PKK'nın iç infazlarına ilk dava açılıyor

PKK'nın iç infazlarına ilk dava açılıyor

11 bin faili meçhul dosyasının 8 bine yakınının PKK mensuplarına ait olduğu belirlendi. Savcılar, PKK’nın kendi içinde binlerce kişiyi öldürüp ‘faili meçhul’ süsü verdiğini tespit etti.

PKK’nın iç infazlarına yönelik geçen yıl soruşturma başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, elde ettiği bilgi ve belgelerle ilk davayı açma aşamasına geldi. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na ulaşan bir belgeden yola çıkan savcılık, teslim olan militanlar ile infaz edildiği anlaşılan 3 örgüt mensubunun ailelerinin ifadelerine başvurdu. Savcılık, PKK’nın çatışmada öldüğünü açıkladığı gençlerin infaz edildiği bilgisine ulaştı. Soruşturmada, Kürd illerinde bir zamanlar yargısız infaz yapan JİTEM gibi PKK’nın da infaz mangası kurduğu ve örgütten kaçmak isteyenleri kurşuna dizdiği ortaya çıktı. 2 Mart 1996 tarihinde örgütten ayrılmak isteyen ‘Selahattin’ kod isimli Mustafa Yıldırım, Karker kod isimli Vahit Dalar ve ‘Rengin’ kod isimli Menekşe Mehmedoğlu’nun ‘Andok’ eyaletindeki infaz mangası tarafından kurşuna dizildiği anlaşıldı. Bu olayın faillerini tek tek tespit eden savcılık, önümüzdeki günlerde dava açacak.

Diyarbakır’daki faili meçhul cinayet ve kayıp olaylarıyla ilgili soruşturma geçen yıl PKK’nın iç infazlarına uzanmıştı. Ergenekon ve JİTEM gibi yapıların işlediği cinayetleri araştıran savcılar, PKK’nın kendi içinde binlerce kişiyi öldürüp ‘faili meçhul’ süsü verdiğini tespit etti. Yaklaşık 11 bin faili meçhul dosyayı tek tek inceleyen savcılar, bu dosyalardan 8 bine yakınının terör örgütü mensuplarına ait olduğunu belirleyerek soruşturmaya iç infazları da dahil etti. Dava aşamasına gelen soruşturma kapsamında önemli bilgi ve belgelere ulaşıldı. Savcılık, örgütten kaçmak isterken yakalanan, ‘ajan’ ilan edilip öldürülen, namaz kıldığı ya da potansiyel tehlike olarak görüldüğü için infaz edilen örgüt militanlarının aileleriyle görüştü. Aileler, çocuklarının örgüte katıldığı günden ölüm haberini aldıkları ana kadar yaşadıkları süreçlerin tüm detaylarını anlattı. Bazı aileler, çocuğunun öldürüldüğü haberi üzerine örgüt kamplarına kadar gittiğini, bazıları ise siyasi yollarla evladının akıbetini öğrenmeye çalıştığını ancak bir neticeye ulaşmadığını dile getirdi.

Cezaevlerinde tutuklu PKK’lılar ve dağdan kaçan kaçan yüzlerce kişinin de ifadesine başvuran savcılar, ailelerin verdiği bilgilerle eski örgüt militanlarının ifadelerini karşılaştırdı. Ailelerin, yaşadığını zannettiği çocuklarının aslında ‘muhalif’ ya da ‘örgüte ters düştüğü’ gerekçesiyle infaz edildiği belirlendi. Cinayetleri işleyenlerin de sözde ‘bölge’ ve ‘eyalet’ komutanı olan kişilerin talimatıyla hareket ettiği ortaya çıktı. Savcılık, infaz olaylarına karışan ve cezaevlerinde tutuklu bulunan bazı örgüt mensuplarının da ‘sanık’ sıfatıyla ifadesini aldı.

Yürütülen soruşturma karanlık yapıların benzerliğini de gözler önüne serdi. 1990’lı yıllarda JİTEM bünyesinde çok sayıda olaya karışan itirafçı, korucu ve uzman çavuşlardan oluşan ‘infaz timleri’ gibi, PKK’nın da infaz timleri oluşturduğu anlaşıldı. Çok sayıda somut infaz olayını tespit eden savcılar, PKK’nın, eyalet yapısı içinde infaz mangaları kurduğunu, kaçmak isteyen ya da muhalif kişilerin bu timler tarafından infaz edildiğini belirledi. Eski örgüt mensuplarının ifadelerinin infaz mangalarını deşifre ettiği kaydedildi.

Bilindiği gibi Abdullah Öcalan daha önce bir avukat görüşmesinde 15 bin iç infaz gerçekleştirdiklerini itiraf etmişti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.