ŞIRNAK - İdil İlçesine bağlı Mağara (Kivah) köyünde yaşayan Yezidi vatandaşların 1980’li yıllarda bölgeden çeşitli sebepler göç etmesiyle birlikte 100 hanelik köy tamamen boşaldı. Başlayan çözüm süreci ile birlikte köylerine geri dönmek isteyen Yezidi aileler, köylerinin yakınında bulunan ormanlık alanın kesilmesine tepki gösterdiler. Almanya’da yaşayan 15 Yezidi aile, müvekkilleri Avukat Mehmet Çetin aracılığıyla, İdil İlçesi Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.

İdil Cumhuriyet Savcılığı, yaptığı soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verdi. Savcılık kararında “Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattının etrafında olması ve boru hattına son 5 yıl içerisinde toplam 9 adet saldırı gerçekleşmesi ve söz konusu ağaçların İdil İlçe Jandarma Komutanlığı’nın ve İdil Kaymakamlığı’nın talepleri doğrultusunda Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüğü’nün 14.12.2012 tarihli olağanüstü hâsılat ETA raporu doğrultusunda 6831 sayılı Orman Kanunun 40. maddesi gereğince ormanın kesildiği’ ifade edilmiştir.” İfadelerine verildi.

Davacıların müvekkili Avukat  Çetin, Cumhuriyet Savcılığının kararı üzerine bir üst mahkemeye başvurduklarını belirterek, kesimin yapıldığı ormanlık alanda açıklama yaptı. Çetin, “Son bir ay içinde Mağara köyünün güneyinde kalan ormanlık alan kesilmektedir. Yezidi köylülerin vekili olarak orman katliamını yapan kişiler hakkında İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.  Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildi.. Karar gerekçesinde Ormanın güvenlik nedeniyle, güvenlik kaygılarıyla kesildiği belirtilmiştir. Biz bu karar karşı adli mercilere itirazda bulunduk” dedi.

Barış sürecinin devam ettiği ve başarıyla sürdüğü bu sıralarda güvenlik kaygısıyla ormanın kesilmesinin her ne kadar idari bir izne dayanıyorsa dahi bunun hukuka aykırı bir eylem olduğunu belirten Çetin, “Adli süreç devam ettiği halde kesime devam edilmektedir. Oysa ki dört aydan buya bölgemizde barış süreci nedeniyle bir tek silah bile patlamamıştır. Bu sürecin bu şekilde gölgelenmeye çalışılması doğru bir şey değildir. Orman kesiminin durdurulması için çaba serf ediyoruz. Bu ormanlar zaten yakılmaktaydı, ancak şuanda bu barış süreciyle birlikte bu ormanların bu aşamaya kadar gelmesinden sonra kökten kesilmesi doğru bir şey değildir. Petrol boru hattından dolayı ormanların kesilmesi gerçekçi değildir. Çünkü BOTAŞ petrol boru hattı Silopi’den Yumurtalık’a kadar devam etmektedir. Petrol boru hattının bulunduğu her alanda güvenlik kaygısıyla orman kesimi yapılması durumunda ormanların büyük bir kesimi yok olacaktır. Halbuki şuanda orman kesiminin yapıldığı yerde Jandarma Karakolu bile bulunmamaktadır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın biran evvel bu yanlış uygulamadan dönmesini bekliyoruz. Çünkü Ormansız vatan, vatan değildir” diye konuşu.

Orman kesilmesine gerekçe olarak petrol boru hattının güvenliğinin öne sürüldüğünü ifade eden Çetin şöyle konuştu: “Oysaki petrol boru hattı Midyat-İdil Karayolu’nun aşağı kesiminde kalmaktadır. Halbuki petrol boru hattının Kuzey tarafında kalan alanda da orman kesimi yapılmaktadır. Bundan da anlaşılıyor ki güvenlik kaygısı haklı bir gerekçe olamaz. Bu nedenle orman kesiminin idari bir işlem olsa dahi eksik araştırma sonucunda ve eksik bilgilendirme sonucunda verilmiştir. Bu yanlış karardan biran evvel dönülmesini bekliyoruz. Bir kaç yıl önce bu ormanların güvenlik kaygısıyla kesilmesine bir anlam verilebilirdi, bir haklı gerekçe olabilirdi. Ancak şuanda başarıyla sürdürülen barış süreci aşamasında bu ormanların kesilmesine haklı bir gerekçe, haklı bir sebep göstermek bizce mümkün değildir.” (M.Sait Başaran-İLKHA)