Sorularla Fıkıh İnzar Dergisi

Sorularla Fıkıh İnzar Dergisi

Tıbben ölümü gerçekleşmiş hastalar makinaya bağlanarak bitkisel olarak yaşatılmaya çalışılıyor. Fiş çekildiği an ölüm gerçekleşiyor. Fişin çekilmesi caiz midir?

SORU: Tıbben ölümü gerçekleşmiş hastalar makinaya bağlanarak bitkisel olarak yaşatılmaya çalışılıyor. Fiş çekildiği an ölüm gerçekleşiyor. Fişin çekilmesi caiz midir?

CEVAP: Bir insanda şu iki durum meydana geldiğinde dinen ölüm vaki olmuş sayılır. Bir cenaze için yapılması lazım gelen, o insan için de yerine getirilmesi gerekli olur.

1-Beyin fonksiyonlarının tamamen durması ve ihtisas sahibi seçkin doktorların, bundan geriye dönüşün imkansız olduğuna ve beyinde çözülmenin başladığına karar vermiş olmaları.

2-Kalbinin ve solunum sisteminin tamamen durması ve doktorların da kalbin ve solunum sisteminin tamamen durduğuna, hastanın bir daha hayata dönemeyeceğine karar vermiş bulunmaları gerekir.

Böyle bir durumda fişin çekilmesi, yukarıda belirtilen iki şartla caizdir. (Kardavi, Çağdaş Meselelere Fetvalar-4, 1987'de Ürdün'de toplanan İslam Teşkilatına bağlı Fıkıh Kurulu Kararı)

SORU: Kafirlerin fiili işgali altında olan İslam topraklarında Müslüman bayanlar tecavüze uğrayıp hamile kalmaktadırlar. Dün Bosna Hersek'te, bugün Irak, Afganistan, Çeçenistan'da olduğu gibi. Bu bacıların;

-İntihar etmeleri caiz midir?

-Karınlarında taşıdıkları cenini aldırmaları caiz midir?

CEVAP: İntiharın üç çeşidi vardır.

1.Şahıs cephede düşmanlarla savaş halindedir. Düşmana zarar vermek için savaşır. Bu zarar, düşmanların öldürülmesiyle olabilir, yaralanmalarıyla ya da kalplerine korku salmasıyla veya Müslümanlara cesaret vermesiyle olabilir. Düşman topluluğu içine hücüm eder ve bu hücumda öleceğini de bilir. Bu hal, intiharın bir çeşididir ve caizdir. Bunu yapan da şehittir. Bir çok savaşta bir çok sahabe böyle intiharları yapmışlar ve neticede düşmanın silahlarıyla şehit olmuşlar.

2.İntiharcı, kendi silahıyla kendini öldürür. Örneğin vücuduna bombaları bağlar ya da arabasına patlayıcı doldurup düşmanın içine girer ve patlatır. Bu çeşit intihar zaruret haline gelirse caiz olur. Örneğin: Düşmana büyük zarar verirse veya Müslümanları düşmanın büyük zararlarından kurtarabilirse yani bazı şartlar çerçevesinde olsa caiz olur. Aksi durumda; fayda olmadan caiz olmaz. Çünkü şahıs, kendi silahıyla kendini öldürdüğü için bu normal şartlarda caiz olmaz.

3.Şahsın, düşmanın eline düşmemek, düşmanın esaretinden, işkencelerinden, yara ve hastalıklardan kurtulmak veya kadının, başkalarının tecavüzünden kurtulmak için intihar etmesidir.

Bu şekildeki intihar, bütün rivayet ve delillerden alınan bilgilere göre haramdır. Allah (cc)'ın Resulu (sav), bunu menetmiştir. Bu tür musibetlere maruz kalan kişi, sabır etmelidir. Mükâfatını kıyamet gününde kat kat alacaktır. Bu tür zulmü yapanlar ise cehennemde ateş tabakaları içinde cezalarını çekeceklerdir. Sahihi Buhari'nin şerhi olan Feth’ül Bari'nin, Sabır Babı'nda: Musibetler yüzünden insan sabır etmelidir ve kendini öldürmemelidir. Bazı yaralar için kendini öldüren şahıs için Allah (cc)’ın Resulu (sav): "O, ateştedir" demiştir. Ancak "İslam'da Cihad Ve Faziletleri" adlı kitabın yazarı diyor ki: Bu hallerde intihar edenin niyeti iyiyse inşallah mesul olmaz." Ancak bu kitabın yazarı, bu görüşüne delil bildirmemiştir.

Hamile kadın ise, hamileliği üzerinden yüz yirmi gün geçmişse cenini aldıramaz. Çünkü o, suçu olmayan bir candır. Hatta bazı rivayetlere göre 42 günden sonra aldıramaz demişler.

(Elcihad ve El-Kital Fi Siyaset El- Şer'iyye Cilt-2 Sayfa-1401, Kurtubi Tefsiri Cilt-2 Sayfa-364, El İhtiyar Li Talilil Muhtar Cilt-4 Sayfa-92)

SORU: Çok acı çeken bir hasta veya işkence altında olan bir kişinin Allah'tan (cc) ölümü temenni etmesi caiz midir?

CEVAP: İmam Buhari (r.a.) ve İmam Müslüm (r.a.) Hz Enes'ten (r.a.) rivayet ettikleri bir hadis-i şerifte, Resul-i Ekrem (sav) şöyle buyurmuştur: “Başınıza bir musibet geldiğinden dolayı ölümü temenni etmeyin. Eğer illa ki ederseniz, şöyle deyiniz: “Yarab! Eğer hayat, benim için hayırlı ise hayatımı idame ettir. Yok eğer ölüm bana hayırlı ise beni öldür."

İmam Nevevi (r.a.) şöyle demiştir: “Bu meselede hem Şafii alimler, hem de diğer mezheplere mensup alimler demişler ki: “Eğer insanın başına gelen musibet dünyevi ise durum yukarda belirtilen şekildedir. Ama eğer insan kendi dini açısından endişeliyse ve zaman da bozuk ise o zaman insan ölümü isteyebilir.”

Çok hasta ve işkence gören kişi de bu durumdadırlar. (El-Ezkar Sayfa-205, Tac Cilt-1 Sayfa-336)

SORU: İslam düşmanları, Müslümanları bölmek ve parçalamak için Müslüman isminin önüne “Radikal, fundemantalist, ılımlı” gibi isimler eklemektedirler. Zaman zaman biz Müslümanlarca da karşıdaki Müslümanı tanıtmak amacıyla bu tür yakıştırmalar kullanılmaktadır. Bu caiz midir?

CEVAP: Hemen herkesçe malumdur ki İslam Ümmeti üzerine oyun oynayanlar, onu parçalayanlar ve daha da parçalamak isteyenler Siyonistlerdir. Başta Kavmiyetçilikle ve Mezhepçilikle; “Siz Arapsınız, siz Türksünüz, siz Kürtsünüz, siz Farssınız veya siz Sünnisiniz, siz Şiisiniz” diye bu tür isim ve lakapları kullana kullana Ümmet-i İslam'ı parçaladılar ve en sonunda da Osmanlı Hilafeti'ni kaldırdılar.

Bununla da yetinmiyorlar. Dünya üzerinde bir Yahudi Devleti'ni hakim kılmak için şimdi Amarika'da, Rusya'da, hemen hemen tüm dünyada bütün siyasi partilerde adamları ve parmakları işliyor.

Demokrasi, özgürlük, hürriyet, kadın hakları gibi kandırmaca sloganlar ve isimler kullanarak hedeflerine kavuşmak için milletleri oyalıyorlar. Hususen şu zamanda kendilerine en büyük engeli İslam ve Müslümanları görmektedirler. Bunun için de en çok müslümanların aralarını bozmak için bu tür isim ve lakapları ortaya atıyorlar. Maalesef Müslümanların bir kısmı da bilerek veya bilmeyerek onların oyunlarına geliyorlar. Hatta bazı Müslümanlar, aynı safta Allah (cc)’a ibadet ettikleri halde birbirini tekfir ediyorlar. Bu tür oyunlara gelmemek için Kur'ân-ı Kerim'i çok okuyup anlayarak takip etmek lazımdır ve "Hakikatül Yahud" (Yahudilerin Gerçek Yüzü) gibi kitapları baştan sona kadar okumak gerekir. (Cündullah Sayfa-378-413)

SORU: Meyveler olgunlaşmadan tarlada iken satılabilir mi?

CEVAP: Meyvelerin, olgunlaşmadan satılması caiz değildir. Koparmak şartıyla satarsa ve bu şekliyle de istifade edilirse olgunlaşmadan da satılabilir. (Örneğin, bademin daha yeşil haldeyken satılması caizdir. Çünkü bu şekilde de yenilerek istifade edilir.)

Meyveler, ağaçlarıyla birlikte satılırsa olgunlaşmadan da satılabilir. Meyveyi, ağaç sahibine veya arazi sahibine olgunlaşmadan da satmak caizdir. (Muğnil Muhtaç Cilt-2 Sayfa-88, Fıkhüs Sünne Cilt-3 Sayfa-193)

İnzar Dergisi

İslam ve Kuran Haberleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.