İhsan GÜZELER

İhsan GÜZELER

İnsana Lazım Olan Toprak 11

BÖLÜM 11

Süleyman Ağa ilçeden kendisini ziyarete gelen dört misafiri ve Yaver, konağının misafir odasında oturmuş çay içip sohbet etmekteydiler. Misafirleri oğlunun başına gelenleri duymuş geçmiş olsun ziyaretine gelmişti. Süleyman Ağa dün yaşanan olayı anlatıp misafirlerinin  meraklı sorularını yanıtlamış konu dönüp dolaşıp tarım ve ticarete dönmüştü… Hepsi ağız birliği edercesine ürün veriminden şikayet edip fiyatlardan muzdaripti. Aslında ürün bereketli fiyatlar da iyiydi. Ama alışılan gelen tarzıyla, Allah'ın verdiğine şükreden halinden memnun olan yoktu..

Hizmetçi kadın durmadan ikramlarda bulunup misafirleri memnun etmekle uğraşıyor ,Yaver  ise kaş göz ederek kadına emirler yağdırıyordu.. Konuklardan biri müsaade isteyince hep beraber kalkmaya karar verdiler. Süleyman Ağa yemeğe kalma teklifinde bulunup ısrar etti. Fakat misafirler ‘borcun olsun diyerek’ teklifi redetti. Ağa çaresizce ‘müsaade sizin’ diyerek misafirleri ile beraber aşağı indi. Yaver hepsinden önce inmiş kapıda el pençe durmaktaydı.

Devran arabaların park ettiği alanın önünde bir sandalyede oturmuş sigara içmekteydi. Ağa'nın misafirlerinin olduğunu duymuş müsait olmasını beklemekteydi.

Ağa ve misafirleri konağın önünde park eden arabalara doğru yürüyordu. Devran onları  görünce ayağa kalktı. Yarım kalan sigarayı yere atıp üstüne bastı. Üst başına çeki düzen vererek beklemeye başladı.

Süleyman Ağanın gözü Devran a ilişti. Misafirlerine hitaben;

-Hah! işte oğlumu kurtaran kahraman diyerek Devranı yanına çağırdı.

Kahraman lafı devranı sarhoş etmeye yetti. Koşar adım topluluğa doğru yaklaşıp saygı ile selam verdi..

Süleyman Ağa Devranın yanına yaklaşıp kolunu  omuzuna attı.

-Hepinizin huzurunda söz veriyorum ne dilerse vereceğim dedi ve Devrana döndü. .

-Ne isteyeceğine karar verdin mi?

Devran heyecana kapılmış sabahtan beri yaptığı provaları ve kafasında tasarladığı konuşma metnini unutmuştu. Ne diyeceğini bilemedi önce… Kısa bir sessizlik ten sonra çekingen bir üslup ile söze girdi.

-Toprak istiyorum Ağam dedi zor duyulan bir ses ile.

Ağa hiç beklemediği bu istek karşısında önce şaşırdı ardından güldü.

- Toprak mı?… ne yapacaksın toprağı diye sordu…

Misafirler devranın isteğine Ağa'nın verdiği tepki gibi tepki vererek önce şaşırıp sonra güldüler.

İçlerinden biri istihza ile;

-Herhalde çiçek ekmek için toprak istiyor dedi.

Devran hariç herkes bu söz katıla katıla güldü… Yaver  de gülmüyor aksine kaşları çatık Devran'a bakıyordu…

Ağa Devranın omuzunu hafifçe sıkarak tekrar sordu..

-Toprak derken tarla mı istiyorsun?

İçine düştüğü durum karşısında zor anlar yaşayan devran sadece 'evet 'diyebildi.

Ağa babacan bir tavırla:

-Araba iste vereyim ev iste alayım neden özellikle tarla istiyorsun?… diye sordu.

Devran mahzun bir eda ile

-Dünyada ki en büyük arzum; bana ait bir tarlanın olması. Ekip biçer kimseye muhtaç olmam dedi.

Ağa Devranın omuzunda  ki eli indirip…

-Neyse dedi... Misafirleri yolcu edelim seninle konuşuruz…

Misafirlerden biri yani Reşat bey;

-Ben bu işin sonucunu merak ettim. Hadi şurada bir yerde oturup bu işin neticesini hep beraber görelim dedi  ve yanındakilere dönerek ‘ hem ne işimiz var ‘diye gelmelerini istedi.

Yeşilliklerin içindeki ahşap sediri göstererek;

-Gelin şöyle oturalım… haydi haydi durmayın gelin… diyerek  o tarafa doğru yürüdü.

Reşat bey hem çiftçi hem tüccardı. Süleyman ağayı sevmez fakat menfaati gereği sever gibi görünürdü. Devranın tarla istiyorum lafının Süleyman ağanın hoşuna gitmediğini sezmiş durumdan vazife çıkarmanın derdine düşmüştü... Devranı destekleyip ağayı zor duruma sokmayı planlıyordu..

Süleyman ağa içine düştüğü durumun farkında olmakla beraber oturmaktan başka seçeneği olmadığını da çok iyi biliyordu… Kahya ile göze geldi mesajı verdi.

Kahya konuklara çaktırmadan Devran'a yaklaşıp kısık bir sesle

-Aptal mısın oğlum, başka isteyecek bir şey bulamadın mı? diyerek azarladı.

Amacı Devranı korkutup isteğinden vazgeçirmekti … Sözü uzatıp onu tehdit edecekti ki, Reşat beyin  kendilerine baktığını fark etti.

Reşat bey durumu anlamıştı… Yüksek bir ses ile Devranı yanına çağırdı.

-Oğlum gelsene! Gel!... Sen ne istersen Ağan verecek sana...

Devran, Yaveri görmemezlikten gelip Reşat beye doğru yürüdü.

Devam edecek...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.