Tarih boyunca siyonist Yahudiler, “Başkenti Kudüs olan Büyük İsrail Devleti”ni hayal edegelmişler.

Kurulacak olan bu devlet, “Arz-ı Mev’ud” yani “Vaad edilmiş topraklar”ı bünyesine alacak ve geniş bir coğrafyaya hükmedecek. Bu da: Filistin, Ürdün, Lübnan, Suriye, Kıbrıs ve Irak topraklarının tamamı, Suudi Arabistan’ın kuzeyi, İran’ın batısı ve Türkiye’nin Güneydoğusu ile İç Anadolu’nun bir bölümünü içermektedir.

Yüz yılı aşkın bir süredir Büyük Şeytan ABD ve diğer emperyalist devletlerin desteğiyle bu hayal adım adım gerçeğe dönüşüyor. Şimdi ise ikinci bir yüz yılın ihanet planı yapılıyor.

Dikkat edilirse bu şeytani planın karşısında duran kişiler suikastlarla katlediliyor, hareket ve cemaatler terörist ilan ediliyor ve devletler ise çeşitli entrikalarla birer birer ortadan kaldırılıyor.

Zaten bu şer odaklarının Türkiye’ye olan düşmanlıkları ve İran’a uyguladıkları ambargolar da bundan dolayı değil midir?

Aynı zamanda terör şebekesine karşı Filistin’den yana tavır koyan Irak’ın Saddam Hüseyin’i, Libya’nın Muammer Kaddafi’si ve Suriye’nin Esad ailesini bu çerçevede de değerlendirmek gerekiyor. Mezkur üç devlet başkanının Müslüman halklara yaptıkları zulümleri kimse inkar edemez. Ancak Haçlı Siyonist ittifakı, hayal ettikleri “Büyük İsrail Devleti”ne bunları engel olarak gördükleri için onları şeytanlaştırdılar. Şu an her üç ülkede de kaos ve iç savaş vardır ve bu durum asla tesadüf değildir.

Sadece halkı Müslüman olan ülkeler değil siyonist terör rejimi karşısında Filistin’i savunan bütün ülkeler hedeftedir. Güney Amerika’daki Brezilya, Bolivya ve Venezüella’nın durumu gözler önündedir...

Dolayısıyla Büyük Şeytan’ın kızılbaşlı katili, yolsuzlukla yargılanan Siyonist terör şebekesinin başı ve diğer emperyalist devletlerin bu ihanet planları basite alınmamalıdır.

Bu ihanet planı, can çekişen İslam alemini yok etme planıdır.  

Bu ihanet planı, sadist ruhlu siyonistleri dünyaya hakim kılma planıdır.         

Seksen yıl önce yüzde yüz Filistinlilerin toprağı olan coğrafya adım adım işgal edildi. 1947’de yüzde 56, 1967’de yüzde 78 ve Şimdi de bu ihanet planıyla işgal edilen bu oran yüzde 85’e çıkarılıyor.

Büyük Şeytan ABD’nin desteğiyle Siyonist terör çetesinin Filistin üzerinde uyguladığı bu politikanın aynısı; yakında Lübnan, Suriye ve diğer halkı Müslüman olan ülkeler için de uygulamaya başlanacak. Filistin coğrafyası üzerinden uygulanan bu yöntem artık bir model olacak ve Arz-ı Mev’ud hayalini gerçekleştirmek için adım adım uygulama alanı genişletilecek.

Bu işgal planın görünür faili; Siyonist çete, Başdestekçisi Büyük Şeytan ABD ve Emperyalist Avrupa ülkeleri, finansörleri ise S. Arabistan, BAE ve diğer kukla Körfez ülkeleridir.

Haçlı, Siyonist ve Kukla ülkelerden oluşan bu üç başlı canavara rağmen süreç Müslümanların lehinde sonuçlanacaktır inşaallah.

Çünkü bu topraklar Selahaddinleri doğurmaya müsaittir. Yeni bir Selahaddin çıkacak, ümmetin feri meselelerini kaşımadan Kudüs davasını önceleyecek ve ümmetin vahdetine vesile olacaktır. Mezhepçilik ve nesepçilik fitnesiyle boğuşan alemi İslam’ı Kudüs davası etrafında kenetleyecek ve asgari müştereklerde ittifak kuracaktır.

Bu konuda hiç bir şüphemiz yoktur. Dolayısıyla şer ittifakının, “hayallerimizi gerçekleştirme arefesindeyiz” diye sevinecekleri bir zamanda hesapları suya düşecek ve bir kez daha Kudüs, Ümmeti kurtaracaktır.