Sorumluluk sahipleri ve İbrahimî miras

Hayat insanla başlar insanla biter.

Hayatı güzelleştiren de insan, yaşanmaz kılan da insandır.

Toplumların varlığını binlerce yıl devam ettiren de insandır, darmadağın edip tarih sahnesinde rezil rüsvay eden de insandır.

Amaç ve hedefini, yaratılış amacını kaybeden insan dünyayı cehenneme çevirebilir.

İnsanlık öyle bir hal aldı ki çocuklarımıza farklı farklı resimler çizdirildi.

Toplumlar sapkın ve sapıklıkta sınırları zorlama noktasına geldi.

Üstadın deyimiyle “İman insanı insan eder belki de Sultan eder, Küfür ise insanı gayet aciz bir canavar eder.”

Küfre, şirke, sapıklık ve sapkınlığa bulaşmış insandan her şey beklenir.

Küfre bulaşıp aciz canavar halini alan insan tipi toplumların omuzlarında birer ur ve kanser gibidir.

Bunlar toplumları içten içe sinsice çökertirler.

Bunlara çok dikkat etmekte fayda vardır.

Bunları doğuran ana nedenleri tespit edip tedavi yöntemleri geliştirmek ve üzerinde çalışmak çok önemlidir.

Bizler toplum olarak yarınımızı, dünümüzü ve bugünümüzü gördüğümüz gibi görüp gerekli önlemleri almakla mükellefiz.

Bu önlemlerin alınması sorumluluk sahibi her insanın birincil görevi olmalıdır.

Dünyada, bölgemizde ve özellikle de Şanlıurfa şehrimizde son dönemlerde yaşanan toplu ölümlü kavgalar, intihar olaylarındaki artış, uyuşturucu kullanım yaşı ve oranı, cinnet geçirmeler, sosyo ekonomik sıkıntılar, pandeminin sebep olduğu psikolojik travmalar, farklı kültürlerle etkileşim, ahlaki yozlaşma vb. diğer olaylar toplumsal anlamda geleceğimizi ve genç nesillerimizi olumsuz yönde etkilemektedir.

Evet! Adeta şanlıdan kanlıya evirilmeye çalışılan bir Urfa var karşımızda…

Gerek ülke genelinde yaşanan son gelişmeler ve gerek il genelinde ortaya çıkan ve artarak devam eden intiharlar, katliam ve cinayetler; aklı başında, duyarlı, her bireyi ne yazık ki derinden sarsmıştır. Vuku bulan her türlü olumsuzluk elbette vicdanlı insanı üzer. Burada, meydana gelmiş çirkinliklerin üzerimizdeki etkilerini, yaşadığımız duyguları ve gösterdiğimiz reaksiyonları uzun uzadıya yazmak yerine Urfa'nın halen devam etmekte olan sosyolojik sancılarından kısaca bahsedelim.

Bu kadim kent neden kanla, şiddetle, intiharlarla, cinayetlerle, katliamlarla, husumetlerle anılır oldu? Tarihin sıfır noktası dediğimiz bu mukaddes şehir neden sosyal medyada -ki saydığım olgulara dayalı bir hadise olduğunda- ‘Haberi tıklamayın arkadaşlar kesin Urfa’dır’ söylemine maruz kalınıyor? Urfa neden son zamanlarda böylesine kötü bir intiba uyandırıyor? Urfa’nın böyle anılmasına kim sebep oluyor? Urfa’ya olan olumsuz bakış açısının mimarları kimlerdir? Güneşiyle, toprağıyla, suyuyla, sofrasıyla, mutfağıyla, çalışkan insanıyla ülkede el üstünde tutulması gereken bu İbrahimi kent niçin kaderine terk edildi?

Urfa'nın tüm problemlerinin temelinde hepimizin payı var. Kusura bakmayın! Bu kent hepimizin eseri.

Maalesef eserimizle övünemiyoruz.

Çünkü eserimizin tek kanadı var; o da uçmaya yetmiyor.

Bu sorunların çözümü için gerekli çalışmaların bir an önce yapılması gerekmektedir.

Fakat ne yazık ki yıllardır toplumsallaşma anlamında, medeniyet anlamında, ilim ve bilim anlamında, sağlık anlamında, kültür anlamında, eğitim anlamında, inanç anlamında bu şehrimize gerekli yatırımlar yapılmadı.

Sürekli ötelendi ve sorunlar hasıraltı edildi.

Bugün halihazırda o sorunların ayak seslerini işitir gibiyiz.

Gelecek, gençlik ve toplum risk altındadır.

Bu son derece kaygı verici bir durumdur.

Birilerinin bu sorunlara bir an önce el atması hem insani anlamda hem de İslami anlamda bir gerekliliktir.

İşte bugün kendi öz kökleri üzerinde büyüyerek gelişen, insan hayatını, insan kutsiyetini, insani değerleri, insanca ve adaletli bir yaşamı tüm siyasi yaklaşımların üzerinde gören bir anlayışla hareket eden HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanlığı, elini ve gövdesini taşın altına koyma cesaretini göstererek, Şanlıurfa ilinde yaşanan intihar olaylarına, toplu ölümlü aile kavgalarına, cinnet geçirmelere, uyuşturucu kullanımı vb. diğer sıkıntılarla mücadele etme azmini geçmişte olduğu gibi bugün de göstermiş ve sorumluluk almıştır.

Bu sorunları yaşayan ailelere çağrıda bulunarak gerekli maddi ve manevi desteğin gücü nispetinde verilmesi, hep birlikte bu sorunlarla mücadele ederek minimize etmeyi ve zamanla ortadan kaldırmayı hedef ve gaye edinmiştir.

HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanlığının bu çağrısı ve çalışması önemli, kıymetli ve değerlidir.

Toplumların bu ve benzeri çağrılara kulak vermesi geleceğimiz açısından son derece önemlidir.

Tüm halkımızın gerekli duyarlılığı göstermesi ve bu konuda sorumluluk alan şahsiyetlere destek olmaları da birer sorumluluktur.

Temennimiz ve umudumuz odur ki Nemrutlar istemese de İbrahimi bir halkın bağrında İbrahimlerin çıkacağı günler pek yakın olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.