M. Zülküf YEL

M. Zülküf YEL

Ramazana Girerken

 Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” (Bakara Suresi :185)

“Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara Suresi 183)

“İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed”in O”nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe”ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak.” (Tirmizi, İman 3, (2612))

“Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.”

(Müslim, Sıyam, 2. (1079))

“Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse onun yemesini, içmesini terk etmesine ALLAH'ın hiçbir ihtiyacı yoktur.”  [Buhari, Savm, 8.]

Yeni bir ramazana girerken, İslam Ümmeti  yine hüzünlü.  İslam topraklarında Müslüman kanı akmaya devam ediyor. İslam'ın hürmetleri ayaklar altına alınıp Müslümanların onurları çiğnenmektedir. İslam Ümmeti her taraftan tutsak edilmeye ve köleleştirilmeye çalışılıyor. Rahmet kapılarının aralandığı ramazan ayında, İslam düşmanları bu kutlu günleri bizlere zehir etmeye çalışıyorlar. Nitekim her ramazan bunu yapıyorlar. İslam Ümmeti'ne büyük acılar yaşatılarak ramazanın bereketi ve feyzi gölgelenmek isteniyor. Mısır'da, Filistin'de,  Arakan'da, Irak, Suriye ve diğer İslam beldelerinde kanımız oluk oluk akmaktadır. Mısır'da ve Bangladeş'te ramazan arifesinde İslam Ümmeti'nin öncülerine ve azizlerine idam cezaları verildi. İslam düşmanlarının, bu mübarek günleri bize zehir etme gayretlerine mukabil; bizlerde bu ayı, diriliş ve direniş zeminine dönüştürmeliyiz. Ramazan, İslam Ümmeti'nin özgürlük ve mücadele bayrağına dönüşmelidir. Bu ayda Müslümanların ve mazlumların dertlerini anlamalı ve basiretimizi örten gaflet perdesini yırtmalıyız. Kardeş ve ümmet olma şuuruna varmalıyız. Firavunlaşan nefsimize ve yeryüzü firavunları meydan okuyarak, Rabbimiz yönelelim. Acizliğimiz ve hakirliğimizi görüp sahte ilah ve otoritelerden  yüz çevirmeli ve kainatta Allah'ın azamet ve kudretinin nakışlarını görmeliyiz. Malın, mülkün gerçek sahibinin Allah olduğunu, bizlerin ise emanetçiler olduğunu görmeliyiz. O halde mal ve mülk, Allah'ın kullarına bizim elimizle ulaştırılmak istenen emanetlerdir. Yoksulların ahvalleri anlaşılmalı ve mülkün kullar arasında taksimi konusunda İlahi emirler kulak verilmelidir. İnsanların zayıflığı karşısında, İlahi kudretin yüceliğini görmeliyiz. Temaşa ettiğimiz bu yüce hakikati de, mücadele mektebimizin temel öğretisine dönüştürmeliyiz.

Ramazandan bireysel ve toplumsal anlamda böyle feyizlenmek gerekiyorken, kimileri de ramazan ayını adeta festival,  yemek ve eğlence karnavalına dönüştürüyorlar. Böylelikle ramazan ayı arınma ayı olmaktan çıkıp eğlence ve yeme ayına dönüşüyor. Hal böyle olunca ramazanın hikmeti, insanlar tarafından unutuluyor. İdrak edilmesi gereken hakikatler ve bereketler gizli kalıyor, istifade edilemiyor. Hatta bazen bu eğlencelerin dozu o kadar kaçırılıyor ki, günah ve masiyet bu vasıta ile teşvik edilir hale geliyor. İsraf ve rezalet, ramazan tablosu gibi takdim ediliyor.

Ramazan, diriliş ve arınmadır. Ramazan, mücadele ve kıyamdır. Ramazan, sabır ile yoğrulup uzun ve kutlu bir çilenin meyvesine talip olma sürecidir. Ramazan, kenetlenme ve vahdet iksirini içme ayıdır. Ramazan, mahrumlar ve ezilmişler ile dayanışma zemininde bir araya gelmedir. Ramazan, kul olduğunu, aciz ve zayıf olduğunu hatırlamadır. Ramazan, hayatın gerçek anlamını anlama ve hikmet pınarlarından içmedir. Ramazan, masivayı terk edip ilahi dergaha yönelmedir. Ramazan, tüm korkulardan ve dünyevi bağlardan azap olup özgürleşmedir.

Büyük hakikat ve bereketleri içerisinde barındıran bu günler, Müslümanlar ve İslam Ümmeti için bulunmaz bir hazinedir. Silkinip kendimize, asli kimliğimize dönmeliyiz. Bu ramazanı hayatımızda dönüm noktası yapıp rahmet ve mağfiret kapısından içeri girmeliyiz ve bir daha da geri dönmemeliyiz. Ramazanın vesile olduğu yüce  mertebeden aşağıya inmemeliyiz.

Ramazan atalet ayı değil, bilakis tüm yıla yetecek enerji ve motivasyonu depolama ayıdır. İslami bir kişilik ve Rabbani bir toplum inşa etme hususunda Ramazanı bir fırsat bilmeliyiz.

Ramazan say ve gayrettir. Akabindeki bayram da mükâfatıdır. Yani kutlu bir çilenin ve meşakkatin kendisi rahmet olduğu gibi, neticesi bir mükâfattır. İşte, hayatı da Ramazan gibi bilip; arınma, direniş ve mücadele ile süslemek gerekir. Elbette ramazana dönüşen bir hayatın mükâfatı ve neticesi, hem bu dünyada, hem de ahirette bayram olacaktır inşaAllah...

Hayat ramazan ise, akıbet; zafer ve ebedi saadettir.

Tüm İslam Ümmeti'nin ramazanını tebrik eder ve Müslümanları zafere taşıyan bir sefineye dönüşmesini Allah Azze ve Celle'den niyaz ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.