Avrupalı fıkhı

Yaşadığımız asrın en büyük sorunu, kuşkusuz, gayrı İslami sistemlerle idare edilmek.

Bu sorundan en fazla muzdarip olanlar da, halkının kahir ekseriyetini gayrı Müslimlerin oluşturduğu yerlerde yaşayanlar, özellikle de sayıca çok olduklarından ötürü Avrupa’dakiler.

Hamdolsun, ömürlerini insanlığın sorunlarını çözmede harcayan İslam ulemasının yol göstericiliğinde, günümüzün âlim ve ilmi heyetleri, içtihatlarıyla, her meseleyle ilgili İslami bakış ve tavrı ortaya koyuyorlar ki, Müslümanlar, hiçbir mazeretleri kalmayacak şekilde bilgi sahibi oluyorlar.

Lakin bu dönem o kadar keskin çelişkileri barındırıyor ve maalesef, alternatif üretip bulmada o denli çaresizlik içinde bulunuluyor ki, meselelere; ancak “istisnai durumlar fıkhı”yla yaklaşmak zorunda kalınıyor.

Halbuki bu yaklaşım oldukça hassas davranmayı gerektirir.

Aksi halde şer’i mesuliyetin yerine getirilmemesi hali oluşur ki, hiç kimse bunun altında kalmak istemeyecektir.

Zira “istisnai durumlar fıkhı”na;

Sadece ilgili dönemin şartlarına has bir şekilde uygulanarak,

Salt o dönemle sınırlı,

Daha uygun bir alternatif her üretilip bulunduğunda geçerliliğini yitiren,

Geçerliliği, normal şartlara dönmek amacıyla tüm imkânların sarf edilmesi koşuluna bağlı olacak şekilde… diye sıralayabileceğimiz bu ve benzeri fıkhi esas yükümlülüklere riayet edildiğinde cevaz verilebiliyor ancak.

Yani…

Böyle durumlar için hüküm verilip uygulanacağında;

Zararı daha az olanın tespit edilmesi,

Daha uygunu bulunana kadar geçerli olması,

Kısa vadede, daha uygununu bulana dek tüm çabanın sarf edilmesi,

Uzun vadede ise, asıl şer’i hükmün uygulanması için sürekli bir hazırlık gayreti içinde bulunulması… gibi son derece hassasiyet gerektiren şartlara azami derecede dikkat edilmek zorundadır.

Tüm bu çok duyarlılık gerektiren durumlara karşı, yukarıda ifade ettiğim üzere, hamdolsun, ilgili fetva heyetleri ciddi çaba ve çalışmalar ortaya koyuyor ki, sorunlara karşı toplu tavır geliştirme imkânı verdiğinden; problem, olabilecek asgari sınıra indirilmesi sebebiyle nispeten kolay atlatılabiliyor.

Sözün özü;

Mezkûr yerlerde yaşayan Müslümanlar çok hassas davranmak zorunda.

Allah kısmet ederse konuya devam etmek istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.