Bildane KURTARAN

Bildane KURTARAN

Siyonizmle Anladığı Dilden Konuşmak Gerek!

Yıllardır Filistin'de yaşanan insanlık dramına dair şöyle bir hafızamızı yokladığımızda, bu mazlum halkın yaşamadığı hiçbir acı kalmamış diyebiliriz.

Onlar yaşadı, bizler izledik..

Onların canından can gitti, bizler sadece seyrettik..

Onlar feryat, figan ettiler, bizler  sadece sessiz sessiz ağlayabildik..

Onlar zalime karşı hakkı haykırdılar, biz işi bir kaç sloganla geçiştirdik...

Ama artık bıçak kemiğe dayandı; gün, kınama, üzüntü beyan etme, Siyonizm'in vahşi ve faşist saldırılarına karşı pasifçe teessüfleri iletme günü değildir!

Artık Siyonizmin anladığı dilden konuşmanın vaktidir!.. Zaten yıllardır anladığı dilden konuşulsaydı, bugün bu cüreti göstermeleri mümkün olur muydu?

Onların anladığı dil; bizzat onların kuşandığı her silahla, her askeri taktikle anında misliyle karşılık vermektir!

Yoksa verilen tepki ne olursa olsun, sadece üç beş adım geri çekileceklerdir. Dikkat edilirse yapılan yüzlerce tepkisel eylem; miting, gösteri, açıklama, protesto vs. sadece onlara kısa bir mola verdirtmiştir. Fırsatını buldukları ilk anda, kaldıkları yerden daha da acımasızca devam etmişlerdir zulümlerine.

Bugün İslam ülkeleri ve yöneticileri acilen Filistin halkına askeri anlamda yardım etmelidir, etmek zorundadır.

Zira bu mazlum halk, tüm imkânsızlıklarına ve mağduriyetlerine rağmen, koca bir ümmetin izzetini, onurunu yıllardır korumuş ve Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın muhafızlığını yapmışlardır. Karşılık beklemeksizin, yiğitçe, samimice...

Bu nedenle her İslam ülkesi onur borçludur bu güzel insanlara.

Kendi insanlarını, kendi hudutlarını, kendi ülke menfaatlerini korumak adına ordularını büyüten, geliştiren İslam ülkeleri eğer bu güçlerini, imkânlarını bu uğurda seferber etmeyeceklerse, şunu bilsinler ki, bu vefasızlıklarına karşılık kendi ordularından da bir murad alamayacaklardır. Bu mazlumların feryadı bela ve musibet olarak muhakkak çıkacaktır karşılarına...

Hem daha neyi bekliyor ki ehli imanın imkân sahipleri!?

Acıya, mazlumluğa, çaresizliğe dair yaşanmamış bir şey kaldı mı bu topraklarda?

Zindanlar, tecritler, şehadetler, sürgünler, işkenceler..

Ve tüm bunları yaşayan; dullar, yetimler, gözlerinden yaş yerine kan akan anneler, sinesi paramparça olmuş babalar...

Bunca zulüm ve bunca mazlumun hakkını sormak için beklemek daha büyük bir zulümdür kesinlikle..

Bugün ümmetin buna gücü vardır ve fakat eksik olan cesaret ve samimiyettir.

Çünkü Siyonizmin şer oyuncağı israil terör devleti yenilmez, baş edilmez, devrilemez değildir. Evet güçlüdür, zor bir düşmandır. Ancak israil'i algılarımıza büyük gösterip bizi korkunun esiri kılarak, hayallerimize bile pranga vuran ise, bilinçaltlarımıza Siyonizm oyunlarıyla sistematik bir şekilde yerleştirilen aşağılık kompleksidir.

Bu vahşetlere, vahdetle indirilecek bir şamar, Siyonizm ve şımarık evladı israil terör şebekesini darmadağın edecektir.

Bakınız, Rabbimiz onları şöyle tanıtıyor:

“Onlar, korunaklı şehirler içinde veya surlar arkasında olmadıkça, sizinle, toplu olarak karşı karşıya gelerek savaşmazlar. Kaldı ki kendi aralarında da derin ayrılıklar içindedirler. Sen, onların birlik olduklarını sanırsın, oysaki kalben farklı farklıdırlar. Bu, onların akıllarını doğru kullanmayan bir halk olmaları nedeniyledir.” (Haşr,14)

Bunu da yazmadan geçmeyelim, Mescid-i Aksa ve Kudüs davasının hamisi bu ümmetin bilinçli analarıdır. Her Müslüman anne, evladının gönlüne, onu Selahaddin-i Eyyubi yapacak mukaddes sevdanın tohumlarını ekmelidir. Zihnine, ruhuna, bir gün mutlaka başarabileceği, boyundan büyük hayallerin resmini nakşetmelidir.

Kırk yıl boyunca Mescid-i Aksa’ya yerleştireceği minberin hayaliyle büyüyen Selahaddin misali evlatlar hediye etmelidir bu ümmete.

İslam'ın ve insanlığın düşmanlarının başına yağacak füzeler, zulümden el çektirecek, tanklar, toplar icat edebilecek, Mühendis Yahya Ayyaş'lar büyütmelidir..

Ve elbette yalnızca evlatlarına değil, ümmete de annelik yapacak, mangal yürekli Filistin'li anneler misali kadınlar olmalı ve bu vasıflara namzet aslan gibi kızlar yetiştirmelidir, Rabbin rızası ve davası için...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.