PYD'nin Roketlerle İmtihanı

Aslında imtihanı yerine intiharı da desek yeridir.

Zira attığı her roketle meşru olmayan zeminini perçinlerken tanka veya asker kulübesine isabet edeni üstlenmesi de tabanında güven zedelenmesine yol açmaktadır.

Zira taban, örgütün yaptığı eylemleri üstlenmemesinden acayip rahatsız.

PKK/PYD tabanı sivil yerlere atılan roketlerin örgüt tarafından üstlenmesini istiyor.

Sivillerin ölmesi tabanı fazla ilgilendirmiyor çünkü.

İdil'in Peçenek, Midyat'ın Yuvalı köylerine Temmuz 1987'deki eylemlerini örgütün resmi organ Serxwebûn'un “iki köyde kırka yakın korucu yakınlarıyla birlikte imha edildi” ifadesi tabanın vicdanını yaralamadı, aksine örgütün taban bulmasını sağladı.

Katliam ve gözyaşlarıyla taban bulan örgüt gelişimini kanla sağladı.

PKK/PYD'nin sivilleri katletmesi onlar için meşru, çünkü kanıksanmış bir duygu; ama başkası için meşru olamaz.

Öyle ya insan olan sivillere kurşun sıkar mı?

Milli Mutabakata Akşener Tepkisi

AK Parti – MHP koalisyonuna “milli mutabakat” adının verilmesine Meral Akşener şiddetle karşı çıktı.

Karşı çıkması mevzu olamaz. Ancak ifadeye karşı çıkış gerekçesi evlere şenlik.

Ne diyor Akşener?

“Efendim milli mutabakatmış, onlar milli olunca karşılarındakiler gayri milli mi oluyor, hatta neredeyse vatan haini olmakla suçlanacaklar”

Şimdi bu cümleler ışığında Akşener'in partisinin adına bakalım.

İYİ Parti… Karşısında olanlar ne olur o zaman? Kötü parti, hatta pis, kaka…

Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça…

Yalçın Küçük'ün İtirafları/İfşaları

8 Haziran tarihli röportajında HDP'nin Türkiye partisi vurgusuyla çıkışının kendi fikri olduğunu söyledi Yalçın Küçük.

Kendi ifadesiyle “Benim adım Yalçın Küçük; ama Türkiye için yaptıklarım çok büyük”

“Türkiye Partisi benim fikrimdi, doğru bir iştir. Öcalan ile çok konuştuk, ama bana ihanet ettiler. Yobaz oldular; yoksul Kürt emekçilerinin partisi olacaktı, yobazlara pek yaklaştılar. Büyük sermayenin yanında oldular. Şimdi Kürtlerden döküntü topladılar.”

Bu ifadeler Yalçın Küçük'e ait. Almanya'da PKK'ya methiyeler düzen, Diyarbakır'da bayrak eylemini yapan Yalçın Küçük'ten bahsediyorum.

“HDP'nin milletvekillerinin hepsi mini etekli, bizimle savaşıyor gibi görünse de onlar Kemalist'tirler. Hiçbirinin kafasında türban yok. Onların kafasına ilkel şeyler koyamazsınız.”

Daha PKK'nın proje olmadığına inanan var mı?

Kemalizm'in giremediği doğu ve güneydoğuya Kemalizm'i götürme görevi üstlendi PKK/HDP. Son kullanma tarihi geçince de CHP ile birleştirip buharlaştıracaklar.

PKK'nın Beka Vadisi'ndeki kamp teftişinin Doğu Perinçek tarafından yapıldığını kırk yaş üzeri herkes hatırlar. Hatırlamayanların da öğrenmesi için sanalda “Perinçek – Beka –Öcalan” yazdılar mı hatırladıklarımızı öğrenmeleri pekâlâ mümkün…

“Öcalan – Perinçek” arama tuşunda “Atilla Uğur – Öcalan” dosyaları da çıkabilir. O da ayrı kirli çamaşırları ifşa eder ancak iki üç saat boş zamanı olanlar için geçerlidir.

FETO'nun Hayali

F. GÜLEN'nin ABD'nin radyo istasyonlarından NPR'ye verdiği röportajda idamla ilgili sözleri son derece çarpıcı…

“Eğer benim son dileğimi sorarlarsa, kim ki bu acılara sebep olmuşsa ve binlerce masuma zulmetmişse onun yüzüne tükürmek istiyorum.”

Cilalanma ve pazarlanma dönemimde “sövene dilsiz gerek” sözünü reklam aracı olarak kullanan örgütün gerçek yüzü sıkışma döneminde ortaya çıktı.

Gülen, idama giderse son durumu ne mi olur?

“Benim de annem Rizeliydi, uzaktan Reis'in akrabasıyız.

Bana bir şans tanıyın bütün şakirtleri devletin hizmetine sunayım.

Türkiye Cumhuriyeti benden yararlanma yoluna gitsin.”

Derdi herhalde.

Nereden mi biliyoruz?

Türk Sokağı tam anlamlandırmayabilir ancak Kürt sokağında dediklerimi aşağı yukarı herkes anlar.

Ha bu arada insanın kendi yüzüne tükürmesi de fizik kurallarına göre biraz zor olsa gerek.

Gerçi rüzgâra karşı tükürse amacı bir nebze gerçekleşebilir.

Ama yüksek wattlı bir vantilatör de işinde ona yardımcı olur sanırım.

CHP Kongresi

Günlerdir CHP kongresinin bol aksiyonlu geçeceğini söylüyordum; ancak tek kelimeyle sükût-u hayale uğradım diyecekken iki vekilin tuvalette kafa - burun birbirine girmesi sakin filme biraz aksiyon kattı.

“Konserve kutularından zehirlenen askerlerin hesabını soracağız” diyen CHP'nin dağıttığı hazır yemekten yüzlerce kişinin zehirlenmesi, bazı ayrıntıların kaçmasına vesile oldu.

En azından PM üyesi seçilen Sera Kadıgil'in sosyal medya hesaplarındaki herzeleri fazla gündeme gelmedi. Daha önce, "Kapıda oynayan çocuklardan rahatsız olunca kızgın yağ dökem mi üstlerine? Ya da uykumdan uyandıran ezan için camiyi basıp imamı mı keseyim?" tweetiyle ezana ve değerlerimize yaptığı hakaretlerle gündeme gelen Kadıgil CHP Parti Meclisi üyeleri listesinde yer aldı, ancak bu fazla konuşulmadı.

“HDP'nin barajı geçmesi hepimizin ortak dileğiyken benim düşüncemi açıkça söylemem mi suç oluyor” sözlerinin sahibi Kadıgil'in “hepimiz” dediği kitle, sizce kimlerden müteşekkil?

Görüş ve Önerileriniz için... nurullahay@dogruhaber.com.tr

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.