Hasta mahkumlar ölmesin
Cezaevlerinde hastalık sebebiyle birçok mahkûmun ağır işleyen bürokrasi sebebiyle hayatını kaybederken aileleri buna isyan ediyor.
İSTANBUL - Cezaevlerinde kalan hasta mahkûmların dramı bitmiyor. Yapılan yasal düzenlemelere rağmen cezaevi şartlarında tedavileri mümkün olmayan hasta mahkûmların tahliyeci için gerekli adımlar atılmıyor. Cezaevlerinde hastalık sebebiyle birçok mahkûmun ağır işleyen bürokrasi sebebiyle hayatını kaybederken aileleri buna isyan ediyor.
Ankara Sincan F Tipi Cezaevinde kalan hasta mahkumlardan Yasin Demir’in durumuna dikkat çekmek amacıyla bir imza kampanyası başlatan yazar Zeynep Bozdaş, hasta mahkumlar ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Yazısında Yasin Demir’in hastalığına ve Adli Tıp Kurumunun tutumuna vurgu yapan Bozdaş, “Hastalığı sebebiyle şu anda Sincan F Tipi Cezaevi yönetimince tek kişilik odada tutulan Demir, günden güne bitkin düşüyor. Yakınlarının beyanlarına göre, cezaevi doktoru dahi hastanın durumunun ağır olduğunu dile getirirken; Ankara Numune Hastanesi ve Adli Tıp Kurumu hastanın tahliyesine yönelik rapor vermiyor. Demir, bundan dolayı da ciddi bir psikolojik travma yaşıyor. Delta Süper Enfeksiyonu ve kronik Hepatit B, Siroz’a dönüşebiliyor. Bu da bazen karaciğer nakli gerektirirken, bazen ise hastayı öldürebiliyor. Böylesi bir vaziyette Yasin Demir halen tutuklu. Ailesi konuyla ilgili Cumhurbaşkanına birçok dilekçe göndermiş ancak Demir’in durumu ile ilgili bir gelişme olmamış. Yasin Demir aynı zamanda CHP heyetinin Sincan Cezaevi ziyaretinde görüştüğü ve yayınladıkları raporda tahliyesini istedikleri mahkûmlardan.” dedi.
Yasa çıktı ama uygulanmıyor
24 Ocak 2013 tarihinde çıkan 6411 sayılı kanun değişikliğini hatırlatan Bozdaş, “Yasin Demir ve diğer hasta mahkûmlar için son derece önemli. 5275 sayılı ‘Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un, ‘Hapis Cezasının İnfazının Hastalık Sebebiyle Ertelenmesi’ başlıklı 16. Maddesine göre, akıl hastalıkları dışındaki hastalıkların varlığı halinde, hastanelerde mahkûmlara ayrılmış kısımlarda tedaviye devam olunur. Bu durumda bile hapis cezasının infazı mahkûmun hayatı için tehlike oluşturuyorsa, infaz geri bırakılır. Bu hüküm emredicidir. Cezaevlerinde hastalık sebebiyle birçok mahkûmun ağır işleyen bürokrasi sebebiyle yaşamını yitirdiği, Adli Tıp Kurumu’nun ağır iş yükü ve bazı vakalarda karşılaştığımız ideolojik/taraflı tutumu dikkate alınarak hasta mahkûmların tedavi ve gerektiğinde tahliye işlemlerinin vakit kaybı yaşanmadan gerçekleşmesi için, mahkûmların sağlık durumlarına ilişkin rapor verme yetkisi genişletilmeli ve başka kuruluşlara da bu hak tanınmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Hasta mahkûmlar için adım atılsın
Cezaevlerinde ölüme terk edilen hasta mahkumlar için olumlu bir adımın atılması gerektiğini vurgulayan Bozdaş, “Devlet bir otorite olarak insan hakkı ihlalinden dolayı tutukladığı bireylerin haklarını ihlal ederse, kamuoyunca o otoriteye duyulan güven ve saygı kaybolur. Devlet, hasta mahkûmların sesini ancak köşe yazılarından, imza kampanyalarından duyuyorsa devletin cezaevlerindeki varlığı ‘gardiyan’dan başka bir tabirle açıklanamaz. Kısa bir süre içerisinde başlatacağımız imza kampanyası ile dileriz bu 'gardiyan', Yasin Demir ve diğer hasta mahkûmların sesini duyar.” ifadelerini kullandı.Ö
zgürlük için bir imza da siz atın
28 Şubat sürecinde tutuklanıp müebbet hapis cezasına çarptırılan ve cezaevinde Hepatit B ve Delta Süper Enfeksiyonu hastalıklarına yakalanan Yasin Demir`in serbest bırakılması için başlatılan imza kampanyası devam ediyor.
http://imza.la/delta-super-enfeksiyon-hastasi-yasin-demir-e-ozgurluk linkli adresten ulaşım sağlanabilen imza kampanyasında toplanan imzalar Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Adalet Bakanlığına gönderilecek.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.