Zalimden taraf olmamak

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasûlüne olsun.

Müslümanlar olarak Kur’an’dan ne zaman konuşacak olsak onun dünya ve ahiret saadetimiz için en güzel yol gösterici olduğunu söyler, “Kur’an hayat rehberidir.” deriz. Dikkatli bakan herkes Kur’an-ı Kerim’deki birçok uyarı ayetinin dünya için de geçerli olduğunu görür. Bu ayetlerden en dikkatimizi çekeni Hud suresi 113. ayettir. “Zulmedenlere meyletmeyin, sonra ateş size de dokunur.” buyurur Rabbimiz.

Zulmeden birine meyledip ondan dolayı sıkıntıya uğrayan nicelerini görmüşüzdür. Gerek fertlerin gerek toplumların zulmedenlere meyletmesinin birçok sonucunu görmüşüzdür. Zalimlere meyledenlerin ortak özelliği “Herkese yapar da bana yapmaz.” demeleridir. Zalim bir kişiyle evlenen insan, “Ben eşi olacağım bana yapmaz.” diyerek evlenir. Yani bir manada zalime meyleder. Zalimle iş ortaklığı yapan, ortaklığına ve dostluğuna güvenir. Zalim birinin elinin altında çalışan veya maiyetinde olan kişi de o zalime olan yakınlığına sığınır. Sonunda başkalarına yapılan onlara da yapılır. Hiç olmazsa o zalime yöneltilen beddualar, onun yanındakilere de dolaylı olarak dokunur. Demek oluyor ki zalimlere meyletmenin ateşi daha dünyadayken başlar insanı yakmaya.

Mazlumun bedduası ateş gibidir. Alevlerinin nerden başlayıp nereye kadar yakacağı belli olmaz. Yanında kimleri yakacağını, kimlerin huzurunu kaçıracağını ancak Allah bilir.

Fertler arasındaki zulümler bile gözle görülebilir sonuçlara sebep olurken, toplumları hatta dünyayı sarsan zulümlerin sonucu ne olur dersiniz? Bunu bugünlerde hepimiz görüyoruz.

Amerika yanıyor ve bundan kimse mutsuz değil. Aksine her yerde bir bayram havası… Herkes, bir bidon benzin de kendisi dökememenin üzüntüsünde. Zalime dostluk, o zalim düşene kadardır. Evet, düşenin dostu olmaz ama zalim daha düşmeden kaybeder dostlarını. Zalim düşerken el uzatanı olmaz. Kurtulması, refaha kavuşması için dua edeni de olmaz. El uzatan, itip düşürmek için uzatır elini; dua eden, daha çabuk helak olması için dua eder.

Ülkelerin halinden ibret almalı insan. Ne zalim olmalı ne de mazlum. Zira bu Rabbimizin emridir. Mazlumlar zulme yeterince karşı koymadıkları için zalimler zulme cüret ederler. Etrafımızdaki zalimler bizim eserimiz… Sevip şımarttıklarımız… Sevmeyip katlandıklarımız… Sesimizi çıkarmadıklarımız… Gözümüzü kapattıklarımız… İdare ettiklerimiz… Besleyip büyüttüklerimiz… Listeyi çoğaltabilirsiniz.

Zalimin yanında olmamak yetmez. Karşısında da olmak gerekir her şartta. Hakkı görünce sahiplenmek, hakka taraf olmaktır akıl sahibi her insanın görevi. Firavun’un yanındaki sihirbazlar buna en güzel örnektir. Sihirbazlar Firavun’a, onun en iyi adamları olmak şartıyla Hz. Musa’yı yeneceklerini söylemişler ancak hakikati görür görmez ona teslim olmuş ve “Harun ve Musa’nın Rabbine teslim olduk.” demişlerdi. İşte ancak bu şekilde döner zalimin ateşi şehadet şerbetine.

Rabbim özelde ve genelde hiçbir yanımızı zalimden taraf etmesin. Öyle ki zalim düşerken, kaybedecek değil kazanacak şeylerimiz olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.