İSTANBUL - İlke Haber Ajansı (İLKHA) Diyarbakır muhabiri Ali Adıyaman, Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde akraba ziyareti sırasında silahlı bir grup PKK militanı tarafından kaçırıldı. İLKHA muhabirinin kaçırılmasından sonra gelen sert tepkiler üzerine PKK kaçırdığı gazeteciyi serbest bırakmak zorunda kaldı. PKK’nin bir gazeteciyi kaçırmasının kabul edilemeyeceğini söyleyen gazeteciler PKK’nin bu tavrından vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

Kemalizm anlayışı PKK içinde hortlamıştır
Kemalizm ve vesayetçi bir anlayışla hareket eden PKK’nin toplumu doğru bilgilendiren başka gazetecileri de hedef alabileceğini söyleyen Gazeteci Yazar Aslan Değirmenci, “PKK’nin bir gazeteciyi kaçırıp baskı yapması şunun göstergesidir; PKK bölgede kendisini tek varlık olarak görüyor. Farklı bir ses çıkıp karşısında durduğu zaman veyahut PKK’nın senaryolarını anlattığı zaman buna karşı çıkıyor. PKK burada ben var olacağım, benim dışımdakiler var olmaya çalıştığı sürece onlara yaşam hakkı tanımayacağım, tavrını sürdürüyor. Bugün İLKHA muhabirini kaçıran PKK, yarın Anadolu Ajansı ya da bir İHA muhabirini de kaçırabilir. Gazeteci, toplumu doğru bilgilendirme hakkına sahip olan kişidir. Gazeteci aldığı her doğru bilgiyi kamuoyu ile paylaşır. Sen okurun ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine yönelik hamle yapıyorsan en büyük vesayetçi sensin. 1980 ve 90’lı yıllardaki resmi ideolojiden söz ederken bugün PKK aynı vesayeti kurma çabası içine girmiştir. 1980 yıllarındaki Kemalizm anlayışı PKK içinde hortlamıştır. Biz PKK’nin çözüm sürecini kardeşlikten, diyalogdan ve barıştan yana kullanmasını diliyoruz.” diye konuştu.

PKK gazetecileri sindirmekten vazgeçsin
PKK’nin bölgenin sesi olan gazetecileri sindirmekten vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Değirmenci, “PKK özgürlük deyip yeni köleleştirmelere devam ederek yeni trajediler yaşatacaksa, bölgeyi silahların gölgesinde yaşamaya, aileleri gözyaşlarına mahkûm edecek projeler gerçekleştirmeye devam edecekse çözümün değil, PKK’nin vesayetini devam ettirme arayışı içinde olduğu anlamı çıkar. Buna bölgedeki yapılar, kanaat önderleri ve herkes karşı çıkar. PKK silahlı eylemlerinden, vesayet arayışından, hem de bölge halkı üzerinde kurduğu baskılardan vazgeçmediği süre içerisinde ‘ben çözümü destekliyorum’ dese de halkın gönlünde bir karşılığı yoktur” dedi.

PKK bölgenin değerlerine saygı duymak zorunda
Çözüm sürecini bir merhamet süreci olarak değerlendirdiğini söyleyen Değirmenci, “Hükümet eliyle kısmen de olsa geçmişle bir yüzleşmeye doğru gidiliyor. Bölgede bütün taraflar çözüm sürecine destek verdi. Hükümet, sivil toplum kuruluşları, bölgenin önemli kanaat önderleri ve cemaatler açıklamalar yaptı. Herkes uzlaşmacı bir dil kullandı. Fakat PKK’nin bu süreç içerisinde çözüm sürecine diğer yapılar gibi destek verdiğini maalesef göremedik. PKK’nin kendi içerisinde bir açılım yapması gerekiyor. PKK çözüm istiyorsa bölgenin değerlerine saygı duymak zorunda. PKK aynı zamanda kitleleri silah zoruyla baskı altına almaktan vazgeçmelidir.” şeklinde konuştu.

PKK özgür ve hür basına düşmanlık yapıyor
PKK gibi yapıların özgür ve hür basını sevmediği için gazetecileri hedef aldığını söyleyen Gazeteci Yazar Erdal Şimşek ise, “PKK silahlı bir terör örgütüdür. Silahlı bir terör örgütünün insanların hür iradelerini, düşüncelerini ifade etme aracı olan basına yönelik sert ve baskıcı bir tutum takınması terörizmin doğası gereğidir. Böyle yapılar özgür ve hür basını sevmez. PKK çözüm sürecinden sonra şımarık çocuk gibi davranıyor. Fakat bu şımarıklıktan artık gına geldi, bıçak kemiğe dayandı. İnsanların özgür iradelerine müdahale edildi. Son bir yılda yapılan her iki seçimde PKK silahla siyaset yaptı. İnsanları susturdu, insanları tehdit etti. Bölgede PKK hemen hemen her köy muhtarını tehdit etti. Oyları bize vereceksiniz dedi. PKK özgürlük ve özgür basın karşıtıdır.” dedi.   (Şükrü Gündüz - İLKHA)