Mardin'de tarihi camiler

Mardin'de tarihi camiler

Geçmişi yüzyıllara dayanan ve onlarca medeniyete şahit olmuş tarihi camiler, Müslümanların ibadetlerini ifa ettikleri yerler olarak fonksiyonlarını günümüzde de devam ettiriyor.

Mardin eski şehirde (Yukarı Mardin) yer alan Mardin Ulu Camii, Şehidiye Camii, Latifiye Camii ve Reyhaniye Camii eski yapılar olmalarına rağmen Müslümanların ibadetlerini yerine getireceği dini mekanlar olmaya devam ediyor.

Mardin Ulu Camii

Mülkiyeti Melik Salih Kudbat Cami-i Kebir Vakfı'na ait Anadolu'nun en eski camilerinden olan Mardin Ulu Camii'ndeki en erken tarihli kitabe 11. Yüzyıla aittir. Cami üzerinde Selçuklu, Artuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı karakterlerinde toplam 16 kitabe yer alıyor.


Camii, 2 minareli iken günümüze sadece doğu minaresi ulaşabilmişti. Minare, Artuklu döneminde 1176 da inşa ettirilmiştir. 2'nci Abdulhamit döneminde 1889'da yenilenmiştir. Mardin Ulu Camii, Artuklular devri mimari örneklerinden, Mardin merkezde bulunan tarih camiidir. İlk yapıldığında 2 minaresi olan cami, kesme taştan inşa edilmiştir. Cami kubbesi dıştan yivleme tekniği ile oluşturulan dilimli yapıdadır. Bu yapı stili daha sonra Mardin mimarisinde gelenek haline gelmiştir. Enine gelişen yapı, mihrap önü kubbelidir. Dikdörtgen biçimli avlusu caminin kuzeyinde bulunur.

16 kitabesi bulunan camiyi, minare üzerindeki 1176 tarihli kitabeye göre Diyarbekir Meliki 2'nci Kutbettin İlgazi yaptırmıştır. Avludaki kitabeye göre ise Artuklulardan Hüsameddin Yavlak Arslan tarafından 1186 yılında yaptırılmıştır. Cami Timur istilasından zarar görmüş, yıkılan minare Memluklu ve Akkoyunlular devrinde tamir görmüştür.

Cami, Osmanlılarca 1764-65, 1870,1886, ve 1889 yıllarında tadilat görmüştür. Yakın zamanda, 1967-1968 ve son olarak 2010-2012 yıllarında onarım görüştür. Mihrabın solunda duvar içerisinde bulunan Sakal-ı Şerif halk tarafından ziyarete edilir.

Şehidiye Camii

Birinci caddenin güneyinde PTT binasının önündedir. Bu camii 1214 yılında Melik Mansur Nasreddin Aslan tarafından medrese olarak inşa ettirilmiştir.


Medresenin güney kısmında bir camii, kuzeyde bir eyvan ve çeşme, doğuda eğitim için odalar, Kur'an, astroloji, fen ve kuzeyde revak ve odalardan oluşan bu yapının hepsi bir avlu etrafında çevrelenmiştir. 2004'te restore edilmeye başlamış 2006'da bitirilmiştir.

Minare, 1916 Ermeni Mimar Lole tarafından inşa edilmiştir. Minarenin çeşitli sitili değişik tarzların harmanlanarak kullanıldığını göstermektedir. Minareye helixsel bir görünüm veren çift merdiven ile çıkılmaktadır.

Abdullatif (Latifiye) Camii


Bu yapı, 1371'de Artuklu Sultanlarından, Melik Salih ve Melik Muzaffer'e hizmet etmiş olan Abdullatif Bin Abdullah tarafından yaptırılmıştır. Minaresi Mısır Valisi Muhammed Ziya Tayyar Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Bugünkü minare ise 1845 yılında Musul Valisi Gürcü Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mardin'de ana mekânı enine gelişme gösteren avlulu büyük camilerdendir. Kare bir mekânı kaplamakta olan yapı, kuzeyi revaklı bir avlunun güneyinde yer alan orta bölümü kubbe ile örtülü, mihrap duvarına paralel iki nefli bir ana mekândan meydana gelir. Mardin yapıları içinde en iyi korunmuş portali bezemeleri ile dikkat çekmektedir.

Reyhaniye Camii

Ana caddenin güneyinde, çarşı içinde, Ulu camii ile Şehidiye Medresesi arasındadır. 1756 yılında Ahmet Paşa'nın kızı Adile Hanım tarafından yaptırılan bu caminin minaresi sekiz köşelidir.


En dikkat çekici noktalarından biri, camiinin içinde 3 ayrı mihrabın bulunmasıdır. Diğer en dikkat çekici noktası ise, caminin içinde asılı bulunan 2'nci Abdulhamit zamanındaki 57'nci alay sancağıdır.

18 ve 19'uncu yüzyıllarda esaslı onarımlar gördüğü, belki de minaresinin en geç eklemelerle olduğu ve Mardin'in büyük camileri arasında yer aldığı kabul edilir. Dikdörtgen bir ana mekân ile, batısında yazlık mihrabı, kuzeyinde selsebilli eyvanı, ek bir odası, minaresi ve çapraz tonozlu giriş kısmı mevcuttur. Bölgedeki enine gelişme gösteren mihrap önü kubbeli yapıların gelişmiş şeklini verir.

Melik Mahmut Camii


1362'de yaptırılan Melik Mahmut Camiinin ana mekânı enine gelişme gösteren, ortada kubbeli, iki yanında beşik tonozlarla örtülü mekanları bulunan bir kısımdan meydana gelir. Ana mekânın batısında kare biçimli bir türbe mevcuttur. Ancak bu mekânda bugün hiçbir mezar izi yoktur. Doğuda portale bitiştirilmiş iki oda, kuzeyde ise küçük selsebilli bir eyvanın iki yanında, iki oda daha vardır. Minaresi kuzeydoğu köşede olup basit silindirik bir yapıdadır. Bu yapının 14. yüzyıla ait olduğu tahmin ediliyor.

Hamza-i Kebir Camii

Hamza-i Kebir zaviyesi Akkoyunlular döneminde 1438-1439 yıllarında Akkoyunlular devletinin kurucu hükümdarı kara Yülük Osman Bey'in oğlu Hamza Bey tarafından yaptırılmıştır.


Zaviye olarak inşa edilen yapı, 4 yönden dışa taşıntılı bir plan şemasına sahiptir. Düzgün kesme taştan tek katlı olarak inşa edilen yapının türbe kısmı günümüze gelmiş olup, bu kısım mescide dönüştürülmüş ve 1995 yılında betonarme bir minare eklenmiştir. 2018'de Vakıflar Bölge Müdürlüğünce 1995 yılında minarenin yapısının tarihi dokusuna uygun olmadığından yıkılıp tarihi ve formuna uygun bir şekilde yeniden inşa edilmişti. (İLKHA)

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.