Bunların "Eksik Teşebbüs" İse, Başkalarının ne Oluyor?

Yaklaşık 3 yıldır süren Balyoz Darbe Planı davasında geçen hafta sanıklara ceza verildi. 250’si tutuklu, 365 sanığın yargılandığı davada 3 emekli komutan önce ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı, ancak bu ceza, ‘darbeye eksik teşebbüs’ten 20 yıla indirildi. Emekli ve muvazzaf askerlerin yargılandığı ve sadece 2 sivil sanığın bulunduğu davada, 34 kişi ise beraat etti.

Mahkeme, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ı “Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ancak daha sonra “eksik teşebbüs”ten mahkeme bu cezayı 20 yıla çevirdi. Mahkeme ayrıca, diğerlerine de daha düşük cezalar verme yönünde karar aldı. Burada bir emir komuta zinciri içerisinde hareket eden askerlere aynı rakamlarla cezaların verilmesi elbette ki tartışılabilir. Çünkü biri öbürüne bu emri vermiş ve bir cürmü yaptırma yoluna gitmişse, alacağı ceza az da olsa diğerine göre farklı olmalıdır. Benim burada dikkatleri çekmek istediğim şey şu “eksik teşebbüs” meselesidir. 

Aslında bu “eksik teşebbüs” meselesi doğru değildir. Ortada ‘tam teşebbüs ama başarısız’ bir durum var. Halkı sözde dış güçlerin saldırısından koruyacak komuta kademesi tam bir cinayet planı içerisine girmiş olup konuyla ilgili “tam teşebbüs” denecek kadar provalar bile yapmıştır. Fatih Camisi ve Beyazıt Camisi ile ilgili bombalama eylem planı ve bunlarla ilgili ortaya çıkan çanta dolusu krokiler, hafızalarda tazeliğini koruyor. Aslına bakarsanız mahkeme bile bunu ifade etmeye çalışmış ve “Sanıkların ellerinde olmayan sebeplerden dolayı sonucun meydana gelmediğini” belirterek, gerçekleşemeyen darbenin, yolunda gitmeyen nedenlerden dolayı tamamlanamadığının altını çizmiş ve bu tespitte bulunmuştur. Fakat mahkeme, işlerini başarıyla(!) yapamadıklarının karşılığı olarak sanıkların cezalarını, 61. maddenin 1. fıkrası uyarınca 20’şer yıl hapis cezasına çevirmiştir.

Peki, bu muvazzaflar, amaçları doğrultusunda hedefe ulaşmış olup bu darbeyi gerçekleştirmiş olsalardı, o zaman bunun çeyreği bile ceza verilebilir miydi? Daha doğrusu kim onların yargılanmalarından söz edebilirdi ki?  Halbuki darbe olup şuan ki mahpuslar muktedir olsalardı, bu, “tam teşebbüs” olacağından, ağır müebbetle yargılanmaları gerekirdi. Oysaki 12 Eylül ve 28 Şubat gibi “tamamlanmış, başarıya ulaşmış” darbelerle ilgili nasıl bir sürecin devam ettiği hepimizin malumu. Yani “tam teşebbüs”ün “müteşebbisleri”  “eksik teşebbüs”ün “müteşebbis”leriyle aynı akıbeti henüz paylaşmıyor maalesef.

Bütün bunları, illaki “az ceza aldılar” anlamında söylemiyorum. İndirim için öne sürülen gerekçeye dikkat çekip başka mağdurları örnek vermek istiyorum.

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana birçok kişiye; “rejimi devirmek” “anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmek” vesair suçlamalarla 146 vb. maddelerden müebbet hapisler, ağır müebbet hapisler hatta idam cezaları verildi. Şimdi, “rejim” de “anayasal düzen” de daha yerinde olduğuna göre bu insanlara da “eksik teşebbüsten” bir indirim yoluna gidilemez miydi? Çünkü ikisi de silahlı, ikisinin de hedefinde “müesses nizam” var ve ikisi de “kendi ellerinde olmayan nedenlerle amaçlarına ulaşamamış” ve “eksik teşebbüs” sıfatına havi olmuşlardır. Şuana kadar müebbet alanlara da “eksik teşebbüs”ten ceza indirimi uygulanamaz mıydı? Birileri bana kanun maddelerini okuyabilir, onlar şöyle bunlar böyle, diyebilir, ama ben evrensel ve mantıksal bir yaklaşımla, “muktedirler” açısından ikisinin arasında bir farkın olmadığını düşünüyorum.

Siz bırakın “silah zoru” vesair konuları, üyelikten net 9,5 yıl hapis cezası yatanları biliyoruz. Sadece üyelik suçundan şu anki darbecilere verilen cezanın aynısıyla yani 20 yıl hapisle cezalandırılanları görüyoruz. Birilerine “suça eksik teşebbüs” indirimi varken başkasına niye olmasın?

Selam ve dua ile

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.