İki Ateş Ortasında

Malumunuz 23 Temmuz’dan bu yana Şemdinli ve Hakkâri’de devam eden çatışma ve operasyonlar neticesinde yine garibanlar can verdi... Yine belki kendi rızaları dışı iki tarafta da silâh altına alınanlar hayatlarını kaybetti... Yine aileler ağıt yakarken, iki tarafın “ulaşılmazlar”ı da bildik hamasi açıklamalarıyla aslında Kürt halkını tehdit etti... Uzaktan seyreyleyenler ise, üzülmüş gibi yapıp görüntüler eşliğinde sefasından bir şey eksiltmedi.(NTV spikerinin görüntüler eşliğinde şarkısını terennüm ettiği gibi)

Öte yandan yine Kürd köyleri hapsedildi; yine 1990’lı yılların olağan üstü hali ilan edildi. Belediye başkanının açıklaması ve diğer haberlere göre günlerdir köylerde mahpus kalanlar var. Akrabalarının yanına gitmek zorunda kalıp da bir odada kalan onlarca insan var...

Her birinin açıklamaları ve attıkları adım mazlum Kürd halkının bir mağduriyet ve mahrumiyetini beraberinde getirmektedir. İşin garip tarafı da iki güç de, Kürd halkının kurtarıcısı olduklarını hep iddia edip duruyor. Biri, ‘Tırko’nun Zulmü’nden kurtaracağını iddia ederken diğeri de terör örgütünden halas eyleyeceklerini 30 yıla aşkındır “kararlılıkla” ifade ediyor. Ama ortada bir gerçek vardır ki o da; Kürt halkının bu arada mağdur edildiği, öldürüldüğü, evinden, yurdundan, köyünden ve işinden olduğu gerçeğidir. Bu nasıl bir kurtarma oluyorsa… Bu nasıl bir hak arama oluyorsa… Bu nasıl bir ‘Kürd sorunu çözümü’ oluyorsa…  Arkadaşlar! Tam 90 yıldır bu problem var ve birileri “çözmek” istiyor ve ya çözmek istiyor gibi yapıp aslında daha da düğümü kör hale getiriyor.

Sözüm ona bu kurtarıcılara “gölge etme başka ihsan istemez” dercesine bir uyarının, bir bildirimin güçlü bir şekilde yapılması icap ediyor. Bu manada genelde tüm Türkiye’deki, özelde bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının bu adımı atmaları ve taraflara artık kaprislerinden vazgeçmeleri gerektiği hususu ihsas edilmelidir.

‘Hangisi daha suçludur’dan ziyade ‘ikisi de suçludur’ tezinden yola çıkılmalı ve biran önce başkaların yönlendirme ve telkinleriyle hareket etmekten artık uzak durulmalıdır. Birinin atmaya çalıştığı adım, diğeri tarafından hemen sabote edilip provoke edilmemelidir. Bunu yapanın ‘Kürd halkı dostu’ gibi bir vasfı olamaz. Bu arada bu bozgunculuğu yapan da deşifre edilip ilan edilmelidir.

Kendisinin atması gereken önemli adımların olduğu taraf da, artık bu adımları atmak için işi provoke eden tarafı bekleme gibi bir stratejisi olmamalıdır. Verilmesi gereken haklar ne ise hemen acilen verilmelidir. Bu adımlar kaosu değil, huzur ve güveni beraberinde getirecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Karşı tarafın, kimi hakların verilmeyişini bahane edip koz olarak kullandığını belirteceksin ve o kozların ellerinden alınması için ivedilikle gerekli adımları atmayacaksın... Bu nasıl bir çözüm anlayışı, anlamak zor gerçekten. Başkalarınca kullanılan bütün kozların alınması adına hiçbir kınayıcının kınamasına aldırış etmeden haklar konusundaki adımlar artık atılmalıdır. Bakın 30 yıl önce akan kan hala akmaya devam ediyor. Allah aşkına değişen bir şey var mı?! Yok! Yok! Yok!

PKK’nin çözümden yana tavır sergilemediği gerçeği cidden tamam, ancak onu tek muhatap kabul ederek çözümü sadece ondan bekleyene ne demeli? Şuana kadar Kürd sorunuyla ilgili İslamî sivil toplum kuruluşlarına, bir görüşlerinin dahi sorulduğunu duymuş değilim. Duyanınız varsa söylesin. Bu nasıl bir ‘Kürd sorunu çözme projesi’dir ki İslami hassasiyetli Kürdler, bu işin asli unsuru sayılmıyorlar. İnsan anlamakta zorlanıyor. “Çözeceğiz, çözeceğiz” deyip duruyorsunuz, fakat Oslo’ların dışında akil bölge insanıyla tek bir maddeyi müzakere ettiğinize şahit olamıyoruz maalesef. Yıllardır akan bu kanın durması için neler yapılmaz ki. Yahu eğer bir af bunu durduracaksa bunun zeminini hazırlamak suretiyle, o da olsun. Ne bileyim ulusalcı milliyetçilerin hoşuna gitmeyecek diye hak gasbına kalkışmak adilane bir tavır değildir. Halkın mağduriyetini ortadan kaldırın, o zaman sizin de ifade ettiğiniz PKK’nin o “gerçek yüzü”nü sadece siz değil, bütün Kürd halkı görebilsin.  Oysa vakıa odur ki, Kürd halkı üzerine oynanan oyunların bitmesini istemeyen taraflar, habire bu yarayı derinleştirme gayreti içerisindeler. Ve yine, olan o mazlum halkıma, iki ateş ortasında kalan  Kürd’lere oluyor.

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.