Yerleri ve gökleri sevindirin

Yüce Allah’ın Kuran-ı Kerim’de üzerine yemin ettiği on geceyi/günü yaşıyoruz.

“Fecre, on geceye, çifte ve teke, bürüdüğü zaman geceye and olsun...” (Fecr Suresi)

Zilhicce ayının bu günleri Hac günleridir. Milyonlarca kardeşimiz kutsal ibadetlerini yerine getiriyor bu günlerde. Allah ibadetlerini ve dualarını kabul etsin, selametle yurtlarına, ailelerine kavuştursun.

Tabi bu günler aynı zamanda İbrahimî günlerdir. Hz. İbrahim ve eşi Hacer ile oğlu İsmail’i yaşıyor milyonlarca Müslüman.

Hz. İbrahim ve ailesinin yaşadıklarını Allah, sonraki Müslümanlara ibadete dönüştürdü. Allah, Hz. İbrahim ve ailesini imtihan etti ve onlar imtihanlarını tam olarak yüzlerinin akı ile başarılı bir şekilde verdiler. “Rabbi ona teslim ol, dedi. O da Alemlerin Rabbine teslim oldum dedi.” Allah bu teslimiyeti aklı, kalbi, ruhu, sözleri ve eylemleri ile sergileyen Hz. İbrahim’i insanlara imam/önder ve ailesini de örnek kıldı.

İnsanlar içinde onların makamlarını yüceltti ve onlara güzel bir nam bıraktı. Binlerce yıldır yüz milyarlarca Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman O’nu anıyor, O’nun ve ailesinin hatıralarını yaşıyor.

Hacca giden herkes Hz. Hacer gibi Safa ve Merve arasında koşmak zorundadır. Onların taşladığı gibi Mina’da şeytanı taşlamak zorundadır.

Ve bir de kurban kesmek var tabi. Kurban Bayramlarında kestiklerimiz aslında Hz. İsmail’in kurtuluş akçesi olan kurbanlıklardır. Rabbi O’nu sınamak için oğlu İsmail’i kurban etmesini istemiş, baba-oğul bu emre teslimiyet içinde boyun eğmiş ve emri icra ederken Allah, kulluğun zirvesi olan bu sadakati kabul etmiş ve İsmail’e karşılık kurban edilmek üzere Cebrail (as) ile bir koç göndermişti.

Kurban meselesi Hz. İsmail ile başlamadı. İlk insandan beri var olan bir ibadettir. Kur’an’da Hz. Adem’in iki oğlunun sundukları kurbanların haberi anlatılır.

Ancak kurban, Hz. İsmail ve Hz. Abdullah ile zirveye ulaştı. Yüce bir değer ve anlam kazandı. Resulullah’ın (sav) “Ben (Allah’a sunulan) iki kurbanlığın oğluyum” diyecek kadar büyük bir değer ve anlam...

Gücü yeten her Müslüman kurban keserek bu değere ve anlama ortak olmalı. Kurban ile Allah’a yaklaşmalı. Sadece Allah’a değil, insanlığa ve insanlara yaklaşmalı.

Kurban üç boyutlu bir yaklaşmadır; kurban kesen kimse ibadet ile Allah’a; iyilik ile insanlığa; kurbanın eti ile insanlara yaklaşır.

İyilik kişiyi insan yapar. Kurban bir ibadet olduğu kadar bir iyiliktir de. Bugün dünya üzerinde Müslüman veya gayr-i müslim, yıl boyunca evine et girmeyen milyonlarca insan var. Etin tadını ve kokusunu unutanlar var. Kesilen kurbanın takvası Allah’a ulaşırken, eti bu insanlara ulaşıyor.

Kurban yerlerin ve göklerin bir iyilik ve sevinç şenliğidir. Yetim seviniyor, fakir seviniyor... Allah seviniyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.