Abdulkadir KAYA

Abdulkadir KAYA

Kurtuluş Kapıları

Anne ve baba: Edebi olarak bakarsan her biri dört harften oluşan ismin yerini tutan kendisine göre öznel bir anlamı olan iki kelime, iki kavram olarak karşımıza çıkar. Fakat bu iki kelimeye mana itibariyle bakıldığında insanlığın varoluş sebebi olmazsa olmazları olarak görürüz. Bu bağlamda bakıldığında muhatabını apayrı dünyalara ve anlamlara götürdüğü hepimizin malumudur. Bu iki kıymet, hayata bıraktıkları izlere binaen yaşam süreci içerisinde, kimisi onlara olan özlem ve hasretini sazın teline aktarırken, kimisi de bu duygusunu kavalın nağmelerine yükleyerek beraberinde gözyaşlarını damla damla dökmüş acılarını ve hüzünlerini sessiz sessiz yutkuna yutkuna sinesine gömmüştür. Bundan dolayıdır ki bugüne kadar anne-babaya hitaben onların yokluğunu, hasretini ve kiymetini anımsatan nice şiirler, naatlar ve kasideler yazılmış. Arkalarında nice ağıtlar yakılmıştır. Kısacası bu iki kıymet herkesi yaşam süreci boyunca şu veya bu şekilde etkilemiştir. Dile getirildigi her yer ve ortamda orada bulunanlar tarafından pür dikkat dinlenilmiş ve ekseriyetle önce bir iç çekilmiş sonra gözlerini uzaklara ta uzaklara daldırarak onları farklı âlemlere, zamanlara ve duygulara götürmüştür.
Bu iki değerden ilkine İster anne deyin, ister ana, isterseniz de annem deyin, her ne derseniz deyin, biliyoruzki analar bir başkadır. Onlar için kendileri hakkında kullanılan kelimelerin pek de bir önemi yoktur. Analar kendilerine karşı kullanılan kelimelere hiç takılıp kalmazlar. Onların sevgisi de ilgisi de hep karşılıksızdır ve her zamanda karşılıksız olmuştur. Bu bağlamda analar bir başkadır. Yemezler yedirirler giymezler giydirirler. Zor kısmını hep kendilerine saklarlar. Evlatları için sanki insanlığın şefkati ve merhameti tamamıyla onlarda toplanmıştır. Bu fedekarlıkları hiçbir zaman onların kıymetini düşürmemiş tam tersi onları hep yüceltmiştir. Sürekli evlatları için bir sığınak bir liman kapısı olmuşlardır. Herhalde bu fedekerlıklarından olsa gerek insanoğlu her sıkıntıya girdiğinde gözleri ilk önce hep annelerini aramış ve olay karşısındaki acısını dindirmek içinde adeta bağıra bağıra ah anam ay anam feryatlarıyla manen annesini yardımına çağırmıştır. Kainata rahmet olarak gönderilen Allah'ın Resulu da bu konuyu öncelemiş ve insanoğlunun kurtuluşu için onu annesine yönlendirmiştir. Cennetin yani kurtuluşun annelerin ayakları altında olduğunu buyurarak adeta insan oğlunun kurtuluş noktalarından birini kendisine göstermiştir. Bu nedenle biz de diyoruz ki anne candır, yani kurtuluş kapısıdır. Anneye olan bakış bu minvalda olmalıdır.
Babaya gelince yaptığı fedakarlıklar özellikle evlatları tarafından pek görülmeyen fakat aslında ailede asıl olan bir konumda görev ve yükümlülükleri olan bir değerdir. Babanın fedakarlıklarına binaen, "bir baba kırk evlada bakabilir ama kırk evlat bir babaya bakamaz" cümlesi darbı mesel olmuştur. Hayat süreci içerisinde yaz-kış demeden çoluk çocuğunun iaşesi ve geçimi için sürekli koşuşturan bu konuda her türlü fedakarlığa katlanan elleri nasırlanmiş, elleri öpülesi değerimiz babamız, Üstlendiği görev ve sorumluluktan olsa gerek evin direği ismiyle vasıflandırılmıştır. Aile yapısına olan katkısından ve çocuklarına olan düşkünlüğünden olsa gerek, evlatları için yaptığı duaların Allahu teala tarafından kabul derecesinde karşılık görüleceği hadisi şeriflerin müjdesiyle ifade edilmiştir.
Hasılı kelam anne ve babanın fedekarlıklari ve özverileri anlatmakla bitmez. Dolayısıyla daha fırsat elde iken bu iki değerimize karşı bize düşen onlara gerekli ilgi ve yaklaşımı göstermek ve onların bizden istediği hayırlı bir evlat olabilmektir. Onları layık oldukları yere koyarak bir nebze de olsa onlara karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmektir. Yarın öbür gün gözlerden kaybolduktan sonra ah vah ederek kaybettiğimiz bu değerlerimizi geri getiremeyiz. Gerçi çok şükür yaşam süreci boyunca onları kaybetmiş olsak bile onlara karşı görev ve sorumluluğumuzu yerine getirmede bize bir fırsat daha verilmiştir. Hayattaiken onlara gerekli ilgiyi gösterebilme fırsatımız olduğu gibi vefatlarından sonra bile salih bir evlat olmamız şartıyla yapacağımız hayırlı amellerin faydasının onlara da ulaşabileceği müjdesini Resulullah'tan (Salallahu aleyhi vesellem) almış bulunmaktayız. Anne ve babanın salih bir evladı olma temennisiyle Allah'a emanet olun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.