Diyarbakır'da Huzurlu Aile, Umutlu Gençlik semineri

Diyarbakır'da Huzurlu Aile, Umutlu Gençlik semineri

​Köklü Değişim Medya tarafından merkez Yenişehir ilçesinde bir düğün salonunda düzenlenen programda konuşan Köklü Değişim yazarlarından Musa Bayoğlu, Batı'dan alınan kanunlarla "aile" mevhumunun uğradığı tahribatın boyutlarını anlattı.

Batı'dan alınan kanunların yıllarca Müslüman halka dayatılmasına rağmen, Müslümanların İslam'ın esaslarına riayet ettiğini belirten Bayoğlu, "Bir gecede İslam'ın bütün emirleri kaldırıldı ve onun yerine İtalya'dan Ceza, Almanya'dan Ticaret, İngiltere'den Yönetim Sistemi, Fransa'dan Laiklik Kanununu getirip uyguladılar. Huzurlu aileyi korumak adına Rabbimizin indirdiği esaslar kaldırıldı. Onun yerine ise İsviçre'den alınan Medeni Kanun'u 1926 yılında uygulanmaya başlandı." dedi.

Bayoğlu, "İsviçre Medeni Kanunu İsviçreliler için hazırlanmıştı ama o kanun tercüme edildi ve başına Türk kelimesi eklendi. Bu kanun da Türkiye'deki Müslümanlara uygulandı ve haliyle İslam'ın kanunları kaldırıldı. Evlilikle, nafakayla, boşanmayla ve mirasla alakalı bütün kanunlar iptal edildi. Bu kanunu yıllarca uyguladılar ama Müslümanlar ailelerine ve mahremlerine sahip çıktılar. İslami esaslarına riayet ettiler." ifadelerini kullandı.

"Birçok insan boşandığı eşine süresiz nafaka ödeyemediğinden dolayı cezaevine atıldı"

2002'de Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliklerden dolayı nikahlı eşi tarafından şikâyet edilen erkeklerin cezaevlerine atıldığına değinen Bayoğlu, "2002'de Türk Ceza Kanunu'nda ve Medeni Kanunu'nda değişiklikler yapıldı. Ömür boyu nafaka getirildi. Bu kanun yüzünden birçok erkek boşandığı eşine süresiz nafaka ödeyemediğinden dolayı cezaevine atıldı, mallarına veya maaşına haciz konuldu. Bu kanun yüzünden bir gün dahi nikahlı olan eşi tarafından şikâyet edildiğinden dolayı erkekler cezaevlerine atıldı. Bunlar yaşanırken devletin resmi kanunla izin verdiği 3 binin üzerindeki kadınların pazarlandığı, belki de bir günde binlerce erkekle beraber olduğu bu ahlaksızlık, tecavüz olarak tanımlanmadı." şeklinde konuştu.

"Mecliste hiçbir konuda anlaşamayan HDP, CHP, AKP ve MHP, 81 maddelik bu yasayı hiçbir milletvekili itiraz etmeden 27 dakikada kabul ettiler"

İstanbul Sözleşmesinin aile kavramını yok ettiğini belirten Bayoğlu, şöyle konuştu:

Yüzde 99'unun Müslüman olduğu bir ülkede böyle bir kanun aileyi koruyamaz. 2011'de Batı kaynaklı İstanbul Sözleşmesi diye bir yasa çıkarıldı. Halkı Müslüman olan ve şerh koymaksızın imzalayan ilk ülke Türkiye oldu. Mecliste hiçbir konuda anlaşamayan HDP, CHP, AKP ve MHP, 81 maddelik bu yasayı hiçbir milletvekili itiraz etmeden 27 dakikada kabul edilerek uygulamaya konuldu. Bu kanunda kadının beyanı esastır denildi. Bir kadın hangi beyanda bulunursa bulunsun, şahit olmaksızın ve delil bulunmaksızın kadının söylediği her şey kabul ediliyor. Bu yasayla beraber 2019 yılında 500 bin erkek sokağa atıldı. Hayvan haklarının konuşulduğu, sahiplenmiş hayvanların dışarı bırakıldığında sahiplerinin cezalandırılması gerekliliğinin meclislerde tartışıldığı bu dönemlerde, emanetin sahipçisi erkekler ve babalar dinlenmeksizin sokağa atılıyor ve çoğu, insan içine çıkamaz hale geliyor.

"Ahlakını, insanlığını kaybeden bir toplum Allah'ın azabına uğrar"

Belediyeler tarafından billboardlarda, kadın ve çocukların zihinlerinde erkeklerin suçlu olduğunun algısını yerleştirdiklerini belirten Bayoğlu, "Bu kanunlar yüzünden evlilik oranları her gün düşüyor. Bu yuvalar Allah ve Resulü'nün koruduğu alanlar cennetten bir bahçedir. Bundan dolayı bu kadar kolay bozulmamalıdır. Her alanda ifsat olmuş olan bu toplumu, bozulmaktan korumak için televizyon kanallarında Corona virüsüne karşı aldığımız bu tedbirlerden daha fazlasını almak zorundayız. Çünkü ahlakını, insanlığını kaybeden bir toplum Allah'ın azabına uğrar." dedi.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler