Suriye Gerçekleri Üzerine-5

Biz İslam'da cihat yok, zalime karşı kıyam yok demedik, demiyoruz... Sadece şartların ve ortaya çıkacak sonuçların hesaplanarak hareket edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Sayılanların hepsi, sebepleri ve şartları çok farklı savaşlar. Suriye'deki savaş için tek ölçü olamazlar ki... 

Bazı kardeşler, siyasi zemini, savaşı matematiksel zemin zannediyor. Dünyanın her yerinde iki kere iki dört ediyor. Dolayısıyla siyasi zeminde ve savaşta da iki kere iki dört eder zannediyorlar.

Öyle değil kardeşler, siyasi zeminde ve savaşta iki kere iki dört etmiyor. Bazen bir taraf için, sıfır ediyor, hatta eksi milyon ediyor ve diğer taraf için de beş ediyor, hatta artı milyon ediyor.

Suriye savaşında Rusya ve İran'ın dışında AB(D), israil ve NATO var dediğimizde birileri bize bıyık altı gülmüş, bir taraftan da kızmıştı. Orda AB(D), israil, NATO yok, cihatçı gruplar var demişti.

Bak kardeş, işin başında Türkiye'nin, Suudi'nin, körfez ülkelerinin arkasına sığındığı için görmediğin ABD, şu anda yol arkadaşlarının bazılarını yolda bırakmış, daha acı bir ifade ile satmış, orada üs kurmuş! Hala görmüyor musun!?

Suriye'deki savaşa dâhil olmadığımız için bize kızanlar, şimdi de niye onlarla hareket etmiyoruz, diye yine kızıyorlar.

Onun da cevabını verelim; Suriye'deki savaşın ortaya çıkacak sonuçlarını önceden görüp savaştan uzak durduğumuz gibi, İslam âlemindeki bu düşmanlığın nereye varacağını da şimdiden görüyoruz. Sizinle aynı dili kullanmaktan, bu konuda sizinle beraber hareket etmekten uzak duruyoruz. Haklı, haksız tarafını tartışmıyoruz bile, çünkü bize göre bu savaş, zalim-mazlum meselesinin, haklı-haksız meselesinin ötesinde bir mesele.

Bu düşmanlığın varacağı yeri söyleyelim. On binlerce mazlumdan, yüz milyonlarca mazlumların ortaya çıkacağı bir mesele. Bu düşmanlık ateşinin siyasi sonuçlarından korkuyoruz. İslam'a, Müslümanlara ve coğrafyamıza zararlarından korkuyoruz.

Suriye savaşının başında söylediklerimizi uzak görenler, söylediklerimiz onlar için bir şey ifade etmeyenler, bu söylediklerimizi de uzak görebilir ve bu söylediklerimiz de onlar için bir şey ifade etmiyor olabilir.

Çünkü onlar bizden daha fazla cihatçıdırlar! Çünkü onlar bizden daha fazla mazlumun durumunu düşünüyorlar ve bizden daha fazla zalimle savaşma cesareti taşıyorlar! Çünkü onlar bizden daha çok hak yolda bedel ödemişler ve ödemekten korkmuyorlar!

“Keskin sirke küpüne zarar”, “öfke ile kalkan nedamet ile oturur” diyen atalar da halt etmişler, onların nezdinde.

Evet, dostlar, itiraf edelim biz sizin kadar cesaretli değiliz, biz korkuyoruz. Suriye'deki savaşın başında korktuğumuz ve şimdi ortaya çıkan sonuçları gibi...

Biz, bu savaşın on yıllarca sürecek ve bütün İslam âlemine yayılacak bir mezhep savaşına dönüşmesinden korkuyoruz.

Kin, düşmanlık ekilen bir zeminde çok rahat başlayabilecek ve başlatılabilecek bir savaş. Siz zemin hazırlarsanız, biri kibrit çakar fark bile etmezsiniz.

Bir uçak düşürme ile değil mi ki az kalsın, Türkiye ile Rusya'yı savaştıracaklardı. O dönemde de bu gözü kara kardeşlerimizden, İslami televizyonlardan, az mı savaş tamtamları çalanlar oldu! Az mı savaşa girelim diyenler oldu!

Hülasa; ortaya çıkan acı sonuçlardan dolayı aklımızı kaybetmeden, tablonun daha kötüleşmemesi için basiretin yanında işin sonucunu gören ferasetle hareket edelim.

Kör öfke ve düşmanlık ile değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.