Yaşlılar bela ve musibetlere karşı toplumun sigortasıdır

Yaşlılar bela ve musibetlere karşı toplumun sigortasıdır

İmam-Hatip Mahmut Kılınç, İslam dininin; yaşlılara hürmet etme, istifade etme ve onlara hizmet etmeyi emrettiğini belirterek huzurlu yaşamak isteyen insanların bereket vesilesi olan yaşlılara sahip çıkması gerektiği tavsiyesinde bulundu.

İslam dini yaşlılara hürmet etmeye büyük ehemmiyet vermiştir. Yaşlılar toplumda çok önemli boşlukları dolduran kimselerdir. Yaşlılar, o evreye erinşinceye kadar gösterdikleri yararlılıklar ile topluma hizmet ettikleri gibi yaşlandıktan sonra da topluma faydalı olmaya devam etmektedirler.

Yaşlıların büyük bir huzur kaynağı olabileceğini kaydeden Kılınç, yaşlılığın peşinden gelen ölümle birlikte yeni bir doğuşun gerçekleşebileceğini söyledi.

Yaşlılık insan ömrünün en zor çağı olsa da insan yaşamıyla kıyaslandığında kısa bir döneme tekabül ettiğine dikkat çeken Kılınç, "Yaşlılık, insan doğasında var olan fıtri bir kanun, hayat maratonunun son durağıdır. Doğum, çocukluk, gençlik, olgunluk döneminden sonra, insanoğlu kendini ihtiyarlık potasında bulur. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de 'Allah sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren sonra gücün ardından bir güçsüzlük verendir. O dilediğini yaratır. O hakkıyla bilendir. Hakkıyla kudret sahibidir.' Yetişkinliğin bir uzantısı olan yaşlılık, ömrün ileriki döneminde insanda fiziksel ve ruhsal değişmelerin görüldüğü bir evredir. Bilindiği üzere yaş ilerledikçe insanın kamburlaşması, bedendeki derinin buruşması, saçların ağarması ve dökülmesi gibi belirtiler ile birlikte vücudun tüm fonksiyonlarında yavaşlama, kuvvetten düşme gibi durumlar bariz bir şekilde görülür. İnsanın yaşlılıktan kaçması veya yaşlılığın insana bulaşmaması mümkün değildir. Her genç yarın kendilerini ihtiyarlık koltuğuna oturur bulacaktır. Her genç yaşlı olmaya adaydır. Yaşlılık, insan ömrünün en zor çağı olsa da insanın sonsuz yaşam serüveninde kısa bir dönemdir." şeklinde konuştu.

download.png

"Bereket büyüklerinizin yanındadır"

Yaşlıların tecrübe ettikleri yaşantıları yeni nesillere aktarmak ve gençlerin de yaşlıların tecrübelerinden istifade etmekle ömürlerinin daha da bereketleneceğini ifade eden Kılınç, "Eğer Yaşlılıkta geçmişin muhasebesi yapılır ve geçmişin tecrübe ve birikimleri yeni kuşaklara aktarılırsa geçen ömür kıymetli ve bereketlidir. Dinimiz İslam, yaşlıları sevmek, onlara hürmet etmek, tecrübelerinden istifade etmek, onlara hizmet ederek dualarını almayı emretmektedir. Bununla ilgili Hazreti Peygamber bazı hadislerinde şöyle buyurmaktadır, 'Herhangi bir genç yaşlılığından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, Allah da yaşlandığında ona hürmet edecek kimseler var eder.' Bir başka Hadis-i Şerifte, 'Düşkünleri görüp gözetiniz. Zira siz, ancak düşkünleriniz sayesinde yardım görür ve rızıklandırılırsınız.' diye buyruluyor." ifadelerini kullandı.

"Yaşlılar bir takım bela ve musibetlere karşı o toplumun sigortasıdır"

Kılınç, "Allah’ın bir emaneti olarak insanın yanında bulunan gerek anne-babası ve gerekse diğer yakını olan ihtiyarlar, onun için rızkının genişleme vesilesidir. Bir toplumda bulunan yaşlılar da bir takım bela ve musibetlere karşı o toplumun sigortasıdır. Peygamber, bu hususta şöyle buyurmuştur, 'Beli bükülmüş ihtiyarlar, süt emen bebekler ve otlayan hayvanlar olmasaydı, başınıza büyük azap gelecek ve sel gibi belalar akacaktı.' Huzurlu bir yaşam geçirmek isteyen herkes yaşlılarına sahip çıkıp iyi davranmalı, yaşlıların kadr-u kıymetini bilmeli, onların hayır dualarını alıp gönüllerini kazanmalıdır." dedi.

Hazreti Muhammed Aleyhisselam ve ashabın yaşlılara verdiği öneme değinen Kılınç, "Peygamber Efendimiz yaşlılara hürmet eder, ashabının da hürmet etmesini isterdi. Mekke'yi fethettiği zaman Hazreti Ebu Bekir, yaşlı babası Ebu Kuhafe’yi Müslüman olmak için Resulullah'ın huzuruna getirir. Hazreti Peygamber Efendimiz, 'Ey Ebu Bekir! Şu ihtiyar babanı neden buraya kadar yorup getirdin. Onu evinde bıraksaydın ben onu ziyaret ederdim.' buyurarak yaşlılara hürmet etmenin İslami ve insani bir görev olduğunu bize gösteriyor. Atalarımız 'Ne ekersen onu biçersin' demişlerdir. Yaşlılarla nasıl muamele ederseniz size de öyle davranılacaktır. Yaşlılarınızı terk etmeyin, onları kırmamaya çalışınız, onlara kötü laflar söylemeyin, onları huzur evlerine bırakmayın, yaşlılarınızla evlerinizde huzurlu bir hayat geçirin. Yaşlılarımız aile sıcaklığını, evladının ve yakınlarının şefkat ve merhametini yakından hissetmeli, sosyal ortamlardan kopmamalıdır. Bu dönemde ortaya çıkabilecek yalnızlık, terkedilmişlik ve değersizlik hissi, yaşlılarımızın zaten zor olan hayatlarını daha da zorlaştıracaktır. Rabbimiz, yaşlılarımıza of demeyi bile yasaklıyor. " şeklinde ifade etti. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler