Şubat Ayı’nın Nurlu Kandilleri, Şehitler

Şubat Ayı’nın Nurlu Kandilleri, Şehitler

İnsan düşünüp durmalı şehitleri. Neydi acaba onlara bu ruhu veren? Aileden, maldan, eş ve evlattan feragat edip canlarını Allah’a arz etmeleri nedendi?

eş-Şehid olan Allah’ın adıyla…

Yine bir Şubat ayına, yani şahitler ayına girmiş bulunmaktayız.
Toprağın şehit kanına doyduğu Şubat ayı; erdemli bireylerin yetişmesi, temiz bir toplumun oluşması, huzur dolu yarınların inşa edilmesi ve gelecek nesillere, nefhasında bir diriliş muştusu olan çağrıyı ulaştırmak adına feda-i can etmiş olanların ayıdır. Onları anmak, davalarını anlatmak, istikametlerini sürdürmek biz geride kalanların boynuna bir borçtur.

İnsan düşünüp durmalı şehitleri. Neydi acaba onlara bu ruhu veren? Aileden, maldan, eş ve evlattan feragat edip canlarını Allah’a arz etmeleri nedendi? Ne uğruna akıttılar, pir u pâk kanlarını? Her birisi bir tohum olup gönüllerde yeşeren, yeşerdiği yerde gönüllere İman’ın ve İslam’ın feyzini akıtan bu mübarek kanı bu kadar sırlı yapan şey neydi? Şehadet nasıl bir makamdı ki Resulullah (s.a.v) efendimiz dahi, sürekli dualarına dahil edip Rabbinden niyaz ederdi. Efendimiz (s.a.v), şehadeti öylesine talep ederdi ki, sürekli şehit olmayı ve tekrar dirilmeyi ve tekrar şehit olmayı niyaz eder ve bu durumun kıyamete kadar devam etmesini isterdi…

Evet, şehidin yüce makamını düşünürken, şöyle diyordu Merhum şair-mütefekkir Sezai Karakoç; "Şehid, toprağa düşen öyle bir tohumdur ki, verdiği başakta bin mü'min kalbi çarpar. Ve o başak, saf kuvvet, saf inançtır. O başağın samanı ve dikeni yoktur. Bir şehid kanı toprağa düşmesin, en kısa zamanda, o kandan bin Müslüman dirilmedikçe o toprak rahat etmeyecektir." Ve ekliyordu, uğruna bedel ödemeye değer İslam davasının başka bir şehidi; nakşediyordu adeta, kelimeleri ile şehadet sevgisini: ‘’Bu dava öylesine büyüktür ki, en iyilerimizi feda etmemiz gerekir…’’ Ve nitekim öyle de oldu…

Toprağın şehit kanına doyduğu aydır Şubat ayı. Nitekim öyle demişti Peygamber sevdalısı şehadet aşıkları. Bu ayda şehid olan, mum misali yanarak etrafını aydınlatan şehitlerin öyküsünü kısaca aktaralım:

4 Şubat İskilipli Atıf Hoca; Şapka kanunundan 2 yıl önce yazdığı "Frenk Mukallitliği ve Şapka" adlı eseri nedeniyle şapka kanununa muhalefetten İstiklal Mahkemeleri'nde yargılandı ve idam edildi.

12 Şubat 1949 İmam Hasan el-Benna; Mübarek olmayan Hüsnü'nün memleketinden büyük önder ve âlim Hasan El-Benna, Mısır'da gayretli ve güzel bir çalışma yaptı. “Müslüman Kardeşler” adlı teşkilatı kurdu. Buna hazmedemeyen gayrı Mübarek’in hükümeti, Hasan El-Benna’yı bir suikast sonucu Kahire'de şehid etti.

12 Şubat 2008 İmad Muğniye; Şam’a yaptığı bir ziyaret esnasında eli kanlı Siyonist casusu şebekelerinin ihaneti ile Suriye'nin başkenti Şam'da uğradığı suikastla şehit edildi.

13 Şubat 1925 Şeyh Said Hareketin Başlangıcı; İslam için baş kaldıran Âlim, Mücahit ve dava eri Şeyh Said Efendi başlatmış olduğu İslami kıyamın ardından Allah' a verdiği sözün gereği olarak bu hareketinden dolayı kendisi, elliye yakın dava arkadaşlarıyla birlikte Diyarbakır'da asılarak şehid edildi.

17 Şubat 1992 Abbas Musavi; Şeyh Ragıp'ın şahadet yıl dönümü merasiminden dönerken, işgalci israil'in atmış olduğu füzeler sonucu kendisi, hanımı ve bir çocuğu Rahman'a kavuşarak şehid oldular.

19 Şubat 1992 Şeyh Zeki Atak; Şırnak'ın Cizre ilçesinde, İslamî faaliyetleri nedeniyle terör örgütlerinin hedefi olan Şeyh Zeki, bölge halkı tarafından sevilen bir kanaat önderi ve alim bir şahsiyete sahipti. Yaptığı İslami çalışmalardan rahatsız olan şer odakları, 19 Şubat 1992’de kendisini haince şehit etti.

23 Şubat 1979 Metin Yüksel; Şahadet bir çağrıdır, tüm çağlara ve nesillere" diyerek bu dava ile sadakatini ispatlayan şahadet eri Metin Yüksel, henüz gencecik bir fidan iken Müminlerin bayram günü olan Cuma günü Fatih Camii avlusunda hain kurşunlara hedef olup cesaret timsali yiğit şehid oldu.

24 Şubat 1994 Gıyasettin Barlak; Bitlis’in Tatvan ilçesinde yaşayan ve aynı zamanda medrese kökenli bir İmam-Hatip olan şehid, zamanının tamamını İslam’ı anlatmaya ve insanları hak yola davet etmeye adamıştı. Bu durumundan rahatsız olan şer odakları, bir Ramazan ayında teravih namazının hemen akabinde ve camii çıkışında kendisini çapraz ateşe tutarak şehit ettiler.

25 Şubat 1994 El Halil katliamı; sabah namazını kılan onlarca Müslüman, zalim ve işgalci israil'in kurşunlarıyla şehid oldu.

25 Şubat 1965 Malcolm X; derisi siyah, kalbi aydınlık ve beyaz olan bir devrin büyük adamı Malcolm X de yine Şubat ayında coşkulu bir halk kitlesine seslenirken şehid edildi.

28 Şubat 1982 Hama katliamı; zalim Hafız Esad, kendi aile sultasını devam ettirmek, yeryüzündeki müstekbir güçlerini memnun etmek için Allah adına kıyam eden Hama ve Humus şehirlerindeki kırk bin mazlum Müslüman'ı katletti.

Şad olsun İslam’a hizmet eden, bu uğurda en değerli varlıklarını feda eden aziz şehidlerin pâk ruhları…

Söz&Kalem Dergisi - Hamza Korkmaz

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.