Erdoğan: Darbe ürünü kurumlar siyasete yön veremez
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19. Milli Eğitim Şurası'nda önemli açıklamalarda bulunarak darbe ürünü kurumların, siyasete yön vermeye yeltenemeyeceğini belirti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Antalya'da düzenlenen 19. Milli Eğitim Şurası'nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 'seçim barajı' tartışmasına, değinen Erdoğan, Egemenliğin Anayasa Mahkemesinde olmadığını belirterek, darbe ürünü kurumların siyasete yön vermeye yeltenemeyeceğini söyledi.
19. Milli Eğitim Şurası’nda gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin Einstein kadar İbni Sina'yı, Beethoven kadar Dede Efendi ve Itri'yi de öğrenmesi, başka dilleri tanıdığı kadar kendi dillerini tanıması gerektiğini belirterek, "Taklit eden, takip eden her zaman bir adım geride kalır. Biz kendi değerlerimizle, kendi özümüzle, kendi tarih ve medeniyet birikimimizle biz olacağız, o şekilde biz kalacağız" dedi.
“Nitelikli öğretmeniniz yoksa hiçbir işe yaramaz”
Küresel ekonomiye yön veren nabzın Türkiye’de atacağını söyleyen Erdoğan, “2015’deki G20 zirvesinde ülkeler burada bir araya gelecekler. Antalya, Türkiye dünya gündeminde geniş yer alacak. Bu büyük zirveye ev sahipliği yapacak Antalya’yı şimdiden tebrik ediyorum. İnşallah şu andan itibaren Milli Eğitimin nabzı da bu şurada atacak. Türkiye’de her aileyi yakından ilgilendiren konu başlıkları var. Hazırlıklar yapıldı. Oldukça önemli, isabetli kararlar alınacak. Şura için seçilen 4 ana gündem maddesini açıkladı bakanımız. Öğretim programlar ve ders çizelgeleri bunlardan biri. Güçlü nesilleri nasıl yetiştiririz diye çok konuştuk, çok tartıştık. Bu muhtevalar böyle kalmayacaktır, ileride güncellemeler yapılacaktır. Biri de öğretmen niteliklerinin artırılması konu başlığı var. İstediğiniz kadar müfredatı kaliteli yapın. Nitelikli öğretmeniniz yoksa hiçbir işe yaramaz.” İfadelerine yer verdi.
“Öğrencileri at yarışındaki gibi birbiriyle yarıştıran sistemi biz kabul etmeyiz”
Eğitimi tam da olması gerektiği gibi özgürlükle buluşturduklarını dile getiren Erdoğan daha sonra, “Eğitimin insan formatlama aracı olarak kullanılmasına bizim tahammülümüz olamaz. Öğrencileri at yarışındaki gibi birbiriyle yarıştıran sistemi biz kabul etmeyiz. Eğitim-öğretim bilgiye ve hikmete ulaşabilmek için olmalıdır. Tüm reformlar buna yöneliktir. Öğretmenlerimizin, yöneticilerimizin büyük sorumluluğu var. Eğitim sistemimiz öğrenciye en başta özgüven vermek zorundadır. Eğer gençlerimiz eğitim gördükçe, diline, ecdadına yabancılaşıyorsa çok ciddi problem var demektir. Okullar kendi dilinden, kendi toplumundan utanan ve uzaklaştıran bireyler yetiştiriyorsa talim ve terbiyede ciddi arıza var demektir.” İfadelerini kullandı.
“İhanet şebekesi ortaya çıktı”
Dersanelere de gönderme yapan Erdoğan, “Biz o çarka girince oyun bozuldu. Eğitimin önündeki bütün engelleri kaldırma mücadelesini veriyoruz. Anne kolundaki bileziğini satıyor, çocuğunu dersaneye göndermek için. Siz bu zulmü ortadan kaldırmak istediğinizde ihanet şebekeleri ortaya çıktı. Oralardan ihanet şebekelerine adam devşiriyorlardı, para devşiriyorlardı. Bir grup dershaneler uğruna ülkeyi savaş yerine yangın yerine çevirmekten kaçınmayacaklarını gösterdiler. İftiralar, ithamlara, darbe girişimlerine maruz kaldık. Biz buna boyun eğmedik. Bundan böyle MEB hafta sonlarında isteyen öğrencilere okullarda ücretsiz takviye kursları verecek dedik. Bu reformları yaparken çok ciddi dirençlerle karşılaştık” şeklinde konuşmasına devam etti.
“Atalarının kelimelerinde mahcubiyet duyan gençlerimiz var”
Erdoğan devamla, “Einstein kimdir deseniz? Her gencin diyecek bir sözü vardır. İbni Sina kimdir deseniz? Çoğu bundan habersiz. Yabancı popçuları ezbere sayan, Neşet Ertaş’ı hiç dinlemeyen utanan öğrencilerimiz var. Atalarının kelimelerinde mahcubiyet duyan gençlerimiz var. Başka kültürleri ait giyim kuşamı, yaşantıya özenen gençlerimiz var. Bu gençleri de sorgulayamayız. Beethoven'ı dinlesinler ama Itri'yi, Dede Efendi’yide bilmeliler.
Öğrencilerimizde eziklik değil, özgüven aşılayan bir müfredatı eğitim sistemine kazandırmamız gerekiyor. Bizim gençlerimizi ırkçılık hastalığından koruyacak olan eğitim - öğretimdir. Demokrasi ve milli iradeyi hayat tarzı haline dönüştürecek olan öğretmenlerimizdir.” İfadelerini kullandı.
“Taklit eden bir adım geri kalır”
Erdoğan Daha sonra, “Taklit eden, takip eden her zaman bir adım geride kalır. Biz kendi değerlerimizle, kendi özümüzle, kendi tarih ve medeniyet birikimimizle biz olacağız, o şekilde biz kalacağız. Başkalarına hayranlık duyan değil kendilerine hayranlık duyan gençliği inşa edeceğimize inanıyorum.” Dedi.
Seçim barajı tartışmalarına da değinen Erdoğan, “Kendisini akıllı zaten, kendinden başka olan yaşam tarzını aşağılayan kişi insani bir tavır içerisinde değildir. Egemenlik yargı ve askeri bürokrasinin değildir, Anayasa Mahkemesi’nin de değildir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik anayasa mahkemesinin de değildir. Egemenlik milletindir. Hiç kimse hiçbir kurumu milletin üzerinde görmemelidir. Kimse şahsi hırslarına yenik düşerek millete istikamet çizemez. 1960 Türkiye’sinde değiliz. Darbe ortamında hiç değiliz. Peyami Safa’nın güzel bir sözü var. Kitap yüklü merkeplere değildir, kitabın içindekini sindiren insanlara ihtiyacımız var.” Diyerek Anayasa Mahkemesinin seçim barajı tartışmalarına son noktayı koymuş oldu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.