Mehmet İkbal ATAK

Mehmet İkbal ATAK

Gel de Sorgulama!

Öcalan’a ait İmralı videolarının Perinçek grubu tarafından servis edilmesinin yankıları sürerken bizzat Öcalan’ın kendisinin video servisine yaptığı yorum, farklı bir durumun sorgulamasını beraberinde getirdi.

 

İmralı’ya giden heyet aracılığıyla Öcalan, özetle şu açıklamayı yaptı:

“Görüntüler çözüm sürecini bitirmek ya da itibarsızlaştırmak amacıyla sinsi bir planın parçası... Bunu yapanlar, emperyalist operasyon merkezlerinin en eli kanlı ve kirli işlerde en çok kullanılarak kenara atılmış olan unsurlarıdır. Burada hedeflenen, aslında Türk-Kürt ve diğer bütün halkların barış ve ittifakını engellemektir. Bu montajı yapanlar, dolaşıma sokanlar ve siyaseten savunanlar, varoluşlarını Kürt savaşına ve bu savaşın darbeci mekaniğine bağlayanlardır.”

Öyle mi?

“Öyledir” derseniz, bu durum sizi geçmişe götürür. Kendisinin yerinde tespitiyle “emperyalist operasyon merkezlerinin en eli kanlı ve kirli işlerde en çok kullanılarak kenara atılmış olan unsurları” ile bir dönem yaşanan “kader birliğini” sorgulamak durumunda kalırsınız.

“Değildir” derseniz, bu kez videoların içeriğini tartışmaktan kendinizi alamazsınız. Şimdi kararı siz verin:

Öyle mi, değil mi?

Öcalan’ın tespitlerine “Öyle değildir” derseniz, içeriği sorgular, bunları ihanetin belgesi diye değerlendirirsiniz. Böylece de “Hevallerin” nayif kalplerini kırmış olursunuz.

İyisi mi “Öyledir” diyerek Hevallere bir kıyak geçelim. Neticede niyet okumak yerine taraf olan kişilerin beyanlarına itibar etmek en doğru olanı olsa gerek.

İyi de piyasada bir sürü “kötü niyetli” insan tipi mevcut. Şimdi bu “kötü niyetliler” kalkıp da 1990’lı yıllara uzansa…

Perinçek’in Bekaa’da askeri törenlerle karşılandığı resimleri gözümüzün içine soksa…

Uzatılan çiçek demetini bizlere hatırlatsa…

Yalçın Küçük’ün “Selaaaamm! Kürdistan dağlarındaki kardeşlerime… Selaaammm! Kardeşim Öcalan’a” videosunu elimize tutuştursa…

İkibine Doğru dergisinin sadece o döneme ait kapaklarını önümüze koysa ve Öcalan’ın şu tarihi sözünü bangır bangır haykırsa:

“Emperyalist operasyon merkezlerinin en eli kanlı ve kirli işlerde en çok kullanılarak kenara atılmış olan unsurları…”

Ve sonra o “kötü niyetli adamlar” yüksek sesle şöyle haykırsa:

“İyi de kardaaaşşş! Madem bunlar emperyalist operasyon merkezlerinin eli kanlı kirli unsurları idi, o halde yıllarca bunlarla ne diye işbirliği yaptınız” deyip ortalığı velveleye verse…

NE DİYECEĞİZ?!

 

“Evvel küçücüktü, şimdi büyüdü” türküsü kabilinden “Evvel devrimciydi, şimdi eli kanlı işbirlikçi” sözleriyle başlayan yeni bir türkü mü icat edeceğiz?

Tamam tamam. O kadarını biz de çok dinledik: “Seçim ittifakı konuşuluyordu. Perinçek milletvekilliği pazarlığı için gelmişti. Sonra anlaşma sağlanmayınca da birliktelik sona erdi.”

Peki, “kötü niyetlinin biri” kalkıp yine ters bir mantık yürütse… Dese ki:

“Yahu yemeyin şimdi bizleri! Oy potansiyeli %1 bile olmayan bir parti ile seneler boyunca ittifak mı konuşulurmuş! Milletvekilliği pazarlığı mı yapılırmış” derse!

Hatta şunu da söylerse: “İyi de Yoldaaaaşşşş! Velev ki doğru bile olsa, emperyalizmin her daima kullandığı eli kanlı kirli maşası ile seçim ittifakı, vekil pazarlığı yapmak da neyin nesiydi” derse, emé çi xweliyé li seré xwe bikin!

“Haydi sökül bakayım cebindekini” deyip, karanlıkta kalan ve hala izah edilemeyen o dönemin karanlık ilişkisini irdelemeye devam ederse…

Mesela, “Perinçek grubunun yayınlarıyla hedef aldığı Hizbullah’ı sizin de namlularınızla hedef almanız, o dönemdeki karanlık ilişkileriniz çerçevesinde tesadüf müydü yani, diye yüksek sesle soran “kötü niyetliler” çıkarsa…

Birileri çıkıp da bugüne kadar karalama kampanyaları dışında hiçbir mantıklı gerekçe sunulamayan Hizbullah’la çatışma siyasetinizi o dönemin bir türlü aydınlanamayan kirli ilişkilerinizle açıklamaya kalkarsa…

Perinçek ve uzantılarıyla oturdunuz, uzun uzun müzakereler yaptınız ve en sonda Perinçek’in verdiği derin güvencelere kanıp dayattığı ajandaya binaen Hizbullah’ı Kürdistan’dan silme kararına vardığınızı söyleyenler çıkarsa…

Evet Heval! Zor, hem de çok zor. Bak, videolardaki içeriğe hiç girmedim. Tamamen Serok’un açıklamalarına itibar ettim. Ama işte gördüğünüz gibi bu durum yine de “kötü insanların” dikkatinden kaçmıyor.

O dönemin karanlık ilişkileri itiraf edilmedikçe bin bir tür sorularla akıllara karpuz kabuğu getirmeye devam edecekler.

İyisi mi o dönemle ilgili günü birlik manevralardan vazgeçip o dönemin karanlık ilişkisini tıpkı videolardaki gibi itiraf edip kamburun ağırlıklarından kurtulmak. Adamlar yaman! Ellerinde her şey var. Çünkü her şeyi kayıt altına almışlar. Her hamlelerine cevap yetiştirmek oldukça zor olacak.

Hazır, Öcalan “Hakikatleri araştırmaktan” bahsetmişken en iyisi kendinizden başlamak olmalı. Koyun hakikatleri ortaya, ellerindeki tüm kozlar geçersiz kalsın.

Dün dört elle sarıldığınız Perinçek silahı nasıl ki bugün ters tepip sizi vurduysa, inanın hala kullandığınız Perinçek mirası karalama furyası da günü geldiğinde aynı işlevi üstlenmiş olacak.

İşte böyle Hevaller! Karar sizin, Serok da sizin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.