Lice Olayı Üzerinden BDP ve Hüda-Par Okumaları

Lice Olayı Üzerinden BDP ve Hüda-Par Okumaları

PKK gibi hegemonik ve agresif bir güce karşı Hüda-Par'ı savunmak medeni cesaret ister, samimiyet ister.

Lice Olayı Üzerinden BDP ve Hüda-Par Okumaları

Sıdkı ZİLAN

Bidayetinde belirtelim ki sıradan BDP'lilerin Hüda-Par'a karşı fiili bir saldırısı veya engellemesi söz konusu değildir. Saldırılar PKK-KCK yapılanmasına bağlı YDG-H ve benzeri meşru olmayan, her türlü sızmaya müsait yapılardan kaynaklanmaktadır.

BDP'li yöneticilerin Hüda-Par'ı kabullenmemesi, PKK'nin bakış açısıyla değerlendirmesi ise elbette sorundur. Buna karşılık Hüda-Par'ın ısrarla barış ve kardeşlik vurgusu yapması, Kürdistan halkının maslahatından bahsetmesi olumludur. Buna mukabil hem Hüda-Par hem de BDP çizgisinde yayın yapan medyanın dili ve bakışı sorunludur.

PKK medyası, Mart yerel seçimlerine katılan Hüda-Par ile Hak-Par adaylarını yok sayarak yayın yapmaktadır. Haliyle BDP kitlesinin gözünde "Tek Partili Seçim" algısı oluşmaktadır. Bu algıdan hareketle Hüda-Par'ın seçim çalışması korsan, adayları da gayrimeşru adaylar olarak kabul ettirilmek istenmektedir.

Bu yapılırken de; gerçeğin ters yüz edilmesi, Hüda-Par'ın Suriye ve Rojava'da El Kaideye yardım ettiği yalanına başvurulmaktadır. Oysa Rojava ve Suriye meselesinde Hizbullah ile PKK, BDP ile Hüda-Par arasında paralel bir düşünce hakimdir. İkisi de Suriye'de kardeş kavgası ve iç savaşa karşı, Rojava halkının da kendini /Suriye'nin bütünlüğü içerisinde/ yönetme tezini dillendirmektedirler. İkisinin de İran ile ilişkileri iyidir. AKP'ye karşı ılımlıdırlar, Gülen Cemaatiyle yıldızları barışmamaktadır. İkisi de ABD karşıtıdır. ABD ve Cemaat ikisinden de hoşlanmamaktadır. Buna rağmen anlaşamamalarını Kürdistani zemine ilişkindir. Hüda-Par Kuzey Kürdistan'da zeminden pay isterken, PKK zinhar buna yanaşmamaktadır.

BDP-PKK Cinsel Tercihlere Saygılı, Siyasi Tercihlere Sağır

BDP ile Hüda-Par arasında yaşandığı ileri sürülen, aslında PKK'den kaynaklı gerilimin medya ve siyasi söyleme yansıyan ilginç ve düşündürücü yönleri de yok değildir.

Bunun en ilginç örneği; Hüda-Par camiasının "BDP ve PKK'nin cinsel tercihlere saygılı, siyasi tercihlere hürmetsiz" davranışlarını anlamada zorluk çekmesidir.

Hüda-Par'ı Savunmak Demokrasi ve Çoğulculuğu Savunmaktır

PKK gibi hegemonik ve agresif bir güce karşı Hüda-Par'ı savunmak medeni cesaret ister, samimiyet ister. Bu konuda Kürdistan medyası ve siyasileri maalesef sınıfta kalmaktadırlar.

Eğer Hüda-Par'a Kuzey Kürdistan'da siyasi alan açılmaz ve serbestçe faaliyetine izin verilmezse; mevcut Kürdistani partilerin hiçbirinin bağımsız örgütlenme, faaliyet gösterme ve seçimlerde varlık gösterme şansı olmayacaktır. Partileşmek için sırada bekleyenler de buna dahildir.

AKP nasıl yolsuzluğa bulaşmışsa, BDP de Belediyeler üzerinden daha beter bulaşmıştır. KCK'nın topladığı haraçlar ayrı bir konu ve mesele. BDP de tıpkı AKP gibi kendisine bağlı belediyelerin imkanlarını tek taraflı olarak, hukuka aykırı bir şekilde seçim çalışmalarında kullanmaktadır. Bunu engellemenin bugün için imkanı olmasa da, bunun farkında olan kaç kişi veya çevre vardır.

Şu anda Kuzey Kürdistan'da AKP ile BDP arasında bir denge vardır. BDP bu dengeden memnundur. Çünkü AKP'nin hergün kendi lehine çekildiğini, zayıfladığını görmektedir. Biz de bunu olumlu görüyoruz, lakin bu boşalan alanı BDP'nin doldurması kısmen mümkün olsa da, tamamı için düşündüğümüzde zordur ve gerekli de değildir. Zira Kürdistan'da demokrasi olacaksa veya gelecekse en az iki veya BDP'ye karşı yarım da olsa bir siyasi partiye ihtiyaç varsa, farklı seçenekler olmalıdır. O seçenek ve parti şimdilik Hüda-Par'dır.


 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.