Hindistan sömürgeci efendilerinden ders almalı!

Müslüman halklara, İslam topraklarına yönelik zulüm ve asimilasyon saldırganlığına Hindistan da katıldı. Gerçi Hindistan’ın bu konudaki defteri geçmişte de pek temiz değildi. Ama bu kadar azgınlaşmamış, böyle pervasızlaşmamıştı.

İslam toprakları olan Keşmir’in yarısını uzun yıllardır işgal altında tutan putperest Hindu yönetim Müslüman Keşmir halkına özerklik vererek bir nebze de olsa insanca yaşamalarına olanak tanımıştı. Lakin bunu da Müslüman Keşmir halkına çok gördü. Özerkliği kaldırdı. Keşmir halkına tanıdığı hakları askıya aldı. Keşmir’i paralı askerlerle doldurarak katliam ve zulümle özgürlük, adalet taleplerini bastırma yolunu seçti.

Hindistan bu yolla, zulüm ve baskı yoluyla Müslüman Keşmir’i asimile edeceğini sanıyor. Diğer emperyalist, sömürgeci, baskıcı güçlerden ders almıyor. Hangi şeytani güç, hangi beşeri yönetim zulüm ve baskıyla mazlum halkların adalet ve özgürlük taleplerini yok edebilmiş ki Hindistan bunu yapabilsin? Sömürgeci Hindistan başarısızlığa, zillete, geri adım atmaya mahkûmdur.  Halkların insanca, özgürce yaşama talepleri zorbalıkla yok edilemez!

Bir zamanlar Hindistan da sömürgeydi. Dünyanın en büyük emperyalist gücü, güneşin toprakları üzerinde batmadığı imparatorluk! lakabını alan İngiltere’nin sömürgesiydi. Peki, İngiltere Hindistan’ı asimile etmeyi başarabildi mi? Hindistan’ı işgal altında tutabildi mi?

İspanya, Fransa, Almanya, İtalya da bir zamanlar onlarca ülkeyi işgal etmişler, sömürge yapmışlardı. Ama başta Müslüman halklar olmak üzere, dünyanın ezilen halkları “demokrasi”, “yüksek uygarlık”, “liberalizm” adı altında ülkelerini işgal eden bu sömürgeci güçleri geldikleri yere geri gönderdiler.

Ve Sovyetler birliği… Onlarca ülkeyi sömürgesi haline getiren bu Marksist, Komünist diktatörlük bir asır bile varlığını sürdüremeden tarihin çöplüğüne gömüldü.

Hindistan sadece Batılı Haçlı barbarlardan değil, Asyalı sömürgecilerden de ders almalı. Mesela Çin’den… Sömürgeci Çin elli yıldan fazla bir süredir Türkistan’ı, Uygur Müslümanları asimile etmeye çalışıyor. Akla hayale gelmedik zulümlerle, insanlık dışı yöntemlerle bu İslam topraklarını Budist putperestliğin yurdu haline getirme mücadelesi veriyor. Peki, başardı mı? Türkistanlı Müslümanlara boyun eğdirebildi mi?

Hindistan’ın Keşmir’deki alçakça politikaları, Çin’in Doğu Türkistan’da yaptıkları, Rusya’nın Afganistan,  Çeçenistan ve Dağıstan’daki cinayetleri, katliamları Asyalı sömürgecilerin de Batılı sömürgecilerden hiç de farklarının olmadığını gösteriyor. Tüm beşeri sistemlerin ortak paydası aynı: Zülüm, sömürü ve asimilasyon…

Müslüman halklar olan bitenden ders almalı, Doğulu, Batılı tüm beşeri ideolojilerin aynı olduğunu, asla kurtuluş ve özgürlük getiremeyeceğini anlamalı. Beşer aklının ürünü ideolojilerle yönetilen tüm yönetimler zulüm ve sömürüye dayalı yönetimlerdir. Dünyanın doğusunda veya batısında yer almalarının hiçbir önemi yoktur. Tarih İslam dışı bir yönetimin adalet ve insani değerlere sahip olduğuna şahitlik etmemiştir.

Müslümanlar, Müslüman halklar özgürlük, kurtuluş, adalet, insanca yaşam istiyorlarsa Doğulu veya Batılı beşeri güçlere, batıl ideolojilere sırtlarını dayamayı, birine karşı öbürünü tercih etmeyi bırakmalıdırlar. Sadece Allah’a ve birbirlerine, İslam kardeşliğine güvenmeli, kurtuluşu ilahi değerlerde aramalı, batıl ideolojilerle değil yüce İslam’la kurtuluş mücadelesi vermeli, bir ve beraber olmalılar.

İşte o zaman ne Hindistan ne de diğer bir şeytani güç canı istediğinde Müslüman halkların haklarını ellerinden almaya, ülkelerini sömürgeleştirmeye cesaret edemez, buna güç de yetiremez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.