Filistin Davası

Kaynayan Ortadoğu içerisinde Siyonist israil'in Filistinlileri katletmesi ve tutuklama furyasını yeniden başlatması tüm dünyada tepki topluyor. Bir tarafta, bütün şer güçlerinin aynadarlığını yapan israil, diğer tarafta da Müslümanların gönlünde sembol olan Filistin davası… Filistin davası, doğuşu, gelişmesi ve bugünkü tutumuyla hakkaniyet noktasında, berraklığını ortaya koymuştur… Siyonist israil ise doğuşu, gelişmesi ve başka bir halkın toprağını dışarıdan işgal nedeniyle “zulüm devleti” olduğunu vicdan sahibi herkes kabul etmektedir… Bu iki denklem arasında Filistin'de tansiyon daima yüksek olmuştur. Son dönemde ise, El-İsaviye'de 4 Ekim'de israil askerlerinin açtığı ateş sonucu Fadi Allun'un katledilmesiyle başlayan olaylar halen devam etmekte ve tansiyon gittikçe artmaktadır. Batı Şeria'da, Kudüs ve Gazze'de, israil askerleri ile Filistinliler arasında bir ay içerisinde çıkan olaylarda 11'i çocuk 44 kişi katledilirken, bin 829 kişi de yaralandı. Bu olayların üçüncü intifadayı getirip getirmeyeceği tartışılıyor. Zira Filistin halkı bu haksızlıklara tahammül gösterdikçe daha da çok üzerlerine gidiliyor. Hatta El- Halil'de Filistinli genç kızı katleden sivil elbiseli eli silahlı terörist bir Yahudi yerleşimci olduğunun görüntüleri ortaya çıkmıştı. Bu katliamlara teşvik eden bizzat israil yöneticileridir. Bu masum kızın, askerlerin içerisinde onlarla beraber hareket eden bir sivil Yahudi tarafından şehit edilmesi, bunun en büyük delildir. Aynı günlerde israilli bir yetkilinin, Yahudilere yönelik “ruhsatlı silahlarınız varsa yanınızda taşıyın” açıklaması da vehametin büyüklüğü ve sinsi düşüncelerini gösteriyor. Filistinliler, “artık bu haksızlığa yeter” deme zamanının geldiğini düşünüyorlar ve israil askerlerine karşı eylem başlatmış durumdalar. Siyonist israil'in, Filistinlilerin başlattığı eylemlere karşı “beton duvarlar” örmelerine rağmen bu eylemleri engelleyemiyorlar. Yükselen tansiyona karşı israil'in hamisi olan ABD tedirginlik yaşamış ve Obama'nın “tek yol iki devletli çözüm” açıklamasıyla tansiyonu düşürmek istemiştir.

Filistin davasında gelişmeler bu yönde iken ümmetin onlara bakış açısı ve cemaatlerin Filistin davasından ayrı olarak kendi iç dinamiklerinde farklılıklar arz ettiğini görebiliyoruz. Filistinlilerin yükü çok ağır olmasına rağmen, israilin zulüm ve küfrünün aleni olması onlar için bir avantaj olarak görülebilir. İç dinamikleri ve sosyal alanda cephe oluşturma sıkıntıları pek yoktur. Zira Filistin halkının hepsi israil'i baş düşman olarak görmekte ve böyle bir kamuoyu oluşmuş durumda. Sadece iç kamuoyu değil, tüm dünya Müslümanlarının gönlünü fethetmiş durumdalar. Bu durum, onların hem uluslararası ölçekte “fikri desteklerini” alırken içerde de bir “sosyal fikir birlikteliğini” oluşturuyor. Diğer devletlerdeki İslâmi cemaatlerin bu avantajı pek yoktur. Zahiri olarak İslâmi rejimler veya fikirler karşısında “sosyal bir fikir birlikteliği” oluşturmak diğer devletlerde çok daha zordur. Ya da ümmetin dağınıklığına sebebiyet veren, birbiriyle dalaşma ve birbirlerinin hatasını araştıran İslâmi gurupların “sosyal fikir” birlikteliği de çok uzun soluklu bir zamana yayılabilir. Bu birlikteliğin sağlanması adına Filistin davası tüm ümmet için önemlidir. Ve sadece Orta Doğuda değil, tüm dünyada Müslümanları bir araya getirecek “sosyal fikir birlikteliğine” sebebiyet verebilir. Filistin davası ümmet içinde gür sedayla çıktığı bir anda “Arap Baharı” olarak başlayan dinamikler, Filistin davasını ikinci plana attı. Buna rağmen Filistin davası tüm Müslümanların, özelde de İslâmi cemaatlerin gündemlerinin merkezine oturtulmalıdır. Eylemlerini bu söylem üzerinden gerçekleştirdikçe “sosyal fikir” birlikteliği daha da kolaylaşacaktır.

Netice itibariyle uzun yıllardır sürdürülen ve bu günlerde tansiyonun yükseldiği bir zamanda Filistin davası bir “fikir birlikteliğini” doğuracaktır inşallah. Bütün Müslümanların üzerinde birleşebileceği bir davanın ümmet için büyük bir önemi vardır. İslâm ümmeti için “ortak payda” hükmünde olan Filistin davası her Müslüman bireyin ve İslâmi cemaatlerin ana merkezinde olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.