Yüreğimiz yandı

Hepimizin yüreği Ankara'da bir haftadır kayıp olan Minik Eylül'ün (8) bir elektrik direğinin dibinde gömülü olan bedeni üzerine yandı. Bu acı bize tekrardan insan olduğumuzu hatırlattı. İnsanlık adına işlenen suçlar karşısında tek bir ses tek bir haykırış olduğumuzu anladık. Ve herkesin dilinde insanlık sahasının dışına çıkan bu yaratık için idam nidaları yükseldi.

“Kısasta hayat vardır” diye buyurur yaradanımız.

Öldürülenler için geri dönmek yoktur elbet. Ancak bu sistem devam ettiği sürece yürek yangınımızı tutuşturacak daha çok acılar bizi bekliyor malesef.

Evet böylesi ahlak yoksunu katillere kısas diyoruz. O annelerin yüreğine bir nebze tesellinin bu karar olacağına, ülke vicdanı olarak inanıyoruz.

Peki idam edilmesi gereken sadece o katiller mi sizce?

Küçük Eylül'ün katili öldürüldükten sonra, dinecek mi annelerin kaygısı?

Kadınlarımızın küçücük çocuklarımızın kurban edildiği tirilyonluk sermayelerle teşhir edilen günah bataklıkları da idamı hak etmiyor mu?

Diziler, filmler ve sosyal medya ağlarında servis edilen algıların da idam vakti gelmedi mi?

Daha somut bir ifade ile topluma baş tacı edilen model ve ideal olarak sunulan dizi film sanatçılarının çoğunu o dereceye getiren oynadıkları dizilerdeki ahlak dışı sahneler değil mi?

TV'lerde oynatılan dizi filmlerin yüzde doksanında, aile mefhumunu ortadan kaldıran diyaloglar, kimin kime göz kırpacağı belli olmayan akraba ilişkileri,  gençleri bu tür fillere sevk eden sahneler, kadın ve çocuk istismarı üzerine kurgulanan senaryolar yer almıyor mu?

Yerel kanallarımızda estetize edilen bunca haram ve günahların idam kararı gelmedikçe maalesef ki ifsat yolunda ilerleyen toplumumuz, bu insanlık dışı güruhlardan temizlenmemekle karşı karşıyadır.

RTÜK eli ile evlerimize hanelerimize musallat edilen bu günah yuvalarının bizden çaldıklarının sorumlusu da yine RTÜK'ü koruyan devlettir.

Kendi ellerimizle yetiştirip korumaya çalıştığımız evlatlarımıza kasteden bu mahlukları yönlendiren sosyal ağlar üzerinde bir düzenleme ve bu tür suçları işleyenler için kanun olarak caydırıcı bir hüküm çıkarılmadıkça ülke olarak huzursuz, anneler ve kadınlar olarak hep bir gaygı ile yaşayacağız ülkemizde.

Bu ülkenin vatandaşı olarak ve yarınları yetiştirecek anneler olarak, devlet yetkililerinden daha huzurlu ve sağlam nesiller yetiştirmek adına bu gidişata dur demelerini bekliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.