Kalp krizi nedir? Kalp krizinin belirtileri nelerdir?

Kalp krizi nedir? Kalp krizinin belirtileri nelerdir?

Göğüs bölgesinde aniden ortaya çıkan ağrı ve sıkışma hissiyle başlayan kalp krizinde erken müdahale çok önemlidir.

Kalp damarındaki plakların aniden yırtılması ve üzerine pıhtı oturması ile kalp damarı aniden tıkanabilir, sonuçta kalp kası oksijensiz kalır. Oksijensiz kalan kalp kası hücreleri bir süre sonra ölmeye başlar. Bu sürece kalp krizi = miyokart infarktüsü adı verilir.

Diyabet, aşırı kilo, kötü beslenme ve hareketsizlik gibi kalp hastalıklarına yol açabilecek faktörlerde yapılacak olumlu değişiklikler, hastalığın ortaya çıkmasını geciktirebiliyor.

Risk Faktörleri

Kalp krizinin tedavisi olay başladıktan sonraki ilk saatler içinde en etkilidir. Bu nedenle kalp krizinden şüphelendiğiniz anda en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Hızlı tanı ve tedavi ile krizi hasarsız atlatmanız mümkündür. Bu açıdan kalp krizi belirtilerini bilmek önemlidir.

Kalp krizi riskini artıran 2 önemli risk faktörü var: Bunlardan birincisi “değiştirilemeyen riskler” olarak isimlendirilir. Genetik faktörler, yaş, erkek olmak, bu ilk gruba giriyor. Ailesinde erken yaşta kalp krizi öyküsü olanlar ve erkekler, kalp krizi için daha büyük bir risk altında. Riskleri yaşla birlikte artar.

İkinci risk faktörlerine ise "değiştirilebilen riskler" adı veriliyor. Bu risk faktörlerini azaltmak kişinin çabalarına bağlı.

Değiştirilebilen riskler şunlardır;

Sigara kullanımı,

Yüksek kan basıncı (hipertansiyon),

Diyabet hastalığı,

Kan yağlarının yüksek olması

Obezite

Ancak bu risk faktörlerinin tamamına sahip biri, en üst düzeyde kalp krizi riskini de beraberinde taşıyor. Bu nedenlerle kalp krizi geçirme riskini önceden öğrenmek oldukça önemlidir.

Kalp krizi riski toplumdaki bazı bireylerde daha yüksek oranda görülüyor. Bu nedenle, tüm bireylerin risk analizine tabi tutularak yüksek riskli olanların belirlenmesi ve risk azaltıcı önlemlerin uygulanması hayat kurtarıcı olabiliyor.

Kalp krizi belirtileri

Göğüs ağrısı

Çoğu kalp krizi göğüs kafesinin ortasında hissedilen bir ağrıya neden olur. Şikâyet genelde birkaç dakika sürmektedir, gelip geçici karakterde olabilir. Baskı, sıkışma, ağırlık, ağrı olarak hissedilebilir. Hazımsızlık, göğüste yanma gibi mide rahatsızlığı şikayetleri ile de karışacak şekilde oluşabilir.

Gövdenin üst kısmında ağrı

Bir veya her iki kolda, sırtta, omuzlarda, boyunda, çenede ve midenin üst kısmında ağrı ile de kalp krizi ortaya çıkabilir.

Nefes darlığı

Nefes darlığı kalp krizinin tek belirtisi olabilir veya ağrıdan önce ya da sonra gelişebilir. Dinlenmede ya da minimal hareketleri ile gelişebilir.

Kalp Krizinin Diğer Belirtileri

Ani soğuk ter basması,

Sebepsiz ani yorgunluk atakları,

Bulantı ve kusma,

Ani baş dönmesi,

Var olan şikayetlerin artması ya da süresinin uzaması.

Kalp krizleri yaygın bilinenin aksine her zaman ani ve şiddetli göğüs ağrısı şeklinde oluşmaz. Bazı insanlar belirgin bir şikâyet hissetmeden de sessiz olarak kalp krizi geçirebilirler (özellikler şeker hastaları).

Kalp krizinin belirtilerini bilmek, böyle bir durumla karşılaşan bireyin zaman kaybetmeden tıbbi bakıma ulaşabilmesini sağlar. Çünkü kalp krizinde erken müdahale çok önemli. Erken müdahale hem hayati riskin azaltılmasını hem de kalp kasının zarar görmeden kurtulabilmesini sağlayabiliyor.

Acil tedavi hayati derecede önemlidir

Kalp krizi tanısı konulduktan sonra acil tedaviye başlanması gerekir. Bu tedavinin iki amacı var; Kalp krizi nedeniyle yaşam kaybını engellemek ve kalp kasının zarar görmesini önlemek.

Kalp krizi nedeniyle olan ölümlerin en büyük nedeni, ölümcül kalp ritim bozuklukları. Bunlar kalp krizinin ilk saatlerinde daha çok görülüyor. Bu nedenle kalp krizi tanısı alan hastanın koroner yoğun bakım ünitesine yatışı yapılıyor. Burada kalp işlevleri makinelerle sürekli izleniyor ve olası bir düzensizliğe hemen müdahale edilebiliyor.

Kalp krizi tedavisinde diğer önemli amaç, tıkanan damarın açılarak kalp kasının zarar görmesini engellemek. Eğer kalp krizinin ilk 1 saati içerisinde damar açıcı tedavi uygulanabilirse, kalp kasının zarar görmesi büyük ölçüde engelleniyor. Bu nedenle tedavide ilk 60 dakika “altın saat” olarak adlandırılıyor.

Damar daha uzun süre tıkalı kalırsa, kalp kası geri dönüşsüz şekilde hasar görüyor ve hasta kalp krizini atlatsa bile uzun dönemde kalp yetmezliği gelişebiliyor. Bu ise uzun dönemli sağ kalım ve hayat kalitesi için çok olumsuz bir faktör.

Hastane sonrası bakım çok önemli

Kalp krizi sonrası bakım ve tedavi çok önemli. İkinci bir kriz her zaman çok daha büyük risk taşıyor. Bu nedenle hasta taburcu olmadan önce detaylı bir risk değerlendirmesi yapılıyor. Kalp krizine yol açan faktörlerin tümü gözden geçiriliyor ve bunları ortadan kaldırmaya yönelik girişim planlanıyor.

Bu bakımda, yaşam tarzı değişiklikleri, rehabilitasyon, diyet danışmanlığı ve ilaç tedavilerinin yer alması gerekiyor. Bu aşamada hastanın hekimiyle yakın irtibatını kesmemesi, eğitim sürecini aksatmaması ve tedavisinin bir parçası olması gerekiyor.

Kalp krizine yol açan etkenlerle yeterince mücadele edilmezse, kalp krizinin tekrarlama olasılığı yüksek. Sigaranın bırakılması, düzenli ve kontrollü biçimde egzersizlerin yapılması, uygun diyet ile ideal kiloya ulaşılması, yüksek tansiyon, diyabet hastalığı, kan yağları yüksekliğinin tedavi edilmesi büyük önem taşıyor.

Ayrıca verilen ilaç tedavilerine uyum sağlanması ve aksatılmaması da uzun dönem sağ kalımı ve yaşam kalitesini olumlu etkiliyor.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler