Abdullah Öcalan'ın 64. doğum günü sebebiyle Halfeti'ye gelenler, sabaha kadar 64 sanatçının seslendirdiği şarkılarla eğlendi. Geceyi meydanda geçiren ziyaretçiler şafak vakti gruplar halinde Öcalan'ın doğduğu Ömerli köyüne akın etti.

PET ŞİŞELERE TOPRAK DOLDURDULAR

Burada eve girmek için sıra bekleyen ziyaretçiler, Öcalan'ın evinde bol bol fotoğraf çektirdi. Kimileri eve girmek için evin kapısına yüklenirken, kimileri ellerindeki pet şişeleri bahçeden aldıkları toprakla doldurdu. Bazı ziyaretçiler de evin etrafındaki otları toplayarak evine götürdü.

KÜRD HALKINI BU DURUMA DÜŞÜRENLER UTANSIN!

Meydana gelen  bu görüntüler, bilim ve bilimsel gibi lafları ağzından düşürmeyen Öcalan’ın, bir tarikat mı kurduğu sorusunu akla getirdi. Kimi kapı eşiğini öperek, (geçen seneki ziyarette bazıları kapı eşiğini öpmüşlerdi) kimi bahçedeki toprağı alarak, kimi de evin etrafındaki otları yolup eve götürerek, eskiden bazı tarikat müritlerinin yaptıkları hurafelere benzer görüntüler oluşturdular.

Kendi benliğini şişirerek, mensuplarına ilahlık taslamaya varan davranışlar içerisine giren bu kişinin, (Bir kitabında ben tanrıyı yendim, yarı tanrılaştım diyecek kadar sapıtmıştır) bir kısım Kürd halkını içine düşürdüğü bu durum, ibret verici bir durumdur.  Artık buna demokratik şeyhlik modernitesi mi dersiniz! Ya da Öcalan’ın Demokratik modernitesinin eseri olarak, neo tarikatçılık ve neo müritlik mi dersiniz, orası size kalmış!

‘İnsanlar hiçbir peygamber için kendini yakmadı, benim için kendini yakıyor’ diye içten içe sevinip egosunu tatmin eden, mitolojik, boş fikirlerle insanların kafalarını bulandıran birisinin peşinden gidenlerin sonu böyle olur! Zaten Öcalan’ın ilkel komünal toplumu habire savunması da boşuna değil! Öyle ya insanlar ilkelleşmese bu tür davranışları sergilerler mi?