Gönül hamurumuz

Hamd âlemlerin Rabbine; salât u selâm da o Rabbin pak Rasûlüne olsun.

Rabbimiz Nisâ sûresinin 43. Âyetinde: "Ey iman edenler! Ne söylediğinizi bilecek duruma gelmedikçe… sarhoşken namaza yaklaşmayın." buyurur.

Hani insan olarak bazı sözleri üstümüze alınma huyumuz vardır ya, bu âyeti ne zaman okusam aklıma dünya meşgalelerinin bizi sarhoş ettiği gelir. Bugün Müslümanların çoğu, zenginiyle, fakiriyle, genciyle ve yaşlısıyla dünyanın sarhoşu olmuş durumda. Bunun kanıtı da namazlarımızın içler acısı hâli... Efendimiz(asv)'ın gözünün nuru olan namaz, bizde dünya ile perdelenmiş adeta. Namaz kılarken, namazdan sonra hangi işleri yapacağını düşünen insan,  namazda ne söylediğini bilmez hâle gelmiş. Yahut sürekli İhlâs ve Kevser surelerini okuduğu için, ne söylediğini biliyor da olabilir. Yalnızca huşuyu dert edinen insanlar bu sarhoşluktan kurtulabilmektedir.

Efendimiz(asv): "Hamr (sarhoş edici içki), günahın her çeşidinin kaynağıdır. Kadın, şeytanın oltasıdır, dünya sevgisi her çeşit hatanın başıdır." buyurmuşlardır. Hadis-i şerifte –tabiri caizse- bütün sarhoş ediciler bir arada verilmiştir.

Hamr kelimesi hep hamur kelimesini çağrıştırmıştır bu kardeşinize. Ve hamur kelimesinin etimolojisine baktığımda ‘hamr' ile aynı kelime olduğunu öğrendim. Hamr; mayalanmış demekmiş. İçki de üzüm, arpa gibi bitkilerin mayalanması ile bu ismi alıyor.

Peki ya kalbimizde dünya mayalanırsa ne olacak? Bilirsiniz, hamuru mayaladığınız zaman o hamur ufacıkken kocaman olur ve bazen mayalandığı kaptan taşar. Taşarsa, bulaştığı yerleri temizlemek çok zordur. Ancak kabınız genişse, hâlâ şansınız var demektir.

Yoğurduğunuz ilk anda kaba inatla yapışan hamur, mayalandıkça daha kolay çıkmaya başlar. Dünya sevgisi de böyledir. Başta bir hırsla sarılır insan. Sonra anlar ki bu dünya, o güzel gönül kabına layık bir şey değildir. Sarhoş olmadan hamuru fırına verirse verir. Yoksa o hamur taştıkça sarhoşluk ve bulaşıklık artar. Dünya sevgisi hamuru, zühd fırınına zamanında verilmezse, hamur çürür. Çürüdükçe sıvılaşan bir hamur gibi insanın kalbinden hayatına, oradan da diğer insanlara akar. Ondan ne ekmek olur artık, ne de bir derde derman…

Allah'ım… Bir sinek kanadı kadar bile değer vermediğin dünyayı, gönlümüzde mayalayıp büyütmemize izin verme…

İlâhî… Dünya sarhoşluğuyla namazlarında ne dediğini bilmeyenlerden eyleme bizi…

Yâ Rabbî… Dünyalıklar altında hamal olanlardan değil, artan imkânlarıyla Sana yaklaşanlardan eyle bizleri…

Allah'ım… Namazdan aldığımız lezzetin en saf, en sade ve elemsiz bir lezzet olduğu hissini duyur kalbimize, bedenimize…

Huzuruna tezellülle gelip, namazdan telezzüzle ayrılan bahtiyar kullarından olmamızı nasib buyur Allah'ım…

Gönül hamurumuzu dünya sevgisiyle değil, ahiret saadetinin özlemi ile mayalayanlardan eyle bizi ey Rabbimiz… Âmîn…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.