Selahaddini Eyyubi Camisi için gereken neyse yapılsın

Depremde hasar gördüğü gerekçesiyle kapatılan ve her gün ayrı bir eşyası hırsızlar tarafından çalınan Selahaddini Eyyubi Camiinin cemaati, mevcut hasarın depremden önce de olduğunu belirterek alınan karar doğrultusunda çalışmaların yapılmasını istedi.

Peyas Mahallesi 488 nolu sokakta bulunan Selahaddini Eyyubi Camii, depremde hasar gördüğü gerekçesiyle ibadete kapatıldı. Caminin ibadete kapatılmasını fırsat bilen madde bağımlıları cami yerleşkesini mesken edinirken hırsızlar her gün caminin farklı bir malzemesini çalmaya başladı.

Caminin akıbetine yönelik herhangi bir çalışmanın olmamasını eleştiren cami cemaati, bakımsız ve sahipsiz bırakılan caminin hırsızlar tarafından talan edilmesine tepki gösterdi.

Söz konusu Selahaddini Eyyubi Camiinde depremden önce bazı hasarlar oluştuğunu iddia eden cami cemaati ve mahalle sakinleri, depremde herhangi bir hasar görmemesine rağmen kapatılan camilerinin madde bağımlıları ve hırsızlara karşı sahipsiz bırakılmaması gerektiğini belirterek güvenlik önlemi alınmasını istiyor.

"Hırsızlar her şeyi götürüyor, yakında hiçbir şey kalmayacak"

Daha önce cami hakkında çökme yapıyor diye rapor yazıldığını belirten çevre esnafı ve cami cemaatinden Muzaffer Sevinç, "Ramazan ayından önce kapatıldı ve halen kapalı durumda. Buradaki insanlar mağdur. Fırat Mahallesi 487-488'inci sokak ve çevresinde başka da cami yok. Sahipsiz bırakıldığından madde bağımlılarının yeri olmuş. Yakında burada hiçbir şey kalmayacak. Bir esnaf olarak gündüz bir şeyler yapabilirim fakat geceleri hiçbir şey yapamam. Lütfen camimize sahip çıkalım." dedi.

Caminin depremden önceki hasarları ile deprem sonrası durumunun aynı olduğunu, kolonlarda bir sıkıntı olmadığını söyleyen Hüseyin Yavuz, "Sadece duvarlarda çatlaklar vardı. Yapılan kontroller sonrası orta hasarlı olduğu söylendi. Camimize bir çözüm bulunması lazım. Çünkü buraya en yakın cami bir kilometre uzaklıktadır. Cemaatle namaz kılmayı özledik. Buna bir çözüm bulsunlar. Burası artık esrarkeş, tinerci ve hırsızların mekânı olmuş, kirlilik üst seviyede, ilgilenen yok. Klimaların kablolarını koparmışlar, kız Kur'an kursu tarafındaki elektrik kablolarını sökmüşler, pervaneleri çalmışlar, muslukları söküp götürmüşler." ifadelerini kullandı.

"Depremden önce caminin yıkılıp yeniden yapılacağı söylendi, halen yapılan bir şey yok"

Cami cemaatinden Mahmut Çevik ise, ilk andan bu yana kurumlarla yapılan görüşmeleri ve gelinen süreci özetleyerek şunları söyledi:

"Yaklaşık 15 seneye yakın süredir bu cami cemaatindenim. Bu caminin o dönemlerden bazı çatlıkları oluşmuş, duvarlarında fayanslar düşmüş. Çatlaklıklar artınca son 2-3 sene içerisinde şikayetler yapıldı. Şikayetler neticesinde hem Dicle Üniversitesinden hem de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından numuneler alındı. Orta hasarlıdır denildi ve bu duruma rağmen bizler camiyi kullanmaya devam ettik."

Çevik, "Camide, 6 şubat depreminden kaynaklı herhangi bir çatlaklık oluşmadı. Yani evvelki çatlaklıklar neyse aynen oydu, depremde hiçbir zarar görmedi. Buna rağmen tedbir amaçlı kapattılar. Sonradan açılacağını düşündük fakat bu süreç biraz uzun sürünce cami cemaati şikayet etmeye başladı. Depremden önce müftülükle yaptığımız görüşmede caminin yıkılıp yeniden yapılmasına yönelik çalışmalarının olduğu söylendi." şeklinde konuştu.

"Kimseyi şikâyet etmiyoruz, talebimiz cami için gerekenin bir an önce yapılmasıdır"

Depremden sonra cami cemaati olarak dilekçe yazıp imza topladıklarını belirten Çevik, "Dedik ki; depremden önce bu cami orta hasarlıyken kapatmadınız, depremden etkilenmemesine rağmen yine de orta hasar olarak belirtilen bu camiyi neden kapattınız? Bunu öğrenmek istedik. Müftülükten gelen cevapta tedbir amaçlı Kayapınar ilçesinde birçok caminin kapatıldığı, yapılan çalışmalar sonrası yıkılacağı-yeniden yapılacağı gibi aynı yanıtlarla muhatap olduk. Fakat ne yıkıyor ne de onarım yapıyorlar." diye kaydetti.

"Bu süreç uzadığından cami bakımsız hale gelmiş" diyerek caminin hırsızların uğrak yeri haline geldiğini sözlerine ekleyen Çevik, "Mesela şadırvanın üstündeki kurşun çalınmış, klimaların bakır kısımları sökülmüş, musluklar çalınmış, eski yas yerindeki 6 pervane götürülmüş. Bunların hepsi halkın parasıyla yapıldığından bunun vebalini kim çekecek? Ne bekçi var ne de güvenlikçi. Camiye bakan kimse yok. Kimseyi şikâyet etmiyoruz. Talebimiz caminin bir an önce gereken neyse yapılması ve bu süreçte buraya bir bekçi bırakılması gerektiğini düşünüyoruz. Bir an önce buna el atılması gerekiyor." dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.