Abdullah YASİN

Abdullah YASİN

Umre ve ömür

Umre... Beytullah’ın, Allah'ın evinin ziyareti....

Hacc-ul asğar; yani küçük hac da denilir.

Umre; Hanefi ve Malikilere göre sünneti müekkede, Şafii ve Hambelilere göre ise farzdır.
Haccın farziyetinden önce, Rasulullah efendimiz aleyhisselatuvesselam ve sahabeleri umre yaparlardı...

Dolayısıyla ehemmiyeti çok büyüktür.

Bu ehemmiyeti bilenler ve idrak edenler için ise; çok çok daha muazzamdır, zira hacda olsun umrede olsun, ziyaret edilen Allah'ın en büyük şiarlarından olan Beytullah'tır. Allah'ın evine misafirliktir... Bu yüzden ve bu cihetle hacılara Allah'ın misafirleri de denilmiştir.

İslam'ın şiarlarıyla hemhal olmak ve yaşamında onlara yer açmak, gerçekten insanı Allah'a yaklaştırıyor. İnsanın yaşamını İslami düsturlara göre tanzim etmesine önayak oluyor. İnsanın hayatında ve hayatın o yoğun akışında uyanmasına ve gerçek hayatın amacını idrak etmesine vesile olup katkı sağlıyor.

Allah'a hamdolsun, Allah iki kızımı evine misafir etmeyi nasip etti. Halen devam etmekte olan bu umre süreci yolculuğun başından itibaren hayatımızda ayrı bir gündem oluşturdu. Yaşamımıza yeni bir renk, tat ve koku kattı... Çocuklarımın bir yandan Kâbe’ye sarılıp ağlamaları bir yandan dua ve zikirleri gerçekten sanki biz ordaymışız gibi bir hissiyat uyandırdı, zaten orada olan bizden bir parça...

Allah cümlemize nasip etsin hem hacc-ı ekberi hem de hacc-ı asğarı...

İnsanın uğraştığı şeyler, insanın hayatına rengini, tadını ve kokusunu bırakır. Özellikle bu yaşadığımız zamanlar, mekanlar ve imkanlar; eğer İslam rengiyle renklenmemişse, gerçekten bizi sıratı müstakimden uzaklaştırmaya o kadar müsaittir ki tahminlerin ötesinde...
Bu yönüyle günümüzde Müslümanların yaptığı İslami etkinlikler, faaliyetler, hareketler çok önemli ve kıymetdardır. Teorinin pratiğe yol bulmasıdır. Niyetin amele geçmesidir. İslami yaşam bir süreçtir... Sırat-ı müstakimin başından sonuna kadar devam eden bir süreç…
Bu süreç aynı zamanda bir yolculuk sürecidir. Unutulmamalıdır ki yol uzadıkça yolcu yorulur. Ve iyi bilinmelidir ki bu yol tek başına yürünecek bir yol değildir. Müslümanların bu tarz etkinlikleri faaliyetleri adeta yoldaki enerji istasyonlarından gerekli yakıtı almak gibidir. Özellikle hac ibadeti veya mümkün olmuyorsa en azında bir umre; müminin hayatında çok çok önemli bir kilometre taşıdır. Bir Müslümanın hayatında bir kez de olsa; Allah’ın evini, yani Beytullah’ı, Kâbe'yi ziyaret etmesi onun kalan dünya hayatı ve özellikle de ahiret hayatı için büyük öneme haizdir. Zaten bu yüzden her Müslümana ömründe bir defa olsa bile Beytullah’ı tavaf etmesi farz kılınmıştır. Çok aşırı bağlayıcı bir engel olmazsa, Beytullah’ın tavafı İslam'ın beş şartından biri sayılmıştır.

Bazı yerlerde olduğu gibi memleketimizde de haccın ileri yaş dönemlerinde yapılması neredeyse bir gelenek halini almış durumdadır.

Fakat son zamanlardaki uyanış, bu yanlış düşünce ve temayülü kırmaya meyyal bir şekildedir. Aslında hac ibadetinin hatta umrenin genç yaşlarda yapılması, pek çok açıdan çok önemli ve iyidir. Çünkü insan genç iken sadece haccı daha iyi yapmaktan ziyade, hayatının geri kalanında günahtan fuhşiyattan, küfürden, şirkten, nifaktan uzak durma zeminini sağlayabilir ve sağlamlaştırabilir.

Bu yönüyle ömürde umrenin önemi çok büyüktür. Ne hikmetse ikisi de aynı kökten gelmektedir. Rabbim bütün Müslümanlara nasip etsin. Şu anda Allah'ın evinde ve Allah'ın misafiri olanlara, o mübarek topraklarda Allah'ın huzurunu yakından idrak edip gözyaşı dökenlere selam olsun... Dualarını talep ediyoruz... O dualar ümmetin hayrına ve saadetine vesile olsun inşallah ...

Bu güzel temenni ve dua ile ;

Allah’a emanetsiniz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.