttu. Kalkan, “Şimdi bir de sadece tetikçiyi görmemek lazım. Arkasındaki güce de bakmak gerekli. Bu olay öyle durup dururken bir anda olmadı. Başbakan Tayyip Erdoğan’la Hüda Par Genel Başkanı’nın görüşmesinden birkaç gün sonra gerçekleşti. Demek ki bu tesadüf değil. Diğer yandan Türkiye ve İran Dışişleri Bakanlarının Ankara'da görüşme yapmalarının 2 gün sonrasında bu olay yaşandı. Bu grubun hem AKP ile Türkiye’nin derin güçleriyle ilişkisi, hem de İran ile ilişkisi değerlendirilirse bu da bir tesadüf değil.
Bu aslında Rojava da saldırıları kırılan sömürgeci güçlerin, Bakur’dan Kürt halkına Kürt Özgürlük hareketine yeni bir saldırı başlatma çabalarını gösteriyor.
El-Kaidenin saldırıları kırılınca bu sefer devreye eskinin Hizbullah'ı konuyor. Bunlar birbirlerine benzer güçlerdir. Bu bakımdan sadece Hüda Par değil bu olaydan AKP, bir zat Başbakan Tayyip Erdoğan da sorumludur şüphe en çok onun üzerindedir. İran sorumludur, Hasan Ruhani yönetimi sorumludur.” yaftalarında bulundu.
Gerginliğin Daha Fazla Artmaması için Açıklama Yapmamıştı
Öte yandan Duran Kalkan'ın "yangına körükle gitme" şeklinde yaptığı açıklamalar, Hizbullah Cemaati'nin olaydan yaklaşık 2 hafta sonra yaptığı açıklamayı akıllara getirdi. Konuyla ilgili Hüseyni Sevda sitesinin sorularını yanıtlayan Cemaat yöneticilerinden İsa Alpsoy, " Batman’da yaşanan olayda Hizbullah yoktur. Olayın başka taraflara çekilmemesi ve gerginliğin daha fazla artmaması için bugüne kadar olayla ilgili konuşmaktan da imtina etmiştir. Hüda–par da şiddetle tepki göstermekte ve kendi aleyhine kirli bir oyun tezgâhlandığını ifade edip olayın aydınlığa kavuşturulmasını istemektedir.
Bu durumda ahlaken ve usul olarak herkesin bunu böyle kabul etmesi gerekir. Hatta eğer olay Hizbullah veya Hüda–Par’a yakın birilerine mal edilse ve olay bu şekilde kapatılmak istense bile, Hizbullah ve Hüda–Par bunu reddettiği ve tavrını bu yönde ortaya koyduğu için herkesin bunu böyle kabul etmesi ve olayı bir provakasyon veya tezgah olarak görmesi gerekir.
Buna rağmen BDP ve PKK’nin, olay anından itibaren Hüda–Par ve Hizbullah’ı hedef tahtasına oturtması, suçlayıcı, kışkırtıcı ve karalayıcı bir dil kullanması düşündürücüdür. Üstelik KCK’nin sorumsuz açıklaması ve hedef göstermesi adeta çatışmaya davetiye çıkarmaktır. Bütün bunlar halkın gözleri önünde cereyan etmektedir. Suçlu tarafın kim olduğunu halkımızın takdirine bırakıyoruz.
Zaman 90’lı yılların zamanı değildir. Her şey çok açık ve şeffaf bir şekilde gelişmektedir. Yaşanan ve yaşanacak tüm olayların mahiyetini halkımızla paylaşırız. Arzulamadığımız ve imkanlarımız dahilinde yaşanmasına müsaade etmeyeceğimiz bir çatışma bize tahmil edilirse bunu da açık bir şekilde halkımızla paylaşacağımızın bilinmesini isteriz." şeklinde tarihi yanıt vermişti.
Duran Kalkan'ın konuyu ilişkin yaptığı skandal konuşmanın yer aldığı videoyu sizlerle paylaşıyoruz...
(Hürseda Haber)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.