Ya malını ya canını

 YA MALINI YA CANINI

Amerikan Başkanı Trump, yaptığı bir konuşmada şunları söylemiş: "Suudi Arabistan'ı seviyorum. Onlar harika. Kral Selman. Bu sabah onunla konuştum. Dedim ki ‘Kral, trilyonlarca doların var. Biz olmasak ne olacağını kim bilir… Bizimleyken tamamen güvendeler. Ancak biz almamız gerekenleri alamıyoruz'"

Bu sözleri gördüğümde Amerikan tarihini düşündüm bir an. Tümüyle Avrupalı haydutlar tarafından kurulan, tüm sorunların güçle çözüldüğü bir ülke.

Kimin gücü kime yeterse o hayatta kaldı yıllarca.

Sonra anlaştılar, uzlaştılar ve tüm haydutluğu “Birleşik Devletler”e verdiler.

Haydutlar birileri ile karşılaştıklarında “Ya malını ya canını” diye tehdit ederlerdi. Yıllarca üstü kapalı olarak yapılan bu uygulamayı şimdi Trump açıkça uyguluyor.

Geçenlerde “Kürtler harika insanlar, bizim için ölüyorlar” dedi Trump. Bu ifade, tehdidin “Ya canını” kısmını teşkil ediyor. Şimdi Suudi kralı için de “ Onlar harika. Ancak biz almamız gerekeni alamıyoruz” demiş. Bu da tehdidin “Ya malını” kısmını teşkil ediyor.

Yani haydut yine “Ya canını ya malını” diyor. Canını ve malını verenler de “Harika insanlar” oluyor.

YANLIŞ HESAP

CHP Abant kampında milletvekillerine bir rapor sunmuş.

Genel merkezin uzun çalışmaların sonunda hazırladığı rapora göre CHP'nin kazanabilmesi için AK Parti'nin kaybetmesi gerekiyormuş.

Şimdi bazıları “Bunu anlayabilmek için ne siyasal analizci ne de hesap uzmanı olmaya gerek yoktu” diyebilir; ama sanırım burada her iki tarafa da itiraz etmek zorunda kalacağım.

Ortada sadece CHP ve AK Parti yok ki, biri kaybettiğinde diğeri kazansın.

Mesela AK Parti bu son seçimde MHP ve İYİ Parti'ye 7-8 puan civarında oy kaptırdı.

Bu arada CHP de HDP ve İYİ Parti'ye bir miktar oy “hibe” etti.

Hadi İYİ Parti'ye giden hibe oylar geri döndü diyelim, peki HDP'ye giden oyların tekrar CHP'ye dönmesi garanti mi?

Yani demem o ki, oy zemini çok kaygan ve AK Parti'nin kaybettiği oylar CHP'ye gitmeyebilir.

Yanlış hesap sandıktan dönebilir.

KİME ŞİKAYET EDELİM?

AK Parti grup toplantısında konuşan Başkan Erdoğan şunları söyledi:

"Marketlerde şurada burada, sizler işi en yakın teftiş eden insanlarsınız. Gerçekten alışılmadık şekilde ürünlerde fiyat farkları varsa bunları hemen belediye zabıtalarına iletin.”

Bundan şunu anlıyoruz.

Vatandaş aşırı zammı zabıtaya şikayet edecek, zabıta da zam yapanlara ceza kesip fiyatı indirecek.

Doğru mu anlamışım?

Öyleyse Sayın Başkan'a bir sorumuz var.

Şu doğalgaz ve elektriğe yapılan anormal zamları kime şikayet edelim?

FIRSATÇILIK VE STOKÇULUK

Ekonomi ile ilgili Amerikan kuruluşu McKinsey ile danışmanlık anlaşması imzalandı; ama öyle görünüyor ki, bu pek etkili olmadı. Eleştirilerin odağındaki isim olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, son 15 yılın en yüksek rakamlarına ulaşan enflasyonun sebebini ‘fırsatçılık' ve ‘stokçuluğa' bağladı.

Hem McKinsey meselesinde hem de Albayrak'ın açıklamalarında ciddi problemler var.

Bir defa adı geçen şirket, Türkiye'nin birçok meselede problemler yaşadığı Amerika'dan idare ediliyor. Şirket aynı zamanda Netanyahu'ya da danışmanlık hizmeti veriyormuş.

İkinci mesele ise eğer ekonomide yabancı bir şirkete danışıyorsan demek ki sen ekonomi nasıl idare edilir bilmiyorsun.

Gelelim bakanın “Fırsatçılık ve stokçuluk” ile ilgili iddiasına…

Son zamları ve dolayısıyla enflasyonun “stokçulukla” çok fazla bir alakası yok. Yani fiyat artışı ürünün stoklanmasından ve piyasaya az miktarda arz edilmesinden kaynaklanmıyor. Ürün var ve fiyatı anormal derecede yükseltildi.

Kaldı ki…

Fırsatçılık ve stokçuluk varsa ve devlet bunu önleyemiyorsa, bu, devletin de iyi yönetilemediğini gösterir.

Yani Berat Albayrak'a demek istiyoruz ki…

Sen devlet isen stokçuluk ve fırsatçılığı önlemek zorundasın. Senin yerin şikayet yeri değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.