DEVA Partisi'nden Şanlıurfa'da artan intihar olayları ile ilgili açıklama

DEVA Partisi'nden Şanlıurfa'da artan intihar olayları ile ilgili açıklama

DEVA Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Avukat Ahmet Tüysüz, Şanlıurfa'daki intihar vakalarına ilişkin yaptığı açıklamada, konunun derinlemesine araştırılması ile ilgili TBMM Araştırma Komisyonu'nun kurulması gerektiğini ifade etti.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Avukat Ahmet Tüysüz, son dönemlerde Şanlıurfa’da artış gösteren intihar vakalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

İntihar olaylarının özellikle son dönem çok ciddi bir artış gösterdiğini, bunun görmezden gelinemeyeceğini belirten Tüysüz, yaşanan intiharlara yönelik acilen kapsamlı bir TBMM Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini vurguladı.

"Bu konuda basına büyük iş düşmektedir"

Yaşanan intihar olayları ile ilgili basına büyük görev düştüğünü ifade eden Tüysüz, "Bu tür haberlerin kamuoyuna özellikle 'merhamet ve acınma' duygularını istismar edici tarzda verilmesinin intiharları teşvik etmek gibi istenmeyen durumlara sebebiyet verebileceği dikkate alınmalıdır. Bu konuda basına büyük iş düşmektedir. Bu konudaki haberler çok dikkatli ve titizlikle yapılmalı, bu titizlik ve özen intiharların üstünün örtülmesi veya görmezden gelinmesi ile karıştırılmamalıdır. İntihar edenlerin ailelerinin bu ölüm şekline utanılacak bir durummuş gibi algılayabildikleri, iletişime kapalı olabilecekleri dikkate alınmalıdır." diye konuştu.

Tüysüz, TBMM Araştırma Komisyonu kurularak, komisyon tarafından uzman desteği alınarak konunun bütün boyutlarıyla irdelenerek çözüm önerileriyle birlikte sorunların tespit edilmesi gerektiğini belirtti.

"Ruh sağlığı hizmetleri herkes için erişilebilir hale getirilmelidir"

Konu ele alınırken dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat çeken Tüysüz, "Bu konu ele alınırken, intiharın ani bir kararla olmadığı, bir sürecin sonunda olduğu, bu karara neden olan faktörlerin dış dünyadaki yansımalarının sezilmesi, fark edilmesi için yeterli ve zamanında sağlanacak ruh sağlığı desteğinin çok önemli olduğu anlatılmalıdır. Aynı zamanda da ruh sağlığı hizmetleri herkes için erişilebilir hale getirilmelidir. Her olay tüm boyutlarıyla konunun uzmanlarınca enine boyuna irdelenmelidir. Bu konuda çok acil ve hemen kapsamlı bir TBMM Araştırma Komisyonu kurulmalıdır. Böylece komisyon tarafından uzman desteği alınarak konunun bütün boyutlarıyla irdelenerek çözüm önerileriyle birlikte sorunların tespit edilmesi gerekir. Bu irdeleme bize ihtiyaç duyulan sosyal hizmetler hakkında bilgi verecektir. Psiko-sosyal desteğe ihtiyacı olan herkese zamanında destek sunulması için sosyal hizmetler mahalle düzeyinde yerelleştirilme ve hazırlanacak sosyal inceleme raporları baz alınarak önleyici hizmetler verilmelidir." dedi.

"İntihara sebebiyet verenler hakkında da işlem yapılmalıdır"

İntihara sebep verenler hakkında da işlem yapılması gerektiğini vurgulayan Tüysüz, "İntihar süsü verilmiş şüpheli ölümlerin kolluk ve savcılıkça titiz bir incelemeye tabi tutulması suretiyle olası cinayet failleri veya intihara sürükleyen/neden olan kişiler yargı önüne çıkarılmalıdır. Cezasızlıkla sonuçlanmayacak her vaka, yeni şüpheli intihar olaylarının olmasına engel teşkil edecektir. İntihara sebebiyet verenler hakkında da işlem yapılmalıdır." şeklinde konuştu.

"intihara sevk edenler de 'kasten öldürme suçu' nedeniyle cezalandırılmalı"

İntihara sebebiyet verenler hakkındaki yasal düzenlemelere dikkat çeken Tüysüz,

"Ceza yasasında fail, mağdurun intihar edeceğini bildiği halde yükümlülüklerini bilerek ihmal ederek mağdurun ölmesini istemişse, bu durumda ölüm gerçekleştiğinde fail,'ihmali davranışla kasten öldürme suçu' nedeniyle cezalandırılır.

Failin cebir ve tehdit kullanmak suretiyle mağduru intihara mecbur bırakması halinde, fail hakkında 'kasten öldürme suçu' nedeniyle yargılama yapılır.

İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya algılama yetenekleri ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenler de 'kasten öldürme suçu' nedeniyle cezalandırılır.

İntihara yönlendiren başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.84/1)

İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.84/2)

Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.84/3)

İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, 'kasten öldürme suçundan' sorumlu tutulurlar (TCK m.84/4)" dedi.

"Zaman yitirdikçe biri daha canına kıymakta, ocaklara ve yüreklere ateş düşmektedir"

Bu sürecin en önemli parçalarından birinin de geride kalanlara sunulacak psiko-sosyal destek hizmeti olduğunu vurgulayan Tüysüz, "Bu hizmetler de kayıptan etkilenen herkese talebe bağlı olmaksızın rahatlıkla erişilebilir olmalı ve herkesi kapsamalıdır. İnsanların kendi yaşamına son verecek kadar umutsuzluk haline her türlü siyasi çıkardan arındırılmış, art niyetsiz, fakatsız, amasız, lakinsiz, ivedilikle, derhal, hemen şimdi, zaman yitirilmeksizin ve acilen çözüm bulunmalıdır. Zaman yitirdikçe biri daha canına kıymakta, ocaklara ve yüreklere ateş düşmektedir. Bu konuda başta kendimiz olmak üzere herkesin üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeye çağrıda bulunuyoruz." diye konuştu. 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.