Şeytan, insanoğlunun en büyük düşmanıdır. Bütün melekler babamız Âdeme secde ederken, şeytan böbürlenerek Allah'ın emrine isyan etti, karşılığında da kovuldu ve lanete uğradı. Bununla kalmayarak babamız Âdem ve annemiz Havva'nın cennetten kovulmasına ve imtihan diyarı olan dünyaya gelmemize sebep oldu.

Kur'an'ın birçok yerinde apaçık düşmanımızın şeytan olduğu, şeytanın oyun ve hilelerine kanmamızhalinde başımıza gelecekleri anlatan birçok ayet vardır.

“Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o, apaçık bir ziyana uğramış olur. Şeytan onlara vaat eder ve onları boş kuruntularla oyalar. Oysa şeytanın onlara vaadi, aldatmadan başka bir şey değildir.” (Nisa Suresi, 119-120)

Esas vatanımız olan cennetten kovularak sıkıntı ve meşakkat diyarı olan dünyaya gelmemize sebep olması bile şeytana düşman olmamız için yeterli sebeptir.

Bütün bunlara rağmen insanoğlu, Allah'ın emir ve uyarılarına kulak asmaz, şeytanın arkasından giderek hüsrana uğrayanlardan olur.

Şeytan, insana zor ve sıkıntılı anlarda kendisiyle birlikte olduğunu telkin eder, ama zor durumda kalınca yüzüstü bırakır, kaçar gider.  Ayet bu durumu şöyle ifade eder:

“Şeytanın durumu gibi; çünkü insana "İnkâr et" dedi, inkâr edince de: "Gerçek şu ki, ben senden uzağım. Doğrusu ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" dedi.”(Haşr Suresi, 16)

Bu ikiyüzlülük ve kandırma salt şeytana has değildir. Şeytanın arkasından giden, ona asker ve uşak olanlar için de geçerlidir.Onlar da kendilerine bunu meslek ve alışkanlık edinmişlerdir. Maddi menfaat ve değişik vaatlerle kandırdıklarını zor anlarda yüzüstü bırakır, daha büyük bir menfaat karşılığında satmaktan geri durmaz.

Tarihteki emperyalist güçlerin tümü bu oyun ve taktiği aynen uygulamışlardır.

Günümüzdeki emperyalist güç Amerika, şeytana taş çıkartacak bir biçimde bunu uygulamaktadır. Şeytani emel ve politikaları için birçok halkı ve devleti kullanır, müttefik ve dost olduğunu ifade eder, sırtını sıvazlar, ağzına birkaç kaşık bal çalar. Ta ki menfaat ve çıkarı bittiği ana ya da kendisine gelecek zararı görünceye kadar… Dost, müttefik, vaat, vefa dinlemez, hemen sıvışır, ardına bakmadan kaçar gider.

Takdir mi, imtihan mı, kader mi, cehalet mi, başka bilemediğimiz nedenlerden mi, ancak Allah bilir. Emperyalistlerin oyunlarına en çok kanan maalesef Kürtler olmaktadır. Dün ve bugünBarzani ailesini defalarca, kendisine kanan İran ve Türkiye Kürtleri vebugün sekülerSuriye Kürtleri aynı oyun, entrika vedeğişik vaatlerle kandırılmakta, yüzüstü bırakılmaktadır.

Amerika, yıllardır Türkiye'yi müttefik ve dost diye kandırdı, uyuttu, başına türlü türlü oyun ve hileleri getirdi.

Arap krallarını yerine göre damardan girerek, yerine göre birbirine kırdırarak petrollerini hortumlamakta, servetine servet katmaktadır.

Şeytanı güçlü kılan ve kanmamıza sebep olan, Rabbimizin emir ve uyarılarını kulak ardı etmemizdir.  Eğer bizler ihlaslı olur, vahyin öğretilerine riayet edersek, şeytan ve hilesi bize hiçbir şey yapamaz. Bilelim ki hilesi de oyunu da çok zayıftır.

Amerika ile iş tutmak şeytan ile iş tutmaktır. Amerika ile müttefik olmak şeytan ile müttefik olmaktır. Amerika ile müttefik olanların hazin sonu ortadadır. Amerika'nın müttefikliği ile huzur, güven, emniyet gelmez. Savaşlar, çatışmalar ve kaoslar sona ermez. Ne insanlar ne de ülkeler huzur bulur. 

Ümmet coğrafyası olarak, Amerika ve emperyalistlerikendi topraklarımızdan kovmadıkçarahat etmez,huzura ermez,topraklarımızın savaş meydanı olmasına engel olamayız. Iraklarımız ve Suriyelerimiz ise hiçbir zaman sona ermez.