Ne Zaman Evlenmeyi Düşünüyorsun?

Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasûlüne olsun.

Çocuktum. Bir gün dedemin dayıma kızarak “Evimizde domuz pişiyor” diye kızdığını duydum. Mide bulantısıyla karışık bir merak sardı beni. “Dedem neden böyle dedi?”  Düşünceler düşünceler… “Evlen artık oğlum…” diye çıkıştı. “Bir evde 20 yaşında bekâr varsa, o evde domuz aşı kaynar.” Dedem düşünüldüğü gibi katı ve mutaassıp biri değildi. Aksine modern, her kesimle oturup kalkan, herkes tarafından sevilen biriydi. Ama bekârlığın zararlarının farkındaydı. Şimdi bakıyorum da dedemdeki hassasiyet birçok dindar ailede yok.

Günümüzde evlenme yaşı 26-27’lere çıktı. Bu durum, evliliğin sünnet olduğunu bilen, bekârın dininin yarım olup evlendiğinde tamamlandığına iman eden, evlinin kıldığı namazın bekârınkinden kat kat fazla olduğuna inanan, eşiyle fıtri ihtiyaçlarını gidermenin hatta el ele tutuşmanın bile sevap olduğunu bilen kişilerde böyle… Diğer insanları saymıyorum bile.

Genç kardeşim! Ne zaman evlenmeyi düşünüyorsun? Ömrün hep kısmetini aramak ve aradığını bulamamakla mı geçecek? Hep en iyisi derken sonra elinin boş kalma ihtimali de var unutma.

Zamanın birinde güzelliğiyle nam salmış bir kızı, iyi kalpli, yakışıklı ve varlıklı bir genç istemiş. Kız kabul etmemiş. Zaten kız kimseyle evlenmiyormuş. Defalarca reddedilen genç, başka biriyle evlenmiş ve başka bir şehre taşınmış. Yıllar sonra bir gün kızın bulunduğu kasabaya yolu düşmüş, bir evin bahçesinde kızı görmüş. Kızın yanında yaşlı, kambur, bakımsız, çirkin bir adam varmış. Yaşlı adam evden ayrılınca bizimki kapıyı çalmış ve kıza sormuş: “Giden adam kocan mı?” Evet, demiş kız. “Sen ki… Bu nasıl olur?” diye şaşkın şaşkın konuşunca kız genci bahçeye buyur etmiş. Devasa bir gül bahçesiymiş bu.

“Bu bahçede ilerle ve en güzel gülü kopar. Ancak bir şartla: İlerlediğin zaman geri dönemezsin.” demiş kız. Genç adam ilerledikçe daha güzelini görüyor, bahçıvana bakıyor, sonra karar değiştiriyor ve ilerliyormuş. Nihayet bahçenin sonuna gelmiş ve nasibine solmuş, sararmış, yaprakları dökülmüş bir gül kalmış. Oysaki geride nice güzel güller vardı. Dönememiş… Kız gence dersini vermiş. Sen de al bu dersten nasibini…

Ne zaman evleneceksin kardeşim? Tependeki saçlar dökülüp vücudun gelişimden gerilemeye döndüğü zaman mı? Çocuklara tahammülün kalmadığı yaşlarda mı? Yoksa -Allah muhafaza- harama batıp çıktıktan, belki de alıştıktan sonra mı?

Kızlar çok altın istiyor. Erkekler güzel kız istiyor. Kızlar kariyer istiyor, erkekler zarafet… Sen bunların hangisisin? Evlenmek için görüştüğün kişilere yabancı veya rakip gözüyle bakma. Zira evlenince sen o olacaksın o da sen… Bir aile olacaksınız. Mesela Ayşe’ye, Ahmet’e değil “Ayşelere (yahut Ahmetlere) gidelim.” diyecekler.

Harama ulaşmanın ve bulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir devirde erkenden evlenin ki hem kendinizi hem evlendiğiniz kişiyi hem de toplumu koruyun. Bir kişiyle mi toplum korunacak, demeyin. Unutmayın ki bir kıvılcımdır ormanı kül eden. Vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.