Şehri Bediüzzaman kültür şenlikleri gerçekleştirildi

Şehri Bediüzzaman kültür şenlikleri gerçekleştirildi

Bitlis'in Hizan ilçesinde 6-7 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen 'Şehri Bediüzzaman Hizan Kültür Etkinlikleri ve Nurs Mevlidi' Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in de katılımıyla gerçekleştirildi.

BİTLİS - Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde gerçekleştirilen ve yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı mevlit programına ilk defa bir Diyanet İşleri Başkanının katıldı. Program Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Daha sonra Said Nursi’nin talebeleri ve onu tanıyanların anıları dinlendi.

 

Mevlitte bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, kimsenin dinin sahibi olmadığını, belirterek, “Biz dinin hizmetkarıyız” dedi.

 

Risaleler, Kur’an'ın tefsiri mahiyetindedir
Görmez, "Bağrından büyük bir Kur’an hizmetkarını, büyük bir alimi, büyük bir iman muallimini çıkaran Nurs köylülerine selam ediyorum" diyerek konuşmaya başladı. Bu coğrafyanın her yerini bir Horhor Medresesine dönüştüren Bediüzzaman Said Nursi hazretlerine rahmet dileyen Görmez şöyle konuştu: “Alemi İslam’ın en çok ihtiyaç duyduğu, ancak 80 yıllık hayatını vakfettiği 3 şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kur'an’ın tefsiri mahiyetindeki bütün tefsirleri okuduğunuzda Risaleyi Nurlar’ın da Kur'an’ın tefsiri niteliğinde olduğunu görüyoruz. 80 yıllık hayatında her sözünde aşıladığı umut, gelecek nesillere armağanlarından bir tanesidir. Müslümanların tespih tanesi gibi dağıldığı zamanlarda, varlık mücadelesi verildiği zamanlarda ümit var olunuz. Şu istikbal inklabatı içinde en güçlü ses İslam’ın sedası olacaktır.


Ümitsizlik en büyük günahtır
Bugün öyle bir zamandan geçiyoruz ki, yeryüzüne selam getiren bir din, yeryüzünde buna engel olarak gösterilmek isteniyor. Böyle bir dünyada dahi etrafınızdaki bütün gençlerin kulağına İslam adına ortaya çıkan uydu hareketler, bütün zulümler sizleri asla ümitsizliğe sevk etmesin. Çünkü İslam tabiatın dinidir. Kâinatın dinidir. Daha çocukken Nurs’ta bir rüya görür Ararat dağı infilak etmiştir. Buradan hayırlı bir yorum çıkarır. Annesine şöyle hitap eder!  Allah rahim ve kerimdir. Bu rüyadan uyandığında daha çocukken anladım ki büyük bir infilak olacak. Kur’an’ın etrafındaki bütün kaleler yıkılacak Kur’an yine kendini müdafaa edecek.


 

Nursa geldiniz Anadolu’nun en ücra köşelerinden bir tanesinde dağların arasına sıkışmış böyle bir beldede yetişen o çocuk bakın ne diyor. Ben bugün söz verdim. Allah’ın kelamını bütün dünyaya duyuracağım. Arkadaşları onu tenkit edeceklerdir. Bu kadar büyük müşkülatın arasında bu kadar ümitvar oluyorsun. Hayali hakikat görüyorsun. Ümit muallimi istikbalin gençlerine ne dedi. Ümitvar olun.”
Müslümanların doğru bildiği bir çok yanlışının olduğunu hatırlatan Görmez, “Doğru bildiğimiz bir yanlış vardır. Sürekli maziyi tebcil etmek. Taziz etmek, kötülemek gibi bir hatamız var. Bu hatamızı da şöyle düzeltiyor. Ey Türkler ve Kürtler hitap manidar. Şimdi bir miting yapsam sizin bin seneki ecdadınızı şu divana davet etsem, sağ tarafta saf tutan gençler şunu demeyecekler mi? Bizi kısır bıraktınız. Sol safında duran evlatlarınız ecdatlarınızı tasdik ederek, siz misiniz? Hayatımızın kübrası. Siz misiniz? Ne kadar hakikatsiz bir hal oldunuz.” dedi.


 

Bediüzzaman’ın tespit ettiği günümüzün hastalıklarına ve reçetesine de değinen Görmez, açıklamasına devamla: “Bu hastalıklar; ümitsizliğin içimizde hayat bulması. Doğruluk ilkesinden Müslümanların uzaklaşması. Adaletsizliğin oluşması. Ehli imanı birbirine bağlayan bağların unutulması, Hastalıklar gibi istidat, ve menfaat’tir. Bu hastalıkları başka yerde aramaya gerek yok. Hepsi içimizde vardır.


 

En çok ihtiyaç duyduğumuz birlik ve vahdettir
Paylaşmak istediğim ikinci prensip ise, bugün en çok muhtaç olduğumuz ihlastır. Her 15 günde bir mutlaka İhlas Risalesi okumalıdır diyerek, İhlas Risalesinde talebelerine en büyük dersi öğretir. İşte her şeyi özetleyen cümleler samimiyettir. Güç sevdası olmamalıdır. Hiç kimse dinin sahibi değil. Bizler dinin sahibi değil, hizmetkarıyız. İslam dünyasının içine düştüğü ihlâssızlığı da şöyle ifade eder. ‘Bu musibet zamanında ihlası kaçırdığınızdan ehli hakkın bu zillet ve mağlubiyetine sebebiyet verdiniz. Kıskançlık ve hasedin sebebi bir tek makama bir tek ekmeği çok midenin istemesi sebebiyle kıskançlığa düşerler. Bir varlığa birçok kişinin talip olması hassed ve kıskançlığa neden oluyor.’


 

Üçüncü husus ise, bugün size Ahmet Haseki'den getirdiğim üç şey var. Birlik, beraberlik ve kardeşlik. İmanda tevhit,  kalplerde tevhidi ihtiva eder. 30 yıldır kardeş kanının döküldü bu topraklara hitap ediyor. Kıblemiz bir, namazımız bir, devletimiz memleketimiz bir bine kadar bir. Bu kadar birler ittifakı ve kainatı birbirine bağlayacak manevi zincirler olmasına rağmen örümcek ağı gibi sebepsiz şeyleri tercih edip mümine karşı kin bağlamak o kadar esvabı muhabbete karşı ne derece bir zulüm olduğunu kalbin ölmemişse anlarsın.” dedi.


 

Neden risaleler hutbelerde ve sohbetlerde okutulmasın?
1950 yılında Ahmet Hamdi Akseki'nin Diyanet İşleri Başkanı iken Said Nursi için söyledikleri sözleri hatırlatan Görmez, “ ‘Ey medresede arkadaşım. Ders halkalarında kardeşim. Kur’an’ın hakikatlerini genç nesillere anlatmak için bu eserlerin sahibi sensin. Görevini hatırlatarak, dinsizlik cereyanının revaçta olduğu dönemde diyanet dairesinin vazifesidir.’ Sadece kitap neşretmekle olmaz. Birçok eserlerle birlikte neden İhlas Risalesi hutbelerde, sohbetlerde anlatılmasın, okunmasın. Bu 70 yıllık bir gecikmemizdir. Bunu Allah bizlere nasip etsin. Mühim olan neşretmek okumak değil. Oradaki fazileti hayatımıza aktarmaktır. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.


 

Nurs Platformu adına konuşan Sabri Okur da, bu mevlidi 5 yıldır tertip ettiklerini belirterek, "Risale dünyayı aydınlatan Küfrü mutlakın belkemiğini kıran Kur’an'ın hakikatlerini bu asrın fehmine göre izah ve ispat eden bu eserlerin müellifi Bediüzzaman Said Nursi hazretleri bu köyde dünyaya gelmişti. Şimdi dünyanın her yerinde Risalei Nurları okunuyor ve Üstad Bediüzzaman tanınıyor. Eserleri tahminen 50’nin üstünde dile çevrilmiştir. Buraya kadar gelen herkese teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.


 

Daha sonra valiler ve gelen misafirler de kısa birer konuşma yaptı.  Konuşmaların ardından Nurs köy muhtarı ve ihtiyar heyeti 70 yıllık Osmanlıca yazılı bir kitabı Diyanet İşleri Başkanlığına takdim etti. Program, verilen yemek ikramın ardından sona erdi.


 

Programına Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Bitlis Valisi Orhan Öztürk, Van Valisi Nezih Doğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Haluk Dursun, Hizan Kaymakamı Sedat İnci, Said Nursi’nin talebeleri olan Mehmet Fırıncı, Hüsnü Bayram, M. Said Özdemir, Ali Sert, kanaat önderleri, Sivil Toplum Kuruluşları ve yaklaşık 10 bin kişi katıldı.   (Şükrü Tontaş - İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.